Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Erken gebelik dönemindeki maternal serum progesteron seviyesi üçüncü trimesterdeki plasental disfonksiyonu öngörebilir mi?

Gülşen Doğan Durdağ, Şafak Yılmaz Baran, Songül Alemdaroğlu, Hakan Kalaycı, Seda Yüksel Şimşek, Selçuk Yetkinel, Serdinç Özdoğan, Esra Bulgan Kılıçdağ

Künye

Erken gebelik dönemindeki maternal serum progesteron seviyesi üçüncü trimesterdeki plasental disfonksiyonu öngörebilir mi?. Perinatoloji Dergisi 2021;29(0):39-45 DOI: 10.2399/prn.21.0291007

Yazar Bilgileri

Gülşen Doğan Durdağ,
Şafak Yılmaz Baran,
Songül Alemdaroğlu,
Hakan Kalaycı,
Seda Yüksel Şimşek,
Selçuk Yetkinel,
Serdinç Özdoğan,
Esra Bulgan Kılıçdağ

  1. Gynecology and Obstetrics Clinic, Başkent University Adana Hospital, Adana, Turkey
Yazışma Adresi

Gülşen Doğan Durdağ, Gynecology and Obstetrics Clinic, Başkent University Adana Hospital, Adana, Turkey, [email protected]

Yayın Geçmişi

Gönderilme Tarihi: 07 Aralık 2020

Kabul Edilme Tarihi: 31 Ocak 2021

Erken Baskı Tarihi: 31 Ocak 2021

Yayınlanma Tarihi: 30 Mart 2021

Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Gebeliğin sürdürülmesi için gerekli olan progesteron, gebeliğin 10. haftasına kadar korpus luteum ve sonrasında plasenta tarafından üretilir. Bu çalışmanın amacı, gebeliğin 6–8 ile 12. haftasında ölçülen serum progesteron konsantrasyonları ile üçüncü trimesterde plasental disfonksiyonu ortaya koyabilecek parametreler arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
Yöntem
Gebeliğin 6–8. haftaları ve 12. haftasında ölçülen progesteron değerleri ile gebelikte hipertansif bozukluklar, intrauterin gelişme geriliği, preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi plasental disfonksiyon belirtileri arasındaki ilişki değerlendirildi. Ayrıca, daha önceki bir çalışmaya dayanarak, erken gebelik döneminde 11 ng/mL’nin üzerindeki ve altındaki progesteron seviyelerine göre iki grup oluşturuldu ve gestasyonel sonuçlar yönünden bu gruplar arasındaki farklılık incelendi.
Bulgular
Gebeliğin 6–8. haftaları ve 12. haftasındaki progesteron konsantrasyonları, plasental disfonksiyona işaret eden gebelik komplikasyonlarına sahip olan ve olmayan alt gruplar arasında anlamlı şekilde farklı değildi (tüm parametreler için p>0.05). Gebeliğin 6–8. haftalarındaki 11 ng/mL’lik progesteron eşik değeri nedeniyle üçüncü trimester komplikasyonları yönünden iki grup arasında anlamlı farklılık bulunmadı.
Sonuç
Bu çalışmada, birinci trimesterin erken ve geç dönemlerinde ölçülen progesteron değerlerinin üçüncü trimesterdeki plasental disfonksiyon ile ilişkili olmadığı sonucuna ulaştık. Ayrıca, gestasyonel sonucu öngörmek için daha önce önerilen eşik değeri valide etmedik. Bu nedenle, rutin birinci trimester progesteron taraması gebelik takibini yönlendirmede uygun olmayabilir.
Anahtar Kelimeler

Hipertansif bozukluklar, düşük doğum ağırlığı, plasental disfonksiyon, gestasyonel komplikasyonlar, progesteron.

