Amaç
Fetal merkezi sinir sistemi anomalisi bulunan olgulara eşlik eden yapısal ve kromozomal malformasyonları belirlemek ve bu gebeliklerin prognozlarını değerlendirmektir.
Yöntem
2010–2015 tarihleri arasında fetal merkezi sinir sistemi anomalisi saptanan 101 olgu retrospektif olarak incelendi. Hastaların anne yaşı, gebelik sayısı, abortus sayısı, tanı aldığı gebelik haftası, ultrasonografide saptanan anomalileri, kromozom analizi sonuçları ve konsey kararları ile ilgili bilgiler değerlendirildi.
Bulgular
Gebeliklerin %26.7’sinde sadece kraniyal anomaliler, %51.5’inde ekstrakraniyal anomaliler ve %11.9’unda anormal karyotip bulunmaktaydı. En sık gözlenen merkezi sinir sistemi anomalisi ventrikülomegali (%51.5) idi. Konsey kararına göre gebeliklerin %68.3’ü sonlandırıldı. Ekstremite anomalileri en fazla görülen ekstrakraniyal anomali tipi idi (%23.8).
Sonuç
Fetal merkezi sinir sistemi anomalisi bulunan gebeliklerin yönetimi ve prognozlarının belirlenmesi için eşlik eden yapısal ve kromozomal anomalilerin belirlenmesi gereklidir.
Anahtar Kelimeler
Fetüs, kromozomal anomali, merkezi sinir sistemi, ventrikülomegali.
Giriş
Konjenital anomaliler her yıl yaklaşık %2–3 oranında canlı doğumu etkilemektedir.[1] Merkezi sinir sistemi (MSS) anomalileri ise perinatal dönemde saptanan konjenital anomalilerin yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. MSS anomalileri kardiyak anomalilerden sonra ikinci en sık rastlanan ciddi konjenital anomalilerdir. Bu nedenle nörolojik sistemin incelenmesi, günümüzde rutin fetal anomali taraması içinde çok önemli bir yer tutmaktadır. MSS anomalileri izole veya sistemik bir sendromun parçası olarak görülebilirler. Bunun yanında birçok olguya yapısal ve kromozomal anomaliler eşlik edebilmektedir. Ayrıca MSS anomalileri tıbbi müdahale ihtiyaçlarının, uzun dönem hastalıklarının ve ölümlerin sık nedenleri arasındadır. MSS anomalileri %75 oranında fetal ölümlerin, %40 oranında çocukluk çağı ölümlerinin nedenlerindendir.[2]
Prenatal dönemde herhangi bir MSS anomalisinin saptanması anomalinin olası nedenini, prognozunu, yönetimini belirlemek açısından oldukça önemlidir. Ciddi MSS malformasyonu olan fetüslerde mortalite ve morbidite yüksek olduğu için, viabilite sınırından önce tanı konduğunda aileye bilgi verilerek gebeliği sonlandırabilme seçeneği sunulabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, fetal MSS anomalisi bulunan olgulara eşlik eden yapısal ve kromozomal malformasyonları belirlemek ve bu gebeliklerin prognozlarını değerlendirmektir.
Yöntem
Bu çalışmada, Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde 1 Ocak 2010 – 31 Aralık 2015 tarihleri arasında fetal anomali taraması veya rutin obstetrik ultrasonografi (USG) incelemesi sırasında fetal MSS anomalisi saptanan 101 olgu retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışma için Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yerel Etik Kurulu’nun 29.07.2015/10 sayılı kararı ile gerekli etik kurul izni alınmıştır. Bütün olgular temel olarak perinatoloji, kadın hastalıkları ve doğum, nöroşirurji, çocuk sağlığı ve hastalıkları, patoloji, genetik, çocuk cerrahisi ve radyoloji uzmanlarının katılımı ile oluşan Perinataloji Konseyi’nde anomalinin yaşamla bağdaşma durumu ve gebelik prognozu açısından değerlendirilmiştir.
Hastaların medikal kayıtlarından anne yaşı, gebelik sayısı, abortus sayısı, tanı aldığı gebelik haftası, USG’de saptanan anomalileri, kromozom analizi sonuçları ve konsey kararları ile ilgili bilgiler elde edildi. İntrauterin enfeksiyonlara bağlı ultrasonografik kraniyal bulgular gelişebileceğinden tüm gebelerin enfeksiyon parametreleri elde edildi. Tetkik sonuçlarında intrauterin enfeksiyon şüphesi olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi.
