Giriş
Yardımcı üreme teknikleri kullanılarak oluşan gebelikler; infertil çiftlerin özeliklerine, infertilite nedenine ek risk faktörlerine ve kullanılan yardımcı üreme tekniğinin özelliklerine bağlı olarak yüksek riskli gebelikler sınıfının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu gebeliklerde preterm doğum, intrauterin gelişme geriliği, preeklampsi, gestasyonel diyabet ve perinatal mortalite IVF gebeliklerde genel populasyona göre daha yüksek bulunmuştur. İnfertilite tedavisinin en önemli sonuçlarından biri de çoğul gebeliklerdir. Doğal konsepsiyonlarda %1 olan çoğul gebelik oranları, yardımcı üreme teknikleri ile oluşan gebeliklerde %27’leri bulabilmektedir.
Preterm doğum oranları yenidoğan mortalitesinin en önemli sebeplerindendir. 1985’te Avustralya IVF merkezlerinde preterm doğum prevelansı üzerine yapılan çalışmada preterm doğum oranı %19 olarak bulunmuştur. Bu genel toplum ortalamasından 3 kat daha yüksektir. Fransa’da yapılan çok merkezli bir başka çalışmada IVF gebeliklerde preterm doğum oranı genel toplum ortalamasına göre yüksek bulunmuştur (%12.2 vs. 5.6).
15 çalışmayı içeren bir metaanaliz çalışmasında 12283 IVF ve 1.9 milyon spontan gebelik karşılaştırılmıştır. Perinatal mortalite, preterm doğum, düşük doğum ağırlığı ve intrauterin gelişme geriliği oranları anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Gestasyonel hipertansiyon ve preeklampsi İnfertilite tedavisinin en çarpıcı sonuçlarından biri de muhakkak ki çoğul gebeliklerdir. Doğal konsepsiyonlarda %1 olan çoğul gebelik oranları, yardımcı üreme teknikleri kullanılarak oluşan gebeliklerde %27’leri bulabilmektedir.
Gestasyonel diyabet, preterm eylem, düşük doğum ağırlığı yine spontan gebeliklere göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.
Başkent Üniversitesi Ankara ve Adana Hastanelerinde 2003-2011 yılları arasında takip edilen 990 ICSI gebeliği tüm antenatal takibi ve doğumu merkezimizde gerçekleştirilmiş tekil gebeler (n=1046) ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda GDM (%23.2 vs. %6.8), preeklampsi (%6.4 vs. %2.2), intrauterin gelişme geriliği (%8.8 vs. %5.4), intrahepatik kolestaz (%3.1 vs. %1.1), 34 hafta altı (%6.8 vs. %3.3) ve 37 hafta altı preterm doğum oranları (%19.1 vs. %98) anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.05). Aynı çalışmada alt grup analizlerinde, infertilite nedenleri ve hastaların demografik verileri komplikasyon oranları ile ilişkili bulunmuştur.
IVF tedavileri sırasında kullanılan hormon tedavileri, endometrial reseptivitede değişikliklere ve erken implantasyon sırasında sitotrofoblastların invazyon yeteneklerinde azalmaya neden olabilir. Yine transfer sırasında vajen ve serviks florasından kontaminasyon nedeniyle, endometrial kavitede artmış inflamatuar sitokinler olduğu gösterilmiştir. İnflamatuar sitokinlerdeki bu artış artmış preterm eylem, bozulmuş anjiogenezis nedeniyle preeklampsi ve intrauterin gelişme geriliği ile ilişkilendirilebilir.
Anahtar Kelimeler
IVF gebeliklerde perinatal prognoz