Giriş
Endometriyumun implantasyon hazırlığı, sağlıklı bir gebelik için gerekli olan desidualizasyonun desteklenmesi ve fetüse karşı immün toleransın gelişimi için gerekli olan birinci trimester progesteron değerinin önemi, hem tekil hem de çoklu gebelikler üzerine yapılan çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.[1–3] Gebeliğin erken döneminde gestasyonel prognozu öngörmede progesteronun rolünü vurgulayan bazı çalışmalarda, 35 nmol/L’nin (11 ng/mL eşdeğeri) altındaki maternal progesteron seviyesinin vajinal kanama ve düşük ile ilişkili olduğu bulunmuştur.[4,5] Ancak, birinci trimesterde gebeliğin sağlıklı şekilde sürdürülmesi için farklı progesteron eşik değerleri bildiren çalışmalar da mevcuttur.[5,6]
Gebeliğin 10. haftasına kadar korpus luteum tarafından salgılanan progesteron, daha sonraki haftalarda plasenta tarafından üretilmektedir.[7] Gebeliğin birinci trimesterinde düşük progesteron seviyesi plasental disfonksiyon ile ilişkilidir. Birinci trimester progesteron konsantrasyonları ile hipertansif bozukluklar, intrauterin gelişme geriliği, preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi üçüncü trimester gestasyonel komplikasyonlar arasındaki ilişki az sayıda çalışmada araştırılmıştır.[8–10] Yakın tarihli bir çalışmada, erken gebelik döneminde düşük serum progesteron konsantrasyonunun tek değişkenli bir analizde gebelikteki hipertansif bozukluklarda görülen artışla ilişkili olduğu bulunmuştur, fakat bu ilişki çok değişkenli analizle doğrulanmamıştır.[8] Bu çalışma ayrıca, birinci trimesterde düşük progesteron seviyesinin düşük doğum ağırlığı ile ilişkili olduğunu göstermiştir.[8] Ancak bu konuyla ilgili az sayıdaki çalışmanın sonuçları tutarlı değildir.[9,11] Ek olarak, birinci trimesterde yaş ve vücut kitle indeksinin (VKİ) de progesteron seviyelerini etkilediği bildirilmiştir.[9]
Çalışmamızın amacı, ayrı şekilde korpus luteum ve plasenta fonksiyonunun belirteçleri olarak gebeliğin 6–8. haftaları ve 12. haftasında ölçülen progesteron değerleri ile gebelikte hipertansif bozukluklar, intrauterin gelişme geriliği, preterm doğum ve neonatal doğum ağırlığı gibi üçüncü trimesterdeki plasental disfonksiyonu ortaya koyabilecek parametreler arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.
Yöntem
Bu çalışma, üçüncü basamak bir merkezin Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde prospektif olarak gerçekleştirildi. Nisan 2018 ve Nisan 2020 tarihleri arasında 6–8 haftalık tekil intrauterin gebelik tanısını yeni almış ve çalışmaya katılması kabul edilmiş hastalar dahil edildi. Gebeliğin 6–8. haftaları ve 12. haftasında maternal serum progesteron konsantrasyonları, kemilüminesans mikropartikül immünoassay (ARCHITECT progesteron kiti, Abbott, Donegal, İrlanda) kullanılarak ölçüldü. Rutin gebelik takibi yapıldı ve hipertansif bozukluklar, intrauterin gelişme geriliği ve preterm doğum gibi gestasyonel komplikasyonların yanı sıra doğum haftası ve yenidoğanın doğum ağırlığı parametreleri değerlendirildi.
Çoklu gebeliği olan hastalar, vajinal kanama veya kürtaj tehdidi nedeniyle progesteron tedavisi gören hastalar, rekürren düşük hikayesi olanlar, yardımcı üreme teknikleriyle gebe kalanlar, sigara içenler ve kronik hipertansiyonu veya sistemik hastalığı olan hastalar çalışma dışı bırakıldı.
Tüm gestasyonel sonuçlar kaydedildi. Hastaların yaşı, ilk maternal vizitteki boy ve kiloya göre hesaplanan VKİ’leri, ilk vizitte (6–8 hafta) ve gebeliğin 12. haftasında ölçülen progesteron değerleri, kürtaj veya doğum gibi gestasyonel sonuç, gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan hipertansif bozukluklar (gestasyonel hipertansiyon / preeklampsi), intrauterin gelişme geriliği varlığı, preterm doğum varlığı, doğumda gebelik haftası ve yenidoğanın doğum ağırlığı değerlendirildi.