Bütün çalışma grubuna gebelik haftasına uygun olarak prenatal tanı amaçlı koryon villus örneklemesi, amniyosentez veya kordosentez uygulandı. Fetal karyotipleme yapılacak olan her aileye işlem öncesinde genetik danışmanlık, karyotipleme işleminin yapılış tekniği ve komplikasyonları hakkında geniş bilgi verildi. Yazılı onam alınarak fetal karyotipleme işlemi gerçekleştirildi. Koryon villus örneklemesi 10–13. gebelik haftaları arasında 16 olguya, amniyosentez işlemi 16–22. haftalar arasında 68 olguya ve kordosentez işlemi 20–28. haftalar arasında 16 olguya deneyimli uzmanlar tarafından uygulandı.
İstatistiksel analizler SPSS 15. 0 istatistik paket programında (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) yapılmıştır. İstatistiksel analiz olarak tanımlayıcı bulgular kısmında kategorik değişkenler sayı (yüzde) ile sürekli değişkenler ise ortalama ± standart sapma ile sunulmuştur. Tüm analizlerde istatistiksel olarak anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak alınmıştır.
Bulgular
Çalışma grubunun klinik özellikleri Tablo 1’de gösterilmiştir. Ortalama anne yaşı 28.1±6.2, gravida 2.4±1.4, parite 1.3±0.8, abortus 0.4±0.2 olarak hesaplandı. Fetal MSS anomalisinin belirlendiği ortalama gebelik haftası 20.6±4.3 idi. Bunların %5.9’u birinci trimesterde, %89.1’i, ikinci trimesterde ve %5’i üçüncü trimesterde tanı almıştı. MSS anomalisi olan gebeliklerin %26.7’sinde sadece kraniyal anomaliler, %51.5’inde ekstrakraniyal anomaliler ve %11.9’unda anormal karyotip bulunmaktaydı. Konsey kararına göre gebeliklerin %68.3’ü sonlandırıldı.
Tablo 2’de fetal MSS anomalilerine eşlik eden yapısal ve kromozomal malformasyonlar sunulmuştur. Elli iki fetüste ventrikülomegali, 14’ünde anensefali, 11’inde ensefalosel, 6’sında holoprozensefali, 8’inde korpus kallozum agenezisi, 1’inde şizensefali, 2’sinde intraventriküler hemoraji, 4’ünde serebellar hipoplazisi, 4’ünde Dandy-Walker malformasyonu, 3’ünde vermian agenezisi, 2’sinde Blake poş kisti, 5’inde mega sisterna magna, 2’sinde mikrosefali, 3’ünde araknoid kisti, 2’sinde serebral kist ve 12’sinde koroid pleksus kisti saptandı.
Eşlik eden ekstrakraniyal anomaliler Tablo 3’te gösterilmiştir. Ekstremite anomalileri en fazla görülen ekstrakraniyal anomalilerdi. Olguların 12’sinde kromozom anomalisi belirlendi. Bunların 8’i trizomi 18, 2’si trizomi 13, 1’i trizomi 22 ve 1’i de 69XXX sendromuydu. Kromozom anomalisi olan fetüslere eşlik eden kraniyal ve ekstrakraniyal anomaliler Tablo 4’te sunulmuştur. Kromozom anomalisi olan bir olguda sadece spinal defekt izlenirken, diğer 11 olguda birçok sistemi tutan multipl fetal anomaliler gözlendi. Bu fetüslerin hepsine sonlandırma kararı verilmişti.
Tartışma
Fetal MSS anomalileri 1000 canlı doğumda 1.4–1.6 oranında görülen ve yüksek morbidite ile seyreden ciddi patolojilerdir.[3] Bu çalışmada, tek bir merkezde MSS anomalisi olan fetüslere eşlik eden yapısal ve kromozomal malformasyonlar incelenmiştir.
