Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Hafif ve ağır preeklampsi olgularında maternal serum lipid profilinin değelendirilmesi

Özgür Özdemir, Ayhan Coşkun, Deniz Cemgil Arıkan, Gürkan Kıran, Melih Atahan Güven, Metin Kılınç

Künye

Hafif ve ağır preeklampsi olgularında maternal serum lipid profilinin değelendirilmesi . Perinatoloji Dergisi 2008;16(3):75-81

Yazar Bilgileri

Özgür Özdemir1,
Ayhan Coşkun2,
Deniz Cemgil Arıkan1,
Gürkan Kıran1,
Melih Atahan Güven3,
Metin Kılınç4

  1. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakülesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı- Kahramanmaraş TR
  2. Serik Devlet Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği- Antalya TR
  3. Anatolia Tüp Bebek Merkezi, Perinatoloji Bölümü- Ankara TR
  4. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Biyokimya Anabilim Dalı- Kahramanmaraş TR
Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Lipid profilinin hafif ve ağır preeklampsi etiyopatogenezindeki rolünü araştırmak.
Yöntem
Ocak 2005 – Aralık 2006 tarihleri arasında, kliniğimize müracaat eden 59 preeklamptik gebe çalışmaya alındı. Preeklamptik olgular; hafif (Grup 1, n:27) ve ağır (Grup 2, n:32) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Kontrol grubu için de 66 sağlıklı gebe (Grup 3) alındı. Tüm olgularda trigliserid (TG), kolesterol, yüksek dansiteli lipoprotein (HDL), düşük dansiteli lipoprotein (LDL) ve çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL) düzeyleri ölçüldü. Lipid profili ile preeklampsi belirteçleri arasında korelasyonlar araştırıldı.
Bulgular
Kolesterol düzeyi grup 2’ de diğer iki gruptan anlamlı olarak yüksek idi (p< 0.05). TG ve VLDL düzeyleri grup 1 ve 2’ de grup 3’ e göre yüksekti, fakat sadece grup 2 ile arasındaki fark anlamlıydı (p< 0.05). LDL and HDL düzeyleri tüm gruplarda benzer bulundu (p> 0.05 ; p> 0.05). Proteinüri miktarı ile kolesterol, LDL, TG ve VLDL seviyesi arasında pozitif yönde bir korelasyon tespit edildi (sırasıyla, r: + 0.216 (p < 0.05), +0.194 (p < 0.05), +0.194 (p < 0.05), + 0.208 (p < 0.05). Proteinüri ile HDL arasında ise negatif yönde bir korelasyon tespit edildi ( r: -0,202; p < 0.05). Sistolik kan basıncı ile kolesterol, TG, VLDL arasında (sırasıyla, r: +0.235 (p < 0.01), +0.311 (p < 0.01), +0.311 (p < 0.01) ve diastolik kan basıncı ile LDL, TG ve VLDL arasında pozitif yönde korelasyonlar bulundu (sırasıyla, r: +0.242 (p< 0.01), +0.280 (p< 0.01), +0.280 (p< 0.01).
Sonuç
Lipid profilindeki değişikler preeklampsi ve özellikle ağır preeklampsi ile ilişkili bulundu.
Anahtar Kelimeler

Preeklampsi, hipertansiyon, gebelik, lipid, dislipidemi.