Spontan kürtaj, gebeliğin 20. haftasından önce müdahale olmaksızın gebeliğin kaybedilmesi olarak tanımlandı.[12] Gestasyonel hipertansiyon, gebeliğin 20. haftasından sonra en az 4 saat arayla iki ayrı ölçümde kan basıncının ≥160/100 mmHg veya ≥140/90 mmHg olması; preeklampsi ise gestasyonel hipertansiyon ve proteinüri (24 saatlik idrarda >300 mg protein) veya trombositopeni (<100.000x109/L), renal yetmezlik (kreatinin>1.1 mg/dL) ve proteinüri yokluğunda karaciğer testlerinin bozulması olarak tanımlandı.[13] Preterm doğum, gebeliğin 37. haftasından önceki doğum olarak,[14] düşük doğum ağırlığı ise 2500 gramdan küçük yenidoğan ağırlığı olarak tanımlandı.[15] İntrauterin gelişme geriliği, gestasyonel yaşa göre 10. persantilden daha düşük tahmini fetal ağırlık şeklinde tanımlandı.[16]
Gebeliğin 6–8. haftaları ile 12. haftasında ölçülen progesteron değerleri ile gebelikte hipertansif bozuklular, intrauterin gelişme geriliği, preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı arasındaki ilişki değerlendirildi.
Ayrıca, gebeliğin erken döneminde progesteron seviyeleri 11 ng/mL’nin altında ve üzerinde olan iki grup oluşturuldu ve gebelikte hipertansif bozukluklar, intrauterin gelişme geriliğinin ortaya çıkması, preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı yönünden bu gruplar arasındaki fark araştırıldı.
Bunlara ilaveten, her iki gebelik haftasında ölçülen progesteron değerleri £21 ve >21 yaşındaki hastalar arasında ve VKİ değerleri <30 ve ≥30 kg/m2 olan hastalar arasında karşılaştırıldı.
Bu çalışma, Başkent Üniversitesi Kurumsal İnceleme Kurulu tarafından onaylandı (Proje No: KA18/105). Tüm hastalardan yazılı bilgilendirilmiş onam alındı.
İstatistiksel analiz, SPSS yazılımı (Sürüm 25.0, SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) kullanılarak gerçekleştirildi.
Daha önceki bir çalışmaya dayanarak, erken gebelik döneminde 11 ng/mL’nin altında progesteron seviyelerine sahip gebelerin düşük doğum ağırlığı riskinin yüksek olduğu ve 11 ng/mL’nin üzerinde progesteron seviyelerine sahip gebelerin düşük doğum ağırlığı oranının 0.30 olduğu varsayımıyla,[7] düşük progesteron düzeylerine sahip gebelerde bu oranın ikiye katlanmasını (0.60) %5 hata ve %80 güç ile anlamlı bulabilmek için minimum örneklem büyüklüğünün grup başına 41 hasta olduğu belirlendi.
Kategorik ölçümler sayı ve yüzde ile verilirken, sürekli ölçümler ortalama ve standart sapma veya medyan ve aralık (veriler normal dağılıma sahip olmadığında) ile tanımlandı. Normal dağılım sergilemeyen veriler için, gruplar arası karşılaştırmada Mann-Whitney U testi kullanıldı. Gruplar arasındaki kategorik değişkenleri değerlendirmek için ki kare veya Fisher’in kesinlik testleri kullanıldı. Tüm testlerde p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Çalışmaya dahil edilen 164 hastadan ikisinin gebeliği, fetal anomali nedeniyle erken gebelik döneminde sonlandırıldı, sekiz hastanın gebeliği spontan kürtaj ile sonuçlandı ve kalan 154 hastanın gebelik takipleri üçüncü trimesterde devam etti (Şekil 1).
Gebelikleri devam eden ve üçüncü trimesterde doğumla sonuçlanan 154 hastanın 107’si merkezimizde doğum yaparken, 47 hastanın başka bir merkezde doğum yaptığı görüldü. Başka merkezlerde doğum yapan hastaların gebelik ve doğum bilgileri telefon görüşmesi ile elde edildi.
Tüm hastalarda gebeliğin 6–8. haftalarındaki progesteron değerleri mevcutken, gebeliğin 12. haftasındaki progesteron değerlerine 97 hastada ulaşıldı.
Hastaların ortalama yaşı 29.6±5.1 yıl, ortalama VKİ değeri 24.2±3.9 kg/m2 idi. Kohort özellikleri Tablo 1’de sunulmuştur.
Gebeliğin 6–8. haftalarındaki medyan progesteron değeri, kürtajla sonuçlanan gebeliklerde 8.90 (aralık: 5.40–18.30) ng/mL’yken, kohortun kalanında 16.5 (aralık: 6.5–53.2) ng/mL’ydi. Spontan kürtaj, 8 hastanın 7’sinde gebeliğin 12. haftasından önce meydana geldi. Kürtajı gebeliğin 12. haftasından sonra gerçekleşen tek hastanın progesteron seviyeleri, gebeliğin 6–8. ve 12. haftalarında sırasıyla 15.7 ng/mL ve 25.5 ng/mL’ydi.