2009–2011 yılları arasında yapılan bir çalışmada 10 hafta üzerinde olan 7485 gebe USG ile taranmış ve 24 gebede MSS’ye ait malformasyonlar saptanmıştır. Ortalama tanı haftası 23.4’tür. Tanı haftalarının trimesterlere göre dağılımına bakıldığında; 1 olgu ilk trimesterde, 12 olgu ikinci trimesterde, 11 olgu ise üçüncü trimesterde tanı almıştır. Yazarlar bu çalışmadaki ileri tanı haftasını hastaların düşük sosyoekonomik düzeylerine ve geç başvuru yapmalarına bağlamışlardır.[4] Bizim çalışmamızda, fetal MSS anomalilerinin tanı aldıkları ortalama gebelik haftası (20.6) daha düşüktür. Aynı şekilde 3. trimesterde tanı alan fetüsler çalışma grubunun sadece %5’ini oluşturmaktaydı. Bu bulgu, teknolojik gelişmeler ve dört boyutlu USG’nin yaygın kullanımı ile fetal MSS anomalileri tanısının daha erken haftalarda konulabileceğini göstermektedir. 2007–2008 yılları arasında 69 gebeyi içeren başka bir çalışmada ventrikülomegali %44.9 oranında en fazla görülen MSS anomalisidir.[5] Onkar ve ark.’nın yaptıkları çalışmada en fazla saptanan fetal MSS anomalisi anensefali olarak belirlenmiştir.[4] Ancak, bu çalışmada ventrikülomegali olguları ayrı bir grup olarak çalışmaya dahil edilmemiştir. Benzer şekilde, bizim çalışmamızda da ventrikülomegali ve anensefali en yaygın olarak belirlenen MSS anomalilerini oluşturmaktaydı.
Önceki çalışmalarda MSS malformasyonları gebelik terminasyonunun en sık nedeni olarak belirtilmiştir. Wald ve ark. fetal MSS malformasyonu olan 69 gebeliğin 40’ını sonlandırmışlardır.[6] Aynı çalışmada sonlandırma uygulanan gebeliklerin %25’inin nedenini anensefali oluşturmaktaydı. Benzer şekilde, bizim çalışmamızda fetal MSS anomalisi olan gebeliklerin %68.3’üne sonlandırma kararı verilmiştir. Fetal anensefali, ensefalosel, holoprozensefali, şizensefali, intraventriküler hemoraji ve serebellar hipoplazisi olan bütün gebelere kötü fetal prognoz nedeniyle sonlandırma seçeneği sunulmuştur. Fetal ventrikülomegalisi olan gebeliklerde ise sonlandırma oranının ventrikülomegalinin şiddetine göre değiştiği bulunmuştur. Buna göre, hafif ventrikülomegalisi olan fetüslerin %39.2’si, orta şiddette olanların %62.5’i ve şiddetli olanların %81.2’si sonlandırılmıştır.
Genellikle, sonografik olarak en erken saptanabilen kraniyal malformasyon anensefali olgularıdır. Sıklıkla bu anomaliler 10–14. gebelik haftalarında tanı almaktadır. Kınay ve ark.’nın 11–14 hafta arasında fetal anomali insidansını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada en sık saptanan anomali anensefali (%24.1) idi.[7] Literatürde, 9. haftada USG ile saptanan anensefali olgusu bildirilmiştir.[8] Erken haftalarda bildirilen olgular olmasına rağmen normal kraniyum ossifikasyonu 13. haftada görüldüğü için sonografik tanının 11–12. haftadan önce konulmaması önerilmektedir.[8,9] Çalışma grubumuzda anensefali için en erken 11. gebelik haftasında tanı konulurken ortalama tanı haftası 16.9’dur. Olgularımızın %32’si 11–14. haftalarda tanı almıştır. İkinci ve üçüncü trimesterde tanı alan olgular sıklıkla düşük sosyoekonomik düzeydeki hastaların dış merkezlerde rastlantısal saptanması üzerine kliniğimize refere edilen gebelerdir.
Çalışmamızda antenatal dönemde en geç tanı alan MSS anomalisi mikrosefalidir. Daha sonra sırasıyla araknoid kist, korpus kallozum agenezisi ve Blake poş kisti yer almaktadır. Bu anomaliler fetal gelişime bağlı olarak genellikle erken prenatal dönemde ultrasonografik bulgu vermemekte ancak geç ikinci trimester veya üçüncü trimesterde ortaya çıkmaktadırlar. Perinatoloji konseyinde değerlendirilen bu olgulara daha erken haftalarda tanı almaları durumunda çoğuna sonlandırma kararı verilecek iken ileri gebelik haftası nedeni ile takip kararı alınmıştır.