Giriş
Esansiyel hipertansiyon ile serum lipid profili arasındaki ilişki çeşitli çalışmalarda daha önce gösterilmiştir (1-3). Anormal lipid profili endotel disfonksiyonuna sebep olduğundan aterosklerotik kardiyovasküler sistem hastalıkları ile arasında kuvvetli bir ilişkili mevcuttur. Gebeliğin hipertansif hastalıklarının en önemli özelliği böbrekler, uterus, plesenta ve beyinde vazospazm sonucu hipertansiyon oluşmasıdır (4). Endotelyal hücreler prostasiklinin, trombositler ise tromboksanın primer kaynağıdır. Normal gebelerde vasküler endotelyal prostasiklin 8- 10 kat artarken, preeklamptik gebelerde bu oran 1- 2 kat artar. Ayrıca normal gebelerde artan tromboksan A2 sentezi preeklamptik gebelerde daha belirgindir (5). Prostasiklin vazodilatör, tromboksan ise vazokonstrüktör özelliklere sahip olduğundan endotelyal hücre harabiyeti tromboksan/prostasiklin oranında artışa, bu da aşırı vazospazma yol açar (6). Artan lipid sentezinin Tromboksan A2 : Prostoglandin I2 (TXA2 / PGI2) oranını arttırarak gebeliğin indüklediği hipertansiyon patogenezine katkı yaptığı düşünülür (7). Bu yüzden anormal lipid profilinin gebeliğin hipertansif hastalığında önemli bir marker olabileceği düşünülmüştür. Biz, bu çalışmamızda hafif ve ağır preeklamptik olgularda lipid profilindeki değişikliklerinin preeklampsi etyopatogenezindeki rolünü araştırmayı amaçladık.
Yöntem
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’ nde Ocak 2005- Aralık 2006 arasında preeklampsi tanısı alan ve daha önceden kronik hipertansiyon, tiroid hastalığı, böbrek hastalığı, dislipidemi, diabet mellitus (DM) gibi herhangi bir sistemik hastalığı olmayan 59 hasta çalışmaya alındı. Hastalar American College of Obtetricians and Gynecologists (ACOG)’ in Ocak 2002’ de yayınladığı “Preeklampsi ve Eklampsinin Tanısı ve Yönetimi” (8) adlı bültenine uygun olarak hafif peeklampsi (Grup 1, n:27) ve ağır preeklampsi (Grup 2, n:32) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Kontrol grubu (Grup 3) için 66 sağlıklı gebe alındı. KSÜ Tıp Fakültesi etik kurulundan izin alındı. Tüm olgulardan 12 saatlik açlık sonrasında antekübital venden 8- 10 ml kan alındı. Alınan kanlar yaklaşık yarım saat oda ısısında bekletildikten sonra 4.000 rpm’de 4 dk santrifüj (Eppendorf santrifuge 5810) edildi. Üstte kalan serumlarda trigliserid (TG), kolesterol, yüksek dansiteli lipoprotein (HDL), düşük dansiteli lipoprotein (LDL) ve çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL)) kinetik yöntem ile hazır kit kullanılarak Dade Behring RXL (USA) otoanalizöründe çalışıldı Üç gruba ait sonuçlar incelendi. Preeklampsi markerları ile lipid profili arasında ayrı ayrı korelasyonlar yapıldı. İstatistiksel analizler için SPSS 11.0 paket programı kullanıldı. Değişkenler One Way Anova testi ile değerlendirildi. Preeklampsi laboratuvar parametreleri arasında Pearson korelasyon analizleri uygulandı.
Bulgular
Tüm gruplarda demografik veriler (yaş, VKİ, gravida ve parite) benzer bulundu (p> 0.0 5)(Tablo 1). Tüm gruplarda PT ve PTT değerleri benzerdi (p > 0.05) (Tablo 2). Kolesterol düzeyi grup 2’ de diğer iki gruptan anlamlı olarak yüksek idi (p< 0.05) (Tablo 2). TG ve VLDL düzeyleri grup 1 ve 2’ de grup 3’ e göre artmıştı. Sadece grup 2 ile grup 3 arasındaki fark anlamlıydı (p< 0.05). Grup 2 LDL düzeyi diğer gruplara göre daha yüksek iken aradaki farklar anlamlı değildi (p> 0.05). HDL düzeyi en yüksek grup 3’de olmakla birlikte aradaki farklar anlamsızdı (p> 0.05) (Tablo 2). Doğum haftası grup 1 ve 2’ de, grup 3’ e göre çok küçük bulundu (p< 0.01) (Tablo 3). Sezaryen sectio (C/S) oranı grup 1 ve 2 (% 56, % 62)’ de grup 3 (% 27)’e göre anlamlı olarak yüksek saptandı (p< 0.05) (Tablo 3). Doğum ağırlığı, 1. ve 5. dakika Apgar skorları grup 1 ve 2’ de grup 3’e göre ileri derecede düşük bulundu (p< 0.01) (Tablo 3). Çalışmamızda değerlendirilen bazı parametreler arasında Pearson korelasyon analizi yapıldı (Tablo 4). Proteinüri miktarı ile kolesterol, TG, VLDL ve LDL arasında pozitif bir korelasyon saptandı (sırasıyla, r: + 0.216 (p< 0.05), + 0.194 (p< 0.05), + 0.194 (p< 0.05), + 0.208 (p< 0.05). Diğer yandan proteinüri miktarı ile HDL arasında ters yönde bir korelasyon bulundu (r: - 0,202; p< 0.05). Sistolik kan basıncı ile kolesterol, TG, VLDL arasında (sırasıyla, r: +0.235 (p < 0.01), +0.311 (p < 0.01), +0.311 (p < 0.01) ve diastolik kan basıncı ile LDL, TG ve VLDL arasında pozitif yönde korelasyonlar bulundu (r sırasıyla +0.242 (p < 0.01), +0.280 (p < 0.01), +0.280 (p < 0.01). Böylece