Amaç
Unikornuat uterusda rudimenter horn gebeliği oldukça nadir görülen bir klinik durumdur. Literatürde 76.000–150.000 gebelikte bir bildirilmiştir. Biz bu yazıda 15 hafta non-komünikan rudimenter horn gebelik rüptürü olgusunu sunduk.
Olgu
Yirmi üç yaşında kadın hasta akut batın ve hipovolemik şok tablosunda acil servise getirildi. Hastanın hikayesinden 3 saat önce başlayan bulantı, kusma ve sonrasında genel durumda bozulma olduğu öğrenildi. İki vajinal doğum hikayesi olan ve son adet tarihini bilmeyen hastanın özgeçmişinde özellik yoktu. Sistemik değerlendirmesinde genel durumu kötü, tansiyon arteriyel 70/40 mmHg, nabız 115/dakika olarak saptandı. Acil şartlarda yapılan abdominal ultrasonografide batında yaygın mayi ve batın içerisinde 15 hafta ile uyumlu tek ex fetus izlendi. Uterus pelviste fetal yapılardan ayrı, konturları düzenli olarak görüldü. Adneksiel yapılarda patolojik görünüm izlenmedi. Tam kan sayımında Hb 6.4 g/dl ve Htc %24 bulundu. Hastaya acil şartlarda laparotomi planlandı. Peroperatif 3 ünite eritrosit süspansiyonu ve 1 ünite taze donmuş plazma verilen hastada göbek altı vertikal insizyonla batına girildi. Batın içerisinden yaklaşık 2000 cc kanama aspire edildikten sonra sağ rudimenter hornun rüptüre olduğu ve solda unikornuata non-komünikan uterus olduğu görüldü. Batın içerisinden fetüs ve ekleri çıkarıldı. Rudimenter horn eksize edildi Postoperatif takiplerinde ek problomi olmayan hasta Hb 9 g/dl ile taburcu edildi.
Sonuç
Müllerian anomaliler ilk kez 1979 da Buttram ve Gibbons tarafından tanımlanmış ancak daha sonra Amerikan Üreme Tıbbı Derneği tarafından 1988 de revize edilmiştir. Anomaliler arasından unikornuat uterus asimetrik müllerian füzyon defektidir ve genellikle normal bir kaviteye eşlik eden tuba, over mevcuttur. Etkilenen müllerian kanal gelişmeyebilir veya parsiyel gelişim göstererek rudimenter horn olarak izlenebilir. Bu rudimenter yapıların çoğu uterusla komünikasyon göstermemekte ve çoğunlukla asemptomatik seyretmektedir. Genel popülasyonda 4000 kadında bir görülen bu klinik durum infertil kadınlar arasında daha sık görülmesine rağmen obstetrik komplikasyonlar da bu hastalarda izlenebilir. Literatürde unikornuat hastalarda ki obstetrik komplikasyonlar arasında %2.7 ektopik gebelik, %24.3 ilk trimester abort, %9.7 ikinci trimester kaybı, %20.1 preterm eylem, %10.5 intrauterin fetal kayıp bildirilmiştir. Bu vakada da uterin rüptür ile ilk kez tanı alan non-komünikan rudimenter horn gebeliği olan hasta değerlendirilmiştir. Hastanın daha önce iki normal doğumu olmasına karşılık 3. gebeliği rudimenter hornda yerleşmiş ve gebeliğin 15. haftasında rüptüre olarak masif kanamaya sebep olmuştur. Bu durum intraperitoneal sperm ve ovum migrasyonu veya karşı tubadan fertilize ovumun peritoneal kaviteye geçmesiyle açıklanabilir. Rüptür zamanı çalışmalarda 5–35. haftalar arasında değişmekle birlikte çoğu vaka 20. haftanın altında katastrofik klinik tablo ile tanı almıştır. Tanıda ultrasonogarafi yardımcı olsada duyarlılığı %26 civarında ve bunun da gebelik haftası ilerledikçe azaldığı bildirilmiştir. Bu sebeple tanıda klinisyenin şüphesi öne çıkmaktadır. Bu vakada da ayrı uterus USG’de görülmüş ancak rudimenter horn görülememiştir. Bu hastalarda klasik yaklaşım rudimeter horn gebeliğinin tanısının konmasıyla birlikte cerrahi uygulanmasıdır. Vajinal doğumun kontraendike olduğu bu durumda hastalara laparotomi ile rudimenter hornun çıkarılması böylece tekrarlayan ektopik gebelikden kaçınılması tavsiye edilmektedir. Rudimenter horn gebeliğinde; klinik şüphe, erken tanı ve uygun zamanlı laparotomi maternal ve perinatal mortalite ve morbiditeyi azaltabilir.
Anahtar Kelimeler