Çalışmamızı oluşturan grubun çoğuna (%51.5) multipl anomaliler eşlik etmekteydi. Ekstrakraniyal malformasyonlar arasında en sık saptanan ekstremite anomalileriydi. Bu ilişkinin olası sebebi ise nöral tüp defektlerine sekonder club foot görülme insidansının artmasıdır. Ancak, diğer birçok fetal sistemde de anomalilerin yaygın olarak eşlik edebileceği görülmektedir. Bu nedenle MSS anomalisi olan fetüslerin detaylı USG ile incelenmesi gerekmektedir.
Ventrikülomegali, 5–25/10000 canlı doğum sıklığında görülür ve olguların %5–15’inde anöploidi bulunur. Kalaycı ve ark. ventrikülomegalisi olan fetüslerde anormal kromozom oranını %4.9 olarak bulmuşlardır.[10] İzole ventrikülomegalide kromozom anomalisi oranı %1.5–12 olarak tanımlanmışken ventrikülomegaliye ek anomalilerin eşlik etmesi durumunda bu oran %9–36’lara çıkmaktadır.[11,12] Bizim çalışmamızda ise 52 ventrikülomegali olgusunun %7.69’unda kromozom anomalisi izlenmiştir. Hafif ventrikülomegalisi olan fetüslerde de %10.7 oranında anormal karyotip saptanmıştır. Bu oranlar ventrikülomegali hafif de olsa kromozom anomali riskinin var olduğunu göstermektedir ve bu olgularda fetal karyotipleme işlemi önerilmelidir.
Diğer serebral anomalilere baktığımızda; holoprozensefali 10.000–15.000 doğumda bir görülür ancak bu oran fetal abortuslarda (1/250) çok daha yüksektir. Holoprozensefalide kromozomal anomali riski çok yüksek olup anöploidi ile %45 oranında ilişkili bulunmuştur. Özellikle trizomi 13, trizomi 18 ve triploidi açısından risk taşır.[13] Bizim çalışmamızda holoprozensefali olgularının %50’sinde kromozom bozukluğu saptanmıştır. İki olguda trizomi 13 saptanırken bir olgunun da karyotip sonucu trizomi 22 ile uyumludur. Korpus kallozum agenezisi genel popülasyonda %0.3–0.7 oranında izlenmekte ve %20 oranında kromozomal anomali riski bulunmaktadır. Özellikle trizomi 13, 18, delesyonlar ve duplikasyonlar ile birliktedir. Bizim çalışmamızda 8 olgunun birinde (%12.5) trizomi 18 saptanmıştır. Mikrosefali 6250–8500 canlı doğumda bir görülür ve kromozomal anomali riski yüksektir.[14] Çalışmamızda iki mikrosefali olgusu vardır ve ikisinin de karyotip sonuçları normaldir. Fatal seyreden anensefali olgularında kromozom anomali riski %2–3 civarındadır, ancak ek anomali olması durumunda bu oran %11’lere yükselmektedir.[15] 3500–5000 canlı doğumda bir izlenen ensefalosel olgularında ise kromozom anomali riski %7–18 oranında görülür. Çalışmamızda izlenen 14 anensefali olgusunun karyotip sonuçları normalken 11 ensefalosel olgusundan birinde triploidi saptanmıştır. Dandy-Walker malformasyonu 25.000–30.000 canlı doğumda bir rastlanır ve kromozom anomali riski yaklaşık %35 civarındadır.[5,6] Güven ve ark. fetal Dandy-Walker malformasyonu saptanan 8 gebenin 3’ünde (%37.5) kromozom anomalisi olduğunu bildirmişlerdir.[16] Bizim çalışmamızda 4 olguda Dandy-Walker malformasyonu izlenmiştir ve tüm fetüslerin karyotipleri normal olarak belirlenmiştir. Mega sisterna magna, serebellar hipoplazi, intraventriküler hemoraji, vermian agenezi, araknoid kist ve Blake poş kistinin insidansı bilinmemekle birlikte intraventriküler hemoraji, şizensefali ve Blake poş kistinin kromozomal anomali riski düşük olup bu olgularda kromozomal anomali riski ek anomalilerin olması durumunda artış göstermektedir.[5,6] Çalışmamızda multipl anomalileri olan bir serebellar hipoplazi olgusunda da trizomi 18 saptanmıştır.