Hastalar gebeliğin 6–8. haftalarındaki progesteron seviyelerine göre 11 ng/mL’nin altında ve üzerinde iki grup halinde değerlendirilirken, gruplar arasında hipertansiyon, intrauterin gelişme geriliği, preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi üçüncü trimester komplikasyonları bakımından anlamlı farklılık bulunmadı (sırasıyla p=1.000, p=0.475, p=1.000 ve p=1.000).
Yenidoğanlarda düşük doğum ağırlığı olan ve olmayan hastalar arasında, ortalama yaş, VKİ ve gebeliğin 6–8. ve 12. haftalarında progesteron değerleri bakımından hiçbir fark yoktu (tüm parametreler için p>0.05).
Benzer şekilde, preterm doğum olsun veya olmasın, hipertansif bozukluklar olsun veya olmasın ve intrauterin gelişme geriliği olsun veya olmasın hastaların ortalama yaşı, VKİ seviyeleri ve gebeliğin 6–8. ve 12. haftalarında progesteron değerleri anlamlı şekilde farklı değildi (tüm değerler için p<0.05). Gebeliğin 6–8. ve 12. haftalarında progesteron değerleri ile üçüncü trimester gestasyonel komplikasyonlar arasındaki ilişki Tablo 2’de gösterilmektedir.
Kohortta 21 yaşında ve daha küçük 6 hasta vardı. Her iki gebelik döneminde ölçülen progesteron değerlerinin 21 yaşında ve altında olan hastalarla 21 yaşından büyük hastalar arasında anlamlı şekilde değişmediği görüldü (gebeliğin 6–8. haftasında p=0.483 ve gebeliğin 12. haftasında p=0.104) (Tablo 3).
 VKİ değeri ≥30 olan 12 hasta mevcuttu ve bu hastalar, VKİ<30 değerine sahip hastalardan daha düşük bir progesteron değerine sahipti. Farklılık gebeliğin 6–8. haftasındaki progesteron değerleri için anlamlıyken (p=0.006), gebeliğin 12. haftasındaki progesteron değerleri için istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0.268) (Tablo 3).
Tartışma
Birinci trimester serum progesteron konsantrasyonlarının üçüncü trimester plasental fonksiyon ile olan ilişkisini araştıran az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmada, korpus luteum ve plasentanın ürettiği progesteronun üçüncü trimesterdeki etkilerini ayrı ayrı değerlendirdik; ancak gebeliğin 6–8. ve 12. haftalarında ölçülen serum progesteron konsantrasyonlarının üçüncü trimesterde plasental disfonksiyona bağlı komplikasyonlarla bir ilişkisi olduğunu bulmadık.
Progesteron, uzun yıllar boyunca birinci trimesterde gebelik viyabilitesini gösteren bir parametre olarak kullanılmıştır ve bu amaçla birçok çalışmada farklı eşik değerler önerilmiştir. Daily ve ark., viyabl ve non-viyabl gebeliklerde ilk 8 haftadaki ortalama progesteron seviyelerini sırasıyla 22.1 ng/mL ve 10.1 ng/mL olarak bildirmiştir.[17] Al-Sebai ve ark., 45 nmol/L’lik (14.13 ng/mL) bir eşik değerinin viyabl ve non-viyabl gebelikleri %87.6 duyarlılık ve %87.5 özgüllük ile belirleyebileceğini bildirmiştir.[18] Elson ve ark., erken haftalarda normal viyabl gebelik için progesteron eşik değerinin >25 ng/mL olduğunu ileri sürmüştür.[19] Abdelazim ve ark., 20 ng/mL’lik eşik değerinin non-viyabl gebelik tanısında %95.1 oranında duyarlı ve %98.9 oranında özgül olduğunu bildirmiştir.[1] Duan ve ark.’na göre[20] £16 ng/mL (50.7 nmol/L) progesteron değeri ve Arck ve ark.’na göre £12 ng/mL (38.3 nmol/L) progesteron değeri, artmış kürtaj riskiyle ilişkilidir.[6] Ku ve ark., vajinal kanaması olan hastalarda spontan kürtaj için 35 nmol/L (11 ng/mL) eşik değeri önermiştir.[4,5] Ancak yazarların çalışması vajinal kanama için başvuran gebeler üzerinde gerçekleştirildiğinden, zaten sağlıksız olan bir popülasyonun seçildiği sonucu çıkarılabilir.
Progesteron, birinci trimesterde trofoblastik yapılanmayı belirleyen önemli mekanizmalardan biridir. Gebeliğin erken döneminde düşük serum progesteron seviyesinin trofoblastik invazyonu olumsuz etkilediği ve plasentasyonu bozduğu ileri sürülmüştür.[8,21] Ayrıca, hipertansif bozukluklar ve preterm doğum gibi komplikasyonların, vajinal kanama gibi birinci trimester komplikasyonları olan hastalarda gebeliğin ileri haftalarında daha yaygın olduğu bildirilmektedir.[8,22] Öte yandan, birinci trimesterin başlangıcında korpus luteumda üretilen progesteronun, gebeliğin 10. haftasından sonra büyük oranda plasentada üretildiği bilinmektedir.[2,9] Ancak değerlendirilen progesteron seviyeleri, tüm çalışmalarda gebeliğin erken döneminde ölçülmüştür ve plasentadan ziyade korpus luteumun fonksiyonunu yansıtmaktadır.
