Amaç
Bildirinin amacı fetal barsak atrezisi düşünülen ve takiplerde barsak perforasyonu saptanan olgunun yönetiminin sunumudur.
Olgu
19 yaşında G1P0 22 hafta 4 gün gebe dış merkez malformasyon ultrason değerlendirmesinde hiperekojen barsak görülmesi üzerine hastanemize yönlendirildi. Ek hastalığı olmayan gebenin dış merkezde yapılan 2li test sonucunun trizomi 21 ve trizomi 13/18 için düşük riskli (<10000) olarak hesaplandığı görüldü. Perinatoloji polikliniğinde ultrasonografi ile değerlendirilen olguda hiperekojen barsak ve femur kısalığı (<3 persantil) dışında patoloji saptanmadı. Sitomegalovirus ve toksoplazmozis bulaşı açısından değerlendirildi. Seroloji sonucunun negatif gelmesi üzerine hastaya fetal karyotipleme ve kistik fibrozis mutasyon taraması önerildi ve genetik danışmanlık için genetik polikliniğine yönlendirildi. Amniosentez yapılan hastanın genetik değerlendirme sonucu normal karyotipte fetus, kistik fibrozis mutasyonu saptanmamıştır olarak raporlandı. Hastaya 1 ay sonra kontrol önerildi. Hasta 30 hafta 0 gün de tekrar değerlendirildiğinde polihidramnios hali (afı >97.5 persantil), kolonda dilatasyon (çapı: 24.1 mm) izlendi. Ultrasonda anal mukozanın izlenmesi anal atreziyi, dilate kolon anslarının görülmesi çekum proksimalinde olabilecek bir atreziyi ekarte etmemizi sağladı. Hastaya haftalık kontrol önerildi. Hastanın 1 hafta sonraki kontrolunde kolonda izlenen dilatasyonun gerilediği (çapı 18.3 mm) görüldü ek bulgu saptanmadı. Hastanın 33 hafta 6 gün deki kontrolunde fetal batında minimal asit, ince barsaklarda dilatasyon (en geniş yerinde 12 mm), fetal batın içinde abdomen ön duvara yakın hiperekojen alan (plastron olabileceğini düşündürdü) izlendi. Polihidramnios halinin devam ettiği görüldü biyofizik profil skorlaması 10 puan olarak hesaplandı. Önceki ultrasonografi değerlendirmelerinde görülen kalın barsak dilatasyonunun izlenmemesi ve ince barsakların dilate izlenmesi ve batın ön duvarındaki hiperekojen alan tıkanıklığın olduğu yerden perforasyon olduğunu ve burada plastron oluştuğunu bize düşünürdü. Takip ve doğum şekli açısından çocuk cerrahisinden görüş alındı. Çocuk cerrahisi tarafından bulguları değerlendirilen olgunun komplike mekonyum ileusu, Hirschsprung hastalığı ve mekonyum peritoniti olabileceği, doğum şekli ve zamanı açısından obstetrisyenlerin karar vermesinin uygun olacağı, doğum sonrasında değerlendirileceği yazılı olarak bildirildi. Hastanın haftalık kontrollerine devam edildi. Kontrollerde ince barsak anslarında dilatasyon bulgusunun az miktarda progrese olduğu izlendi. Takiplerinde ek patoloji saptanmayan olgu 39 hafta 0 günde hasta yatırıldı. Pelvis değerlendirmesinde baş-pelvis uyumsuzluğu izlenmesi üzerine sezaryen ile 3430 g canlı erkek bebek doğurtuldu. Çocuk cerrahisi tarafından yatırılan bebek ileal atrezi + barsak perforasyonu tanısıyla opere edildi. Operasyonda stoma açıldı. Çocuk cerrahisi kliniğinde takibi devam etmekte.
Sonuç
Jejunal-ileal atrezi sıklığı %0.06’dır. İleal atrezilerin %13’ü proksimal, %36’sı distal ileumda saptanır. %90 olguda atrezi tek, %5–10 olguda ise birden fazladır (multipl atrezi). Duedonal atrezilerde kromozom anomalilerine sık rastlanmasına rağmen daha distaldeki barsak segmentlerini ilgilendiren atrezilerin %1’inden azında kromozom anomalisi vardır. ileal atrezi perinatoloji takibinde perforasyon olabileceği akılda tutulmalıdır.
Anahtar Kelimeler