Bilindiği gibi koroid pleksus kistleri trizomi 18'li fetüslerde belirgin olarak fazla görülmektedir. Normal popülasyonda bu kistlerin insidansı %0.18–3.6 olarak bildirilirken trizomi 18'lilerde bu oran %25–70 arasındadır.[17] Thorpe-Beeston ve ark. koroid pleksus kisti bulunan 83 olgunun 34'ünde başka yapısal anomalilerin bulunduğunu ve bunların hepsine karyotipleme yapıldığını bildirmişlerdir.[18] Ek anomalisi olan 34 fetüsün 20 tanesinde anormal karyotip bulmuşlardır. Buna karşılık USG’de ek anomalisi olmayan 49 fetüsün 12'sine karyotip analizi yapılmış ve hepsi normal olarak değerlendirilmiştir.[18] Nadel ve ark.’nın 234 gebeyi içeren çalışma grubunda 14 hastada ultrasonografik olarak tespit edilebilen yapısal anormalliklerin olduğu ve bunlardan 11 tanesinin kromozom analizinde trizomi 18 ve birinde de triploidi bulunduğu bildirilmiştir.[19] Kalan 220 fetüsün 62’sinin kromozom yapısı incelenmiş ve ultrasonografik olarak normal olan bu grupta hiçbir anormallik bulunamamıştır.[19] Bizim çalışmamızda ise koroid pleksus kisti saptanan 12 fetüsün 6’sında kromozom anomalisi saptanmıştır. Ancak kromozom anomalisi olan fetüslerin hepsinde ek yapısal anomaliler bulunmaktaydı. Bu nedenle koroid pleksus kisti olan fetüslerde detaylı bir ultrasonografinin yapılması ve bu anomalilerin aranması şarttır. Önceki literatürle uyumlu olarak bulgularımız koroid pleksus kisti olan fetüslerde eşlik eden anomaliler varlığında fetal karyotipleme işleminin önerilmesi gerektiğini göstermektedir. Kliniğimizde izole koroid pleksus olgularına karyotipleme işlemi rutin olarak uygulanmamaktadır. Ancak, çalışmamızda koroid pleksus kisti bulunan fetüslere herhangi bir ek anomali olmamasına rağmen ileri maternal yaştan veya tarama testinde risk artışından dolayı fetal karyotipleme işlemi yapılmıştır. Bu nedenle, izole koroid pleksus olgularına eşlik eden anomali ve başka endikasyon yoksa fetal karyotipleme işlemi önerilmemektedir.
Sonuç
Sonuç olarak, birçok fetal MSS anomalisi ikinci trimester tarama USG’sinde saptanabilmesine rağmen mikrosefali gibi bazı anomaliler gebeliğin geç dönemlerinde ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle, üçüncü trimester USG’de kraniyal anatominin tekrar değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Bununla birlikte, fetal MSS anomalisi bulunan gebeliklerin yönetimi ve prognozlarının belirlenmesi için eşlik eden yapısal ve kromozomal anomaliler belirlenmelidir. Bu nedenle, fetal MSS anomalisi saptanan gebeliklerde ayrıntılı USG uygulanması ve karyotip analizi yapılması gereklidir. MSS anomalileri ciddi morbidite ve mortaliteyle birlikte olduğundan gebelik terminasyonunun ailelere seçenek olarak sunulması düşünülmelidir.