Retrospektif bir çalışmada He ve ark., erken gebelik döneminde progesteronun üçüncü trimester gestasyonel komplikasyonlar ve düşük doğum ağırlığı ile olan ilişkisini incelemiş, aynı klinikte gerçekleştirilen ve birinci trimester gebelik viyabilitesini değerlendiren daha önceki bir çalışmayı temel alarak eşik değeri 11 ng/mL (35 nmol/L) olarak kabul etmiştir. Bu çalışmada He ve ark., gebeliğin 5. ve 12. haftaları arasında <11 ng/mL progesteron seviyesinin ileri haftalarda düşük doğum ağırlığı ile ilişkili olduğunu bildirirken, plasental disfonksiyona işaret eden diğer parametrelerde hiçbir anlamlı fark bulamamıştır.[8]
Çalışmamızda, progesteronun birinci trimesterin sonunda ağırlıklı olarak feto-maternal üniteden kaynaklandığını ve bu dönemde plasenta fonksiyonunu daha fazla yansıttığını ve bu nedenle gebeliğin 12. haftasındaki progesteron ölçümünün takip eden haftalardaki plasental disfonksiyonu öngörmede çok daha uygun olabileceğini düşünerek progesteron değerlerini iki ayrı haftada inceledik. Ancak daha önceki çalışmanın aksine bizim çalışmamızda, gebeliğin ne 6–8. haftasında ne de 12. haftasında ölçülen progesteron değerlerinin düşük doğum ağırlığı dahil plasental disfonksiyona bağlı komplikasyonlarla ilişkili olmadığını bulduk.
Yakın tarihli bir çalışmada Shen ve ark., daha büyük bir popülasyonda erken gebelik dönemindeki progesteron konsantrasyonu ve preterm doğum riski arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Ancak çalışmamızın aksine, progesteron seviyesi ağırlıklı olarak tüm popülasyon yerine vajinal kanaması olan riskli hastalarda ölçüldü ve testlerin büyük çoğunluğu gebeliğin 9. haftasından önce gerçekleştirilirken hastaların çoğu bu çalışmada progesteron tedavisi gördü. Sonuçlar çalışmaya dahil etme kriterleri ve progesteron tedavisinden etkilenmiş olabilirken, bizim sonuçlarımıza benzer şekilde, düşük seviyelerde progesteronun preterm doğum riskiyle ilişkili olmadığı bulundu.[10]
Ayrıca, progesteron seviyesi farklı parametrelerden etkilenebilir. Birinci trimester maternal VKİ seviyesinin serum progesteron seviyesiyle ters orantılı olduğu gösterilmiştir. Obezite (VKİ ≥30 kg/m2), daha düşük progesteron seviyeleriyle (<35 nmol/L) ilişkili bulunmuştur.[9,23] 18–21 arası maternal yaş da düşük progesteron ile ilişkili bulundu.[9] Sonuçlarımız bu bulgularla kısmen tutarlıdır ve progesteron seviyesi daha erken gebelik haftalarında yüksek VKİ seviyelerine sahip hastalarda anlamlı şekilde daha düşüktü, ancak 12. haftadaki ölçümlerde düşük değerler anlamlı bulunmadı. Progesteron değerleri, 21 yaşından büyük hastalarla kıyaslandığında 18–21 yaş arası hastalarda anlamlı şekilde farklı değildi. Ancak bu alt gruplarda yer alan az sayıdaki hastalar sonuçları etkilemiş olabilir.
Çalışmanın en önemli kısıtlaması, düşük progesteron seviyelerine sahip hastaların bazılarının gebeliği ilk trimesterde düşük ile sonuçlanmıştır ve bu hastaların gebeliğin ileri haftalarına ulaşamaması, gestasyonel komplikasyonları değerlendirilebilecek önemli bir grubun verilerinin eksik kalmasına yol açmıştır. Progesteron seviyeleri gebeliğin 6–8. haftasında ölçülmüş bazı hastaların 12. haftadaki progesteron değerlerine yönelik verilerinin olmaması da çalışmanın bir kısıtlamasıdır. Diğer yandan, prospektif tasarım, tüm progesteron değerlerinin aynı laboratuvarda ölçülmesi ve telefon görüşmeleri üzerinden de olsa gebelik komplikasyonlarına yönelik verilerin tamamlanması çalışmanın güçlü yanlarıdır.
Sonuç
Birinci trimesterin hem başlangıcında hem de sonunda ölçülen progesteron değerleri, üçüncü trimesterdeki plasental disfonksiyon ile ilişkili değildi. Ayrıca, gestasyonel sonucu öngörmek için daha önce önerilen eşik değerini valide etmedik. Bu nedenle, rutin birinci trimester progesteron taraması gebelik takibini yönlendirmede uygun görünmemektedir. Ancak bu sonuçlar daha büyük popülasyonlu ek çalışmalarda yeniden değerlendirilebilir.

