Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Sezaryan sonrası ağrı kontrolünde rektus kılıfı altına uygulanan tek doz bupivakainin etkinliği

Erkan Alataş

Künye

Sezaryan sonrası ağrı kontrolünde rektus kılıfı altına uygulanan tek doz bupivakainin etkinliği. Perinatoloji Dergisi 1998;6(3):74-76

Yazar Bilgileri

Erkan Alataş

  1. Malatya Askeri Hastanesi Perinatoloji Malatya TR
Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Genel anestezi altında uygulanan sezaryen ameliyatlarında insizyon bölgesine uygulanan %0.5 bupivakainin ope- rasyon sonrasi ağrı ve analjezik ıhtıyaci üzerindeki etkisini incelemek
Yöntem
Sezaryen operasyonuna alınan 60 hastanın postoperatif ağrı düzeyleri ve anajezik ihtiyaçları araştırıldı. Hastalar rastgele iki gruba ayrıldı.Otuz hastanın insizyon bölgesine 20 mi %0.5 bupivakain uygulandı. Kontrol grubunu oluşturan 30 hastaya plasebo amaçlı serum fizyolojik uygulandı. Ağrı hissi postoperatif dört, sekiz ve onaltıncı saatlerde visual ana- logue scala (VAS) yöntemiyle tesbit edildi.
Bulgular
Yara yerinin % 0.5 bupivakain ile infiltrasyonu postoperatif erken dönemde ağrı hissini ve analjezik ihtiyacını azaltmaktadır ( p<0.05 ).
Sonuç
Sezaryen operasyonu sırasında keşi hattına uygulanan % 0.5 Bupivakain postoperatif ağrı ve analjezik ihtiyacını belirgin şekilde azaltmaktadır
Anahtar Kelimeler

