Amaç
Eklampsi gebeliklerin %0.1–3’ünde görülmekle beraber ciddi obstetrik komplikasyonları nedeniyle maternal ve perinatal mortalite ve morbiditenin majör sebeplerindendir. Eklampsi antepartum, intrapartum veya postpartum dönemde görülebilir. Postpartum dönemde, genellikle ilk 48 saat içinde veya nadiren 48 saat sonrasında (geç postpartum) izlenebilmektedir. Gebelikte preeklampsi varlığı altyapıda önemli olmakla birlikte literatürde, preeklampsi prodromu olmadan bildirilen vakalar da mevcuttur Bu yazıda gebelik takipleri normal olan ve doğumdan 4 gün sonra ortaya çıkan bir geç postpartum eklampsi olgusu sunuyoruz.
Yöntem
28 yaşında 4 gün önce sezaryen ile doğum yapmış, gravida 1 para 1 olan hasta evde kasılma, bayılma şikayeti ile acil polikliniğimize başvurdu. Anamnezinde, 1 hafta önce 27–28 haftalık gebe iken vajinal kanama ve sancı şikayetiyle yapılan muayenesinde plasenta marginalis saptanıp hastaneye yatırıldığı; takibinde vital bulguları, hematolojik ve biyokimyasal kan testleri normal olan ancak artan sancı şikayeti ile birlikte servikal açıklık ve silinme izlenen hastaya erken doğum tehdidi nedeniyle fetal akciğer gelişimi için betametazone uygulanıp, nifedipin tokolizi başlandığı; ancak tokolize yanıt vermediği ve nonstres testinde (NST) fetal stres bulgusu olması üzerine hospitalizasyonunun 3. gününde fetal distres ve plasenta marjinalis nedeniyle sezaryen ile 840 gram erkek bebek canlı olarak doğurtulduğu ve postoperatif 2. gününde takipleri stabil seyreden hastanın taburcu edildiği öğrenildi. Acil polikliniğinde yapılan ilk muayenesinde bilinci açık, koopere, tansiyonu 150/100 mmHg, pretibial (++) ödem mevcut olup, involusyon-loşi ve insizyon hattı normaldi. Hematolojik ve biyokimyasal kan testleri normal olup, idrarda (++) protein tespit edildi. Hasta acil polikliniğinde tekrar jeneralize nöbet geçirmesi üzerine durumu stabil edilerek nörolojiye konsülte edildi. Yapılan nörolojik muayenesinde problem izlenmeyen ve manyetik rezonans görüntülemesinde (MRG) posterior pariyetal ve oksipital loblarda yama tarzında küçük hiperintensiteler saptanan ve MRG venografisi normal olan hasta geç postpartum eklampsi ve posterior reversible ensefalopati sendromu tanısıyla yoğun bakıma yatırıldı. Hasta kardiyolojiye konsülte edilerek antihipertansif tedavisi amlodipin 10 mgr 1x1/gün olarak düzenlendi. Ayrıca hastaya MgSO4, enoksiparin ve mannitol tedavisi başlanarak tansiyon, nabız ve idrar çıkışı takibine alındı. MgSO4 tedavisine yükleme dozu sonrasında idame tedavisi olarak 24 saat devam edildi. Yoğun bakımda 1. 5 gün takip edilen ve vital bulguları stabil seyreden hasta sonrasında kadın hastalıkları ve doğum servisine devredildi. Hasta, mevcut tedavisine devam edilerek 5 gün daha kadın hastralıkları ve doğum servisinde vital bulguları takip edilerek izlendi. Hematolojik ve biyokimyasal kan değerlerinde herhangi bir sorun gözlenmedi. Bu süre içinde tansiyon değerleri stabil seyreden hasta antihipertansif tedavi ile taburcu edildi. 1hafta sonra yapılan kontrol muayenesi ve 2 hafta sonra tekrarlanan MRG’si normal olarak değerlendirildi.
Sonuç
Geç postpartum eklampsi, gebeliğinde preeklampsi bulguları mevcut olmayan hastalarda da görülebilmektedir. Preeklampsi öyküsü olsun veya olmasın geç postpartum dönemde bilinç kaybı ve konvülzyonlarla seyreden nöbetlerde geç postpartum eklampsi akılda tutulmalıdır. Erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcıdır.
Anahtar Kelimeler