Fon Desteği: Bu çalışma herhangi bir resmi, ticari ya da kar amacı gütmeyen organizasyondan fon desteği almamıştır.

Etik Standartlara Uygunluk: Yazarlar bu makalede araştırma ve yayın etiğine bağlı kalındığını, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na ve fikir ve sanat eserleri için geçerli telif hakları düzenlemelerine uyulduğunu ve herhangi bir çıkar çakışması bulunmadığını belirtmiştir.
Kaynaklar
  1. Abdelazim IA, Belal MM, Makhlouf HH. Relation between single serum progesterone assay and viability of the first trimester pregnancy. J Turk Ger Gynecol Assoc 2013;14:68–17. [PubMed] [CrossRef

  2. Goktolga U, Gungor S, Ceyhan ST, Keskin U, Fidan U, Gezginç K, et al. Assessment of the predictive value of serum progesterone levels on early pregnancy prognosis in spontaneous twin gestations: a prospective study. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol 2008;137:185–8. [PubMed] [CrossRef

  3. Arck P, Hansen PJ, Mulac Jericevic B, Piccinni M-P, Szekeres-Bartho J. Progesterone during pregnancy: endocrine–immune cross talk in mammalian species and the role of stress. Am J Reprod Immunol 2007;58:268–79. [PubMed] [CrossRef

  4. Lek SM, Ku CW, Allen Jr JC, Malhotra R, Tan NS, Østbye T, et al. Validation of serum progesterone <35nmol/L as a predictor of miscarriage among women with threatened miscarriage. BMC Pregnancy Childbirth 2017;17:78. [PubMed] [CrossRef

  5. Ku CW, Allen Jr JC, Malhotra R, Chong HC, Tan NS, Østbye T, et al. How can we better predict the risk of spontaneous miscarriage among women experiencing threatened miscarriage? Gynecol Endocrinol 2015;31:647–51. [PubMed] [CrossRef

  6. Arck PC, Rücke M, Rose M, Szekeres-Bartho J, Douglas AJ, Pritsch M, et al. Early risk factors for miscarriage: a prospective cohort study in pregnant women. Reprod Biomed Online 2008;17:101–13. [PubMed] [CrossRef

  7. Daya S. Luteal support: progestogens for pregnancy protection. Maturitas 2009;65 Suppl 1:S29–S34. [PubMed] [CrossRef

  8. He S, Allen JC, Malhotra R, Østbye T, Tan TC. Association of maternal serum progesterone in early pregnancy with low birth weight and other adverse pregnancy outcomes. J Matern Fetal Neonatal Med 2016;29:1999–2004. [PubMed] [CrossRef

