Amaç
Bu çalışmanın amacı Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan Diyarbakır ilinde postpartum depresyonu (PPD) etkileyen faktörleri yaş gruplarına göre incelemektir.
Yöntem
Kliniğimize başvuran 495 postpartum dönemdeki kadına Edinburgh postpartum depresyon skoru (EPDS) anket soruları soruldu. Elli bir adölesan (18 yaş altı) ve 35 yaş üstü olan 72 lohusa için ayrı istatistiksel inceleme yapıldı. EPDS skor sonucuna göre 13 puan cut-off değer olarak belirlendi.
Bulgular
Toplam 495 hastanın 101’inde (%20.4) EPDS skoru 13 ve üzerinde idi. Adölesan lohusalarda bu oran %27.4, 35 yaş üstü lohusalarda ise %19.4 idi. Geçirilmiş depresyon öyküsünün postpartum depresyonu etkileyen anlamlı bir değişken olduğu bulundu (p<0.005).
Sonuç
Postpartum depresyon anne ve çocuk sağlığını etkileyen önemli ve gözden kaçırılması olası bir hastalıktır. Bu durum özellikle adölesan çağda risklidir. Geçirilmiş depresyon hikayesi postpartum depresyon etyolojisinde en önemli değişkendir. Postpartum depresyon için bu dönemde tarama yapılabilir. Türkiye’nin en yüksek üreme hızına sahip olan Güneydoğu Anadolu bölgesinde postpartum depresyonu sınırlayan en büyük etken akraba ve arkadaş çevresinin puerperal dönemde lohusalara verdiği destek olabilir.
Anahtar Kelimeler
Postpartum dönem, Postpartum depresyon.
Amaç
Gebelik dönemi kadın yaşamında fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Doğum öncesi ve sonrasında meydana gelen değişiklikler, bebeğin bakımı, emzirme problemleri, yeni oluşan çevre, sosyal statüdeki değişiklikler, gebenin sağlığının bozulmasına neden olabilir. Postpartum dört ve sekiz haftalık dönemde depresyon hızında bir pik rapor edilmiştir.[1] Bir meta-analizde postpartum ilk üç ayda postpartum depresyon hızının %14.5 olduğu ve postpartum kadınların %6.5’inde majör depresyon kriterlerinin tatmin edici ölçüde karşılandığı bulunmuş, bu durumun özellikle nullipar populasyonda yüksek olduğu rapor edilmiştir.[1] Gebelik dönemindeki değişiklikler pek çok sorunu beraberinde getirip stres oluşturabilir.[2] Gebelik sonrası dönem gebelik dönemine göre ruhsal hastalıklar için 3–4 kat daha risklidir.[3] Bu nedenle doğabilecek postpartum depresyon önemli bir sağlık problemi oluşturabilir.
Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders’e (DSM) göre en az iki hafta boyunca sıralanan kriterlerden 5 veya daha fazlasını taşımak postpartum depresyon (PPD) olarak tanımlanmaktadır. Bunlar insomnia-hipersomnia, psikomotor ajitasyon veya retardasyon, yorgunluk, mutsuzluk veya suçluluk hissi, konsantrasyon azalması, iştah değişiklikleri ve intihar düşüncesidir. Bu epizodlar postpartum dört hafta içinde başlar ve 1 yıl içinde sonlanır. DSM’ye göre PPD non-psikotik majör depresyon olarak tarif edilmiştir.[4]
Postpartum depresyonu önceden tanımak ve önleyebilmek bebek ve anne sağlığı açısından önemlidir. Postpartum depresyonu taramak amacı için Edinburgh Postpartum Depression Scale (EPDS) kullanılabilir.[5] Bu skala tanı amaçlı olmasa da 13 ve üzeri skor alanlarda PPD için sensitivitesi %61.5 ve spesifitesi ise %77.4’tür.[6]
Yöntem
Çalışmamız Eylül 2012 ve Mayıs 2013 tarihleri arasında Diyarbakır Kadın-Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesine başvuran 495 lohusa üzerinde gerçekleştirildi. Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesinden etik kurul onayı alındı. Hasta onam formları tüm katılımcılardan alındı. Çalışmaya term bebek (37 hafta ve üzeri) doğuran anneler dahil edildi. Çalışmadan dışlanma kriterleri ise multipl gebeliği olanlar, yardımcı üreme teknikleri kullanarak gebe kalanlar, daha önce mental hastalık tanısı alanlar, antenatal fetal anomali tespit edilenler, anne veya bebeği yoğun bakımda olanlar idi.
Postpartum 8. hafta çalışmaya alınan tüm lohusalara EPDS soruları ve postpartum depresyona etki edebilen faktörler soruldu. EPDS 10 maddeden oluşan ve 4 şıkkı olan her şık 0–3 arası puanlanan, maksimum skorun 30 olduğu bir ankettir.[6]
Çalışma, yaş gruplarına göre adölesan, 35 yaş üstü lohusalar ve tüm lohusalar olarak 3’e bölündü. İstatistiksel analiz SPSS 15.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) ile yapılıp tanımlayıcı istatistikler ve ki-kare testi kullanıldı.
