Amaç
Bu çalışmada, örnek alımı sonrası 14 güne kadar spontane preterm doğum (SPTD) ile sonografik servikal uzunluk, fetal fibronektin (fFN), phIGFBP-1 (Actim partus test) ve sitokinler (IL-6, IL-2R ve TNF-alfa) arasındaki ilişkiyi belirlemeyi amaçladık.
Yöntem
Preterm doğumu düşündüren semptom ya da şikayetlerle Eylül 2013 ile Mart 2014 tarihi arasındaki 6 aylık dönemde başvuran hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya katılmayı kabul eden hastalara, fetal fibronektin, phIGFBP-1 (Actim partus testi) ve servikovajinal IL6, IL2R ve TNF-alfa için vajinal sürüntü alınmasının yanı sıra rutin hastane protokolü uygulanmıştır. Sonuç değişkeni , hastaneye başvuru gününden itibaren 14 gün içinde preterm doğumun gerçekleşmesiydi.
Bulgular
Başvurudan sonraki 14 gün içinde 36 hasta (%62.07) doğum yaptı. Fetal fibronektin testi, preterm doğumun önemli bir belirtecidir. Fetal Fibronektin testi pozitif çıkan hastalarda preterm doğuma yönelik risk oranı 6.429 olarak bulunmuştur (95%CI 1.991-20.758). Başvurudan itibaren 14 gün içinde doğum yapan hastaların ayrıca, istatiksel olarak pozitif phIGFBP -1 testi sonucuna sahip olma ihtimali bulunmaktaydı (p=0.02). Başvurudan itibaren hamileliği devam eden olgulardan biri hariç tümü, 500 U/mL'nin altında IL-2R serum seviyesine sahipti ve iki grubun konsantrasyonları arasındaki fark, istatiksel olarak anlamlıydı (p=0.044). Çalışma grubumuzda hastaneye başvurudan sonraki 14 gün içinde doğum yapan hastalarda ortalama servikal uzunluk 18.78±5.8 mm olarak ölçülmüş olup, 14 gün sonrasında da hamileliği devam eden hastaların ortalama servikal uzunluğundan (23.87±6.36 mm) anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Bulgularımız, servikal uzunluğun anlamlı derecede CVF'deki IL-6 konsantrasyonuyla ilişkili olduğunu (Spearman katsayısı R = -0.382, p<0.05) göstermiştir; örneğin iki parametre arasında negatif bir dolaylı korelasyon bulunmaktadır ve bu da, CVF'deki artmış IL-6 konsantrasyonlarının serviks kısalması anlamına gelmesi ( ya da tam tersi ) demektir. Servikal uzunluk ayrıca pozitif phIGFBP-1 testi ile ilişkiliydi; örneğin pozitif test sonucuna sahip hastalar ortalama 18.5±4.63 mm serviks uzunluğuna sahipti ve 23.43±7.39 mm ile negatif test sonucuna sahip hastalardan anlamlı derecede düşüktü (p=0.003).
Sonuç
Çalışmamızda araştırdığımız biyokimyasal belirteçler ile, preterm doğumun tahmininde sadece kısmi başarı elde edilmiştir. Düşük riskli grupta müteakip gereksiz müdahaleleri önlemek ve yüksek riskli hasta gruplarında bu tür müdahalelerden fayda sağlamak amacıyla, bu tür bir testi kullanmanın fayda-maliyet değerlendirmesi bakımından ek araştırmalar gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler
Preterm doğum, servikal uzunluk, prediktif değer