Sezaryen, Bupivakain, Lokal Anestezik, Ağrı ölçümü

Giriş
Cerrahi ve anestezi tekniklerinin gelişmesi, kan viryöntemin etkinliğinin araştırılması amacıyla prospektif, randomize, çift kör bir çalışma planlandı. Çok sık uygulanması ve yataklı kurumların hepsinde yapılabilmesi nedeniyle model olarak sezaryan operasyonunu seçtiğimiz bu çalışmada, batın kapatılırken rektus kılıfı altına uygulanan tek doz bupivakain infiltrasyonunun operasyon sonrası ağrı kontrolü ve hasta konforu üzerindeki etkisinin incelenmesi planlandı.
Yöntem
1.4.1997 - 31.1 1998 tarihleri arasında Kadın Hastalıkları ve Doğum servisine başvuran hastalar arasından çalışma kriterlerine uyan 60 gebe çalışmaya alındı. Hastaların hiçbirinde sigara, alkol alışkanlığı ve sistemik hastalık öyküsü bulunmuyordu. Bütün hastalar çalışma hakkında bilgilendirildi ve yazılı izin alındı, Operasyonlar elektif şartlar altında, genel anesteziyle gerçekleştirildi. Operasyonların tümünde standart teknik ve cerrahi malzeme kullanıldı. Hastalar cerrahi sırasında rastgele iki gruba ayrıldı. Birinci grup hastalara rektus kılıfı kapatılırken, rektus adalesi ile kılıf arasına insizyon hattı boyunca 20 mi %5 bupivakain (Marcaine, Eczacıbaşı) infiltrasyonu yapıldı. Kontrol grubunu oluşturan ikinci hasta grubuna ise aynı yöntemle plasebo amaçlı 20 mi serum fizyolojik uygulandı. Hastaların postoperatif bakımları Kadın-Doğum servisinde gerçekleştirildi. Çalışma planı gereği ne operasyon sonrası takibi yapan ekip ne de hasta uygulanan yöntemi bilmiyorlardı.
Hastaların ağrı hisleri 100 milimetrelik Visual Analog Scala (VAS) yöntemiyle postoperatif 4, 8 ve 16. saatlerde bilinen yöntemle tesbit edildi (6), (7). Ağrısının arttığını ve analjeziğe ihtiyacı olduğunu belirten hastalara her defasında lgr Metamizol intramuskuler yolla uygulandı. İlk analjezik uygulaması için geçen süre ve 24 saat içinde uygulanan toplam analjezik miktarı her hasta için ayrı ayrı kaydedildi. Tüm hastalar obstetrik özellikleri, operasyon süresi, gaz çıkarma süreleri ve bulantı kusma gibi yan etkiler açısından değerlendirildiler.
Çalışmanın istatistiksel değerlendirilmesinde students t test kullanıldı.
Bulgular
Operasyon sonrası ağrı kontrolünde bupivakain grubu kontrol grubuna göre daha başarılı bulundu. Ağrı duyusunun değerlendirildiği her üç ölçümde de bupivakain grubunda elde edilen ağrı skorlarının kontrol grubuna göre belirgin şekilde düşük gerçekleştiği görüldü (Tablo 1).
Analjezik ihtiyaç ve uygulamaları açısından iki grubun verileri karşılaştırıldı. Bupivakain grubunda ilk analjezik yapılması için gereken süre plasebo gaıbuna göre daha uzundur. Ayrıca günlük toplam analjezik ihtiyacı bupivakain uygulanan grupta daha az olduğu tesbit edildi (Tablo 2).
Obstetrik özelliklerin karşılaştırmasında yaş, gravida ve parite açısından iki grup arasında fark bulunamadı. İki grubun operasyon süresi, gaz çıkarma süresi, uterin kanama miktarı, bulantı ve kusma gibi yan etkiler açısından karşılaştırılmasında istatistiki fark bulunmadı.
Tartışma
Bu çalışmada rektus kılıfı altına uygulanan bupivakainin operasyon sonrası ağrı hissi ve günlük analjezik ihtiyacına olan etkisi incelenmiştir. Çalışmamızda lokal anestezik amacıyla kullanılan bupivakain operasyon sonrası ağrı giderilmesinde yaygın kullanılan bir ilaçdır. Obstetride epidural ve spinal ane stezi için yaygın kullanımına rağmen lokal infiltrasyon şeklinde kullanımı daha ziyade genel cerrahi uygulamalarında görülmektedir (8).
Çalışma bulgularımıza göre lokal bupivakain infiltrasyonu sezaryan operasyonu sonrası ilk 16 saat boyunca ağrı hissini azaltmaktadır. Sezaryan sonrası rektus kılıfı altına katater aracılığıyla devamlı bupivakain uygulanan bir çalışmada ağrı hissinin belirgin azaldığı bildirilmiştir (2). Bu çalışmada ağrı skorunun özellikle ilk 4 saatde belirgin düştüğü belirtilmiştir. Bizim sonuçlarımıza göre ise plasebo grubuna göre ağrı skorundaki en önemli düşüş 8. saatde gerçekleşmiştir. Benzer bir çalışmada yara yerinin bupivakain ile infiltrasyonunun, ilioinguinal sinir bloğu ve plaseboya göre etkinliği araştırılmıştır. Bu çalışmanın sonucuna göre her iki yöntemde ağrı hissini azaltmada plasebo grubuna göre çok daha başarılıdır. Yara yeri infiltrae kan ürünlerinin daha kolay elde edilebilmesi cerrahi uygulamaların daha güvenli uygulanmasını sağlamıştır. Bunun sonucunda 1960'larda % 5 civarında olan sezaryan oranları günümüzde % 25-30 oranlarına ulaşmıştır (1). Tüm Kadın-Doğum kliniklerinde yaygın olarak uygulanan sezaryan operasyonunda arzulanan amaçlardan en önde gelenlerinden biri de operasyon sonrası dönemde annenin bebeği ile ilgilenebilecek konuma en kısa sürede ulaştırılmasıdır. Bu nedenle cerrahi sonrası dönemde ilk ve en önemli uygulama ağrı kontrolüdür. Cerrahi sonrası analjezinin sağlanmasın- da çeşitli yöntemler tarif edilmiştir. Bu maksatla operasyon sonrası erken dönemde uygulanan teknikler arasında epidural, intravenöz, intramuskuler, lokal ve rektal yolla değişik analjezik kullanımları tarif edilmiştir (2), (3), (4), (5). Sezaryan operasyonu sonrası erken dönemde uygulanan anestezi yöntemi genellikle uygulayıcı ekibin tecrübesi ve isteği doğrultusunda seçilmektedir.
Operasyon sonrası ağrı kontrolünde obstetrisyenin tek başına uygulayabileceği bsyonu ile sinir bloğunun etkisi eşit bulunmuştur [#10]. Bupivakainin subkutan kullanıldığı bir çalışmada ise ağrı hissini azaltmakta plaseboya üstünlüğünün olmadığı görülmüştür (10). Bu sonuçlara göre sezaryan sonrası postoperatif ağrının oluşumunda derin katların, cilt ve ciltaltına göre daha büyük katkısı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Rektus kılıfı altına bupivakain infiltrasyonu yapılan çalışmalarda operasyon sonrası erken dönemde gereken toplam analjezik ihtiyacının % 25 azaldığı bildirilmiştir (2), (9). Operasyon sonrası ilk 16 saati değerlendirdiğimiz bu çalışmada, bupivakain kullanımının günlük toplam analjezik ihtiyacınında % 26 oranında azalmaya neden olduğu görülmüştür.
Sonuç
Sonuç olarak rektus kılıfı altına yapılan bupivakain infiltrasyonu operasyon sonrası dönemde ağrı hissini ve analjezik ihtiyacını azalmaktadır. Uygulanan yöntem hasta üzerinde hiç bir yan etkiye yol açmadığı gibi, ağrı hissini azaltarak hasta konforunu arttırdığı için anne-bebek ilişkisinin daha erken ve daha rahat şartlarda kurulabilmesine olanak sağlayacaktır. Ayrıca Anadoluda yeterli sayıda anestezi uzmanı olmayan bölgelerde obstetrisyenin tek başına uygulayabileceği, operasyon süresini etkilemeyen, basit ama etkili bir yöntemdir.
 