Bulgular
Çalışmaya dahil edilen 495 lohusa yaş gruplarına göre; adölesan lohusalar ve 35 yaş üzeri lohusalar olarak sınıflandırılarak postpartum depresyona etki eden faktörler incelendi. Risk faktörleri olarak yaş, yaşayan çocuk sayısı, maddi durum, eğitim durumu, doğum şekli, lohusanın emezis problemi yaşayıp yaşamadığı, bebeğin cinsiyeti, geçirilmş depresyon hikayesi ve gebeliğin planlı olup olmaması soruldu. Tüm yaş grupları incelendiğinde yalnız geçirilmiş depresyon hikayesinin PPD’yi etkilediği bulundu (p<0.001).
Toplam 495 hastanın 101’inde (%20.4) EPDS skor sonucu 13’ün üstünde idi. İncelenen faktörler arasından sadece geçirilmiş depresyon öyküsünün lohusalarda postpartum depresyonu etkileyen anlamlı bir faktör olduğu tespit edildi (Tablo 1).
İncelenen 495 hastada yaş, yaşayan çocuk sayısı, eğitim durumu, maddi durum, doğum şekli, geçirilmiş emezis öyküsü, planlı gebeliğin olup olmaması ve bebeğin cinsiyetinin postpartum depresyon açısından anlamlı bir faktör olmadığı tespit edildi.
Toplam 51, 18 yaş altı adölesan lohusanın 14’ünde (%27.4) postpartum depresyon görüldü (Tablo 2). İncelenen etmenlerden hiçbirinin postpartum depresyona anlamlı etkisinin olmadığı saptandı.
İncelenen 35 yaş üstü 72 lohusanın 14’ünde (%19.4) postpartum depresyon görüldü (Tablo 3). Hiçbir etkenin postpartum depresyona etkisi gösterilemedi.
Tartışma
Gebelik ve doğum fizyolojik olsa dahi anne ve bebek sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Gebelik ve doğum ile gelişen fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişikliklere çoğu kadın adapte olabilirken bazı kadınlarda farklı düzeylerde ruhsal hastalıklar ortaya çıkmaktadır.[7] PPD’nin anne-infant ilişkisinde bir risk oluşturduğu ve bebeğin kognitif ve duygusal gelişimini etkilediği gösterilmiştir.[8] Bebekte sözel ve görsel iletişimde problemler; duygusal, bilişsel sözel ve sosyal yeteneklerde olan bozukluk PPD’nin negatif etkileridir.[9]
Çalışmamızda yaşayan çocuk sayısı, maddi durum, eğitim seviyesi, doğum şekli, gebelikte emezisin varlığı, planlı gebelik olup olmaması ve bebeğin cinsiyetinin postpartum depresyonu etkilemediği tespit edildi. Yalnız daha önce var olan depresyonun postpartum depresyonu etkilediği bulundu. Zaten depresyon hikayesi olanlarda bunun postpartum depresyonu etkileyen önemli bir faktör olduğu çoğu çalışmada gösterilmiştir.[10,11]
Bu çalışmada Diyarbakır ili ve çevresinde postpartum 8. haftada postpartum depresyon sıklığı %20.4 olarak tespit edilmiştir (EPDS’e göre cut-off 13 ve üzeri). Trabzon’da yapılan bir çalışmada PPD sıklığı %28.1 olarak bulunmuştur.[12] Ayrıca Türkiye’de yapılan diğer çalışmalarda PPD sıklığı %14.0,%16.8 ve %14.0 olarak tespit edilmiştir.[11,13,14] Adölesan çağda ise PPD hızının %27.4 olduğunu saptadık ki bu sonuç yaş grupları arasında en yüksek değere sahipti. PPD ile ilgili yaş grupları arasında çelişkili sonuçlar mevcuttur. Yapılmış çalışmalarda PPD için 25 yaş altında olmanın önemli bir etken olduğu bulunmuştur.[15,16] Bazı çalışmalarda ise postpartum depresyonun yaş grupları arasında farklılık göstermediği tespit edilmiştir.[17]
Postpartum depresyonun prevelansı testin yapıldığı zaman, örneklem büyüklüğü, çalışma dizaynı, testin tipi ve cut-off değerine göre farklılıklar gösterebilir. Çoğu kez sağlık çalışanları tarafından tespit edilemeyen bu durumun anne ve bebek açısından oluşturabileceği olumsuz sonuçların bilinmesi ve özellikle geçirilmiş depresyon hikayesi olan lohusalarda bu duygudurum bozukluğuna karşı uyanık olunması gerekmektedir.
Avustralya ve ABD gibi bazı ülkelerde postpartum depresyon tanısı için rutin tarama yapılmaktadır.[18] Bebek ve anne için komplike olan bu durumun tespiti amacıyla ülkemizde de tarama yapılabilir.