Kaynaklar
- Whiteman VE, Reece EA. Prenatal diagnosis of major congenital malformations. Curr Opin Obstet Gynecol 1994;6: 459–67. [PubMed]
- Adama van Scheltema PN, Nagel HT, Brouwer OF, Vandenbussche FP. Outcome of children with prenatally diagnosed central nervous system malformations. Ultrasound Obstet Gynecol 2003;21:41–7. [PubMed] [CrossRef]
- Ghavami M, Abedinzadeh R. Prevalence of perinatal central nervous system anomalies in East Azarbaijan-Iran. Iran J Radiol 2011;8:79–81. [PubMed]
- Onkar D, Onkar P, Mitra K. Evaluation of fetal central nervous system anomalies by ultrasound and its anatomical co-relation. J Clin Diagn Res 2014;8:AC05–7. [PubMed] [CrossRef]
- Ozkan ZS, Gilgin H, Aygün HB, Deveci D, Simşek M, Kumru S, et al. Our clinical experience about prenatal diagnosis and neonatal outcomes of fetal central nervous system anomalies. J Matern Fetal Neonatal Med 2011;24:502–5. [PubMed] [CrossRef]
- Wald M, Lawrenz K, Deutinger J, Weninger M. Verification of anomalies of the central nervous system detected by prenatal ultrasound. Ultraschall Med 2004;25:214–7. [PubMed] [CrossRef]
- Kınay T, Kaplan M, Altay MM, Özdemirci Ş, Karadeniz S, Erol AO. Results of fetal anomaly screening performed at 11-14 weeks of gestation at a tertiary center. Perinatal Journal 2016;24:100–5. [CrossRef]
- Becker R, Mende B, Stiemer B, Entezami M. Sonographic markers of exencephaly at 9 + 3 weeks of gestation. Ultrasound Obstet Gynecol 2000;16:582–4. [PubMed] [CrossRef]
- Sepulveda W, Sebire NJ, Fung TY, Pipi E, Nicolaides KH. Crown-chin length in normal and anencephalic fetuses at 10 to 14 weeks’ gestation. Am J Obstet Gynecol 1997;176:852–5. [PubMed] [CrossRef]
- Kalaycı H, Özdemir H, Gülümser Ç, Parlakgümüş A, Çok T, Tarım E, et al. Ultrasonographic evaluation of ventriculomegaly cases. Perinatal Journal 2015;23:1–5. [CrossRef]
- Weichert J, Hartge D, Krapp M, Germer U, Gembruch U, Axt-Fliedner R. Prevalence, characteristics and perinatal outcome of fetal ventriculomegaly in 29,000 pregnancies followed at a single institution. Fetal Diagn Ther 2010;27:142–8. [PubMed] [CrossRef]
- Gaglioti P, Danelon D, Bontempo S, Mombro M, Cardaropoli S, Todros T. Fetal cerebral ventriculomegaly: outcome in 176 cases. Ultrasound Obstet Gynecol 2005;25:372–7. [PubMed] [CrossRef]
- Hayashi Y, Suzumori N, Sugiura T, Sugiura-Ogasawara M. Prenatal findings of holoprosencephaly. Congenit Anom (Kyoto) 2015;55:161–3. [PubMed] [CrossRef]
- Dahlgren L, Wilson RD. Prenatally diagnosed microcephaly: a review of etiologies. Fetal Diagn Ther 2001;16:323–6. [PubMed] [CrossRef]
- Yazici LE, Malatyalioglu E, Sakinci M, Tosun M, Bildircin FD, Ogur G, et al. Chromosomal anomalies and additional sonographic findings in fetuses with open neural tube defects. Arch Gynecol Obstet 2012;286:1393–8. [PubMed] [CrossRef]
- Güven MA, Ceylaner S, Ceylaner G. Dandy Walker malformation and variation: prenatal ultrasonographic features and clinical outcome. [Article in Turkish] Perinatoloji Dergisi 2004;12:173–8.
- Benacerraf BR, Harlow B, Frigoletto FD Jr. Are choroid plexus cysts an indication for second trimester amniocentesis? Am J Obstet Gynecol 1990;162:11–6. [PubMed] [CrossRef]
- Thorpe-Beeston JG, Gosden CM, Nicolaides KH. Choroid plexus cysts and chrosomal defects. Br J Radiol 1990;63:783–6. [PubMed] [CrossRef]
- Nadel AS, Bromley BS, Frigoletto FD Jr, Estroff JA, Benacerraf BR. Isolated choroid plexus cysts in the second-trimester fetus: is amniocentesis really indicated? Radiology 1992;185:545–8. [PubMed] [CrossRef]
|
Dosya / Açıklama |
|
Tablo 1. Çalışma grubunu oluşturan gebeliklerin klinik özellikleri.* |
|
Tablo 2. Fetal MSS anomalilerinin perinatal sonuçları. |
|
Tablo 3. Fetal MSS anomalilerine eşlik eden ekstrakraniyal anomaliler. |
|
Tablo 4. Kromozom anomalisi olan fetüslerin klinik özellikleri ve eşlik eden anomalileri. |