  9. Hartwig IR, Pincus MK, Diemert A, Hecher K, Arck PC. Sex-specific effect of first-trimester maternal progesterone on birthweight. Hum Reprod 2013;28:77–86. [PubMed] [CrossRef

  10. Shen SY, Chen QZ, Zhang LF, He JR, Lu JH, Li WD, et al. Association between serum progesterone concentration in early pregnancy and duration of pregnancy: a cohort study. J Matern Fetal Neonatal Med 2020;33:2096–102. [PubMed] [CrossRef

  11. Troisi R, Hoover R, Thadhani R, Hsieh CC, Sluss P, Ballard-Barbash R, et al. Maternal, prenatal and perinatal characteristics and first trimester maternal serum hormone concentrations. Br J Cancer 2008;99:1161–4. [PubMed] [CrossRef

  12. Griebel CP, Halvorsen J, Golemon TB, Day AA. Management of spontaneous abortion. Am Fam Physician 2005;72:1243–50. [PubMed

  13. ACOG Practice Bulletin, Number 222: gestational hypertension and preeclampsia. Obstet Gynecol 2020;135:e237–e60. [PubMed] [CrossRef

  14. American College of Obstetricians and Gynecologists’ Committee on Practice Bulletins—Obstetrics. Practice Bulletin No. 171: Management of preterm labor. Obstet Gynecol 2016;128:e155–64. [PubMed] [CrossRef

  15. Hughes MM, Black RE, Katz J. 2500-g low birth weight cutoff: history and implications for future research and policy. Matern Child Health J 2017;21:283–9. [PubMed] [CrossRef

  16. American College of Obstetricians and Gynecologists’ Committee on Practice Bulletins—Obstetrics and the Society for Maternal-Fetal Medicin. ACOG Practice Bulletin No. 204: fetal growth restriction. Obstet Gynecol 2019;133:e97–e109. [PubMed] [CrossRef

  17. Daily CA, Laurent SL, Nunley Jr WC. The prognostic value of serum progesterone and quantitative beta-human chorionic gonadotropin in early human pregnancy. Am J Obstet Gynecol 1994;171:380–4. [PubMed] [CrossRef

  18. Al-Sebai MAH, Kingsland CR, Diver M, Hipkin L, McFadyen IR. The role of a single progesterone measurement in the diagnosis of early pregnancy failure and the prognosis of fetal viability. Br J Obstet Gynaecol 1995;102:364–9. [PubMed] [CrossRef

  19. Elson J, Salim R, Tailor A, Banerjee S, Zosmer N, Jurkovic D. Prediction of early pregnancy viability in the absence of an ultrasonically detectable embryo. Ultrasound Obstet Gynecol 2003;21:57–61. [PubMed] [CrossRef

  20. Duan L, Yan D, Zeng W, Yang X, Wei Q. Predictive power progesterone combined with beta human chorionic gonadotropin measurements in the outcome of threatened miscarriage. Arch Gynecol Obstet 2011;283:431–5. [PubMed] [CrossRef

  21. Miko E, Halasz M, Jericevic-Mulac B, Wicherek L, Arck P, Arató G, et al. Progesterone-induced blocking factor (PIBF) and trophoblast invasiveness. J Reprod Immunol 2011;90:50–7. [PubMed] [CrossRef

  22. Lykke JA, Dideriksen KL, Lidegaard Ø, Langhoff-Roos J. First-trimester vaginal bleeding and complications later in pregnancy. Obstet Gynecol 2010;115:935–44. [PubMed] [CrossRef

  23. Goh JY, He S, Allen JC, Malhotra R, Tan TC. Maternal obesity is associated with a low serum progesterone level in early pregnancy. Horm Mol Biol Clin Investig 2016;27:97–100. [PubMed] [CrossRef
Dosya / Açıklama
Şekil 1.
Kohort akış grafiği.
Tablo 1.
Temel özellikler ve üçüncü trimester sonuçları.
Tablo 2.
Üçüncü trimesterde gebelik komplikasyonlarının yokluğunda ve varlığında erken ve geç birinci trimester progesteron değerleri.
Tablo 3.
Yaşa ve VKİ’ye göre progesteron değerleri.