Türkiye’deki bölgeler içerisinde en yüksek doğurganlık hızına sahip olan güneydoğu Anadolu bölgesinde ve en yüksek doğurganlık hızında onuncu sırada bulunan Diyarbakır’da postpartum depresyon oranı diğer bölgelerle koreledir.[19] Bu durumun nedeni postpartum dönemde çevresel desteğin etkisi olabilir.
Sonuç
Postpartum depresyon çoğu zaman gözardı edilmesine rağmen, tespit edilip tedavisi yapılması zorunlu olan annenin sağlığını ve bebeğin gelişimini etkileyen önemli bir duygudurum bozukluğudur.
Çıkar Çakışması: Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.
Kaynaklar
- Gavin NI, Gaynes BN, Lohr KN, Meltzer-Brody S, Gartlehner G, Swinson T. Perinatal depression: a systematic review of prevalence and incidence. Obstet Gynecol 2005; 106:1071–83. [PubMed] [CrossRef]
- Okanlı A, Tortumoğlu G, Kırpınar İ. Gebe kadınların ailelerinden algıladıkları sosyal destek ile problem çözme becerileri arasındaki ilişki. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2003; 4:98–105.
- Deveci, A. Postpartum psikiyatrik bozukluklar. Birinci Basamak için Psikiyatri 2003;2:42–6.
- American Psychological Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. DSM-IV-tr. 4th ed. Washington DC: American Psychiatric Association; 2000.
- Cox JL, Holden JM, Sagovsky R. Detection of postnatal depression. Development of the 10-item Edinburgh Postnatal Depression Scale. Br J Psychiatry 1987;150:782–6. [PubMed]
- Aydin N, Inandi T, Yigit A, Hodoglugil NN. Validation of the Turkish version of the Edinburgh Postnatal Depression Scale among women within their first postpartum year. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol 2004;39:483–6. [PubMed] [CrossRef]
- Gülseren L. Doğum sonrası depresyon: Bir gözden geçirme. Turk Psikiyatri Derg 1999;10:58–67.
- Murray L, Cooper PJ. Effects of postnatal depression on infant development. Arch Dis Child 1997;77:99–101. [PubMed] [CrossRef]
- Brand SR, Brennan PA. Impact of antenatal and postpartum maternal mental illness: how are the children? Clin Obstet Gynecol 2009;52:441–55. [PubMed] [CrossRef]
- Gonidakis F, Rabavilas AD, Varsou E, Kreatsas G, Christodoulou GN. A 6-month study of postpartum depression and related factors in Athens Greece. Compr Psychiatry 2008;49:275–82. [PubMed] [CrossRef]
- Kirpinar I, Gözüm S, Pasinlioğlu T. Prospective study of postpartum depression in eastern Turkey prevalence, socio-demographic and obstetric correlates, prenatal anxiety and early awareness. J Clin Nurs 2010;19:422–31. [PubMed] [CrossRef]
- Ayvaz S, Hocaoğlu C, Tiryaki A, Ak I. Incidence of postpartum depression in Trabzon province and risk factors at gestation. [Article in Turkish] Turk Psikiyatri Derg 2006;17: 243–51. [PubMed]
- Danaci EA, Dinç G, Deveci A, Sen FS, Içelli I. Postnatal depression in Turkey: epidemiological and cultural aspects. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol 2002;37:125–9. [PubMed] [CrossRef]
- Gulseren L, Erol A, Gulseren S, Kuey L, Kilic B, Ergor G. From antepartum to postpartum: a prospective study on the prevalence of peripartum depression in a semiurban Turkish community. J Reprod Med 2006;51:955–60. [PubMed]
- Lanes A, Kuk JL, Tamim H. Prevalence and characteristics of postpartum depression symptomatology among Canadian women: a cross-sectional study. BMC Public Health 2011;11:302. [PubMed] [CrossRef]
- Inandi T, Elci OC, Ozturk A, Egri M, Polat A, Sahin TK. Risk factors for depression in postnatal first year, in eastern Turkey. Inter J Epidemiol 2002;31:1201–7. [PubMed] [CrossRef]
- Goker A, Yanıkkerem E, Demet MM, Dikayak S, Yildirim Y, Koyuncu FM. Postpartum depression: is mode of delivery a risk factor? ISRN Obstet Gynecol 2012;2012:616759. [PubMed] [CrossRef]
- Hübner-Liebermann B, Hausner H, Wittmann M. Recognizing and treating peripartum depression. Dtsch Arztebl Int 2012;109:419–24. [PubMed] [CrossRef]
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Doğum İstatistikleri, 2012. Ankara: TÜİK; 2013; Nr. 13618.
|
Dosya / Açıklama |
|
Tablo-1 Toplam 495 hastanın istatistiksel analizi. |
|
Tablo-2 18 yaş altı lohusaların istatistiksel analizi. |
|
Tablo-3 35 yaş üstü lohusaların istatistiksel analizi. |