Kaynaklar
1) Dunn LJ: Sezaıyen ve diğer obstetrik operasyonlar. In Scott JR, DiSaia PJ, Hammond CB, Spellacy WN (eds):Danforthis Obstetrics and Gynecology. Philadelphia: JB. Lippincott Company. S.Erez (çev. ed) 773-74; 1990.
2) Mecklem DW, Humphrey MD, Hicks RW. Efficacy of bupivaca ine delivered by wound catheter for post-Caesarean section analgesia. Aus N Z J. Obstet Gynecol, 35: 416-21, 1995.
3) Dick WF. Anaesthesia for caesarean section (epidural and general): effects on the neonate. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol. 59: 61-7, 1995
4) Valentine JM, Lyons G, Bellamy MC. The effect of intrathecal midozalam on postoperative pain. Eur J Anaesthesiol. 13: 589- 93, 1996.
5) Elhakim M, Nafie M. I.v. tenoxicam for analgesia during caesa- rean section. Br J Anaesth. 74: 643-6, 1995.
6) Irion O, Luzuy F, Beguin F. Nonclosure of the visceral and parietal peritoneum at caesarean section: a randomised controlled trial. Br J Obstet Gynecol. 103: 690-4, 1996.
7) Bunting P, McConachie. Ilioinguinal nerve blockade for analgesia after caesarean section. Br J Anaesth. 6l: 773-5, 1988.
8) Erichsen CJ, Vibits H, Dahl JB, Kehlet H. Wound infiltration with ropivacaine and bupivacaine for pain after inguinal heriotomy. Acta Anaesthesiol Scand. 39:67-70, 1995.
9) Ganta R, Samra SK, Maddineni VR, Furness G. Comparison of the effectiveness of bilateral ilioinguinal nerve block and wound infiltration for postoperative analgesia after caesarean section. Br J Anaesth. 72: 229-30, 1994.
10). Trotter TN, Hayes-Gregson P, Robinson S, Cole L, Coley S et al. Wound infiltration of local anaesthetic after lower segment caesarean section. Anaesthesia. 46: 404-7, 1991.
Dosya / Açıklama
Tablo 1_
Sezaryan Sonrası Ağrı Kontrolünde Rektus Kılıfı Altına Uygulanan Tek Doz Bupivakainin Etkinliği
Tablo 2_
Sezaryan Sonrası Ağrı Kontrolünde Rektus Kılıfı Altına Uygulanan Tek Doz Bupivakainin Etkinliği