preeklampsi tanısının en önemli iki kriteri olan tansiyon yüksekliği ve proteinürinin lipid profilinden etkilendiği görülmektedir. Fetal doğum ağırlığı, 1. ve 5. dakika Apgar skorları ile lipid profili arasında herhangi bir ilişki bulunamadı. AST, ALT, LDH ile lipid profili arasındaki korelasyon analizinde ise LDH ile HDL arasındaki negatif yönde bir korelasyon (r: -0.196 ; p< 0.05) dışında başka hiçbir ilişki bulunamadı. Trombosit sayısı ile lipid profili arasında ilişki saptanmadı.Sistolik ve diastolik kan basıncı ile fetal doğum ağırlığı, 1. dakika Apgar skoru ve 5. dakika Apgar skoru arasında ters yönde bir ilişki saptandı (sırasıyla, r: -0.466 (p < 0.01), -0.458 (p < 0.01), -0.409 (p < 0.01; r: -0.476 (p < 0.01), -0.466 (p < 0.01), -0.418 (p< 0.01). Koagülasyon parametreleri ile lipid profili arasında yapılan korelasyonda PT değeri ile kolesterol düzeyi arasında ters yönde bir ilişki bulunurken (r:-0.228; p< 0.05) diğer lipid parametreleri ile arasında ilişki saptanamadı. Ancak PTT ile kolesterol, TG ve VLDL arasında ters yönde bir ilişki vardı (sırasıyla, r: -0.344 (p < 0.01), -0.285 (p < 0.01), -0.288 (p< 0.01).
Tartışma
Son zamanlarda anormal lipid metabolizmasının preeklampsinin oluşumundaki rolü üzerine büyük ilgi vardır. Daha önce yapılan çalışmalar preeklamptik gebelerde plazma lipidlerinin normal gebelerden daha yüksek düzeyde olduğunu göstermiştir (9,10). Bu lipid değişikliklerinin preeklampsinin karakteristik bulgusu olan endotelyal hücre hasarında rolü olduğu düşünülmektedir. Okside olmuş LDL endotelyal prostasiklin sentezini inhibe ederken endotelyal kökenli gevşetici faktörü (EDRF) inaktive eder. Ayrıca damar düz kasını kasıcı özelliği olan endotelin hormonunun sentez ve salınımını stimüle eder (2,3). Bu değişiklikler tromboksan salınımı ile sonuçlanan trombosit aktivasyonuna neden olur. Maternal obezitenin, preeklampsinin gelişiminde bağımsız bir risk faktörü olduğu daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir (11). Yine yakın zamanlı bir çalışmada Bodnar ve ark. VKİ’ inin preeklampsi gelişimi için güçlü ve bağımsız bir risk faktörü olduğunu iddia etmişlerdir (12). Çalışmamızda ise VKİ tüm gruplar arasında benzer bulundu(p>0.05). Daha önce yapılan iki prospektif çalışmada preeklamptik hastalarda erken gebelik dönemindeki serum TG düzeyleri belirgin olarak daha yüksek bulunmuştur (13,14). Hem Ware-Jauregui ve ark hem de Rossing ve ark çalışmalarında preeklamptik gebelerde ortalama plazma TG konsantrasyonlarını kontrol gruplarına göre daha yüksek, HDL konsantrasyonlarını ise daha düşük bulmuşlardır (15, 16). Yine yapılan diğer çalışmalarda da preeklamptik gebelerde TG'den zengin lipoproteinlerin belirgin olarak arttığı gösterilmiştir (17,18). James T ve ark ise preeklamptik gebelerde maternal VKİ, TG ve yağ asitlerinin belirgin olarak arttığını belirtmişlerdir (19). Bu çalışma sonuçları ile uyumlu olarak çalışmamızda da şiddetli preeklampsi olgularında TG, kolesterol, LDL ve VLDL değerleri yüksek bulundu. Ray ve ark 19 adet vaka- kontrol ve 3 prospektif kohort çalışmasını kapsayan meta-analizlerinde; 14 çalışmada preeklampsili gebelerde TG düzeyini normotansif gebelere göre yüksek bulurken 7 çalışmada ise benzer olduğunu belirtmişlerdir (20).Mikhail ve ark çalışmalarında, TG düzeylerini hafif preeklampsi grubunda yüksek saptarken, ağır preeklampsi grubunda kontrol grubu ile benzer bulmuşlar ve TG düzeyi ile preeklampsi şiddeti arasında direkt bir ilişki olmadığını savunmuşlardır (21). Baksu ve ark ise çalışmalarında total kolesterol ve LDL düzeylerini preeklampsi ve kontrol grubunda benzer bulurken; TG ve VLDL düzeylerini preeklampsi grubunda yüksek, HDL düzeyini ise düşük bulmuşlardır (22). Çalışmamızda kolesterol düzeyleri grup 2’de her iki gruptan yüksek (p< 0.05) iken grup 1 ve 3’de benzerdi (p> 0.05). TG ve VLDL düzeyleri en düşük olarak grup 3’de, en yüksek olarak grup 2’de ölçüldü. Grup 2’nin grup 3 ile arasındaki fark anlamlı (p< 0.05) iken, grup 1 ile farkı anlamlı değildi (p> 0.05). Grup 1 düzeyleri de grup 3’e göre daha yüksek iken aralarındaki fark önemsizdi (p> 0.05). LDL, en yüksek grup 2’de bulunmasına rağmen diğer gruplarla farkı önemsizdi (p> 0.05). HDL düzeyi en yüksek grup 3’de olmakla birlikte farklar anlamsızdı (p> 0.05). Birçok çalışmada (23, 24) olduğu gibi çalışmamızda da preeklamptik gebelerde 1 ve 5’nci dakika bebek Apgar skorları belirgin olarak daha düşük bulundu. Fall ve ark; fetal büyümenin kan basıncı, serum lipid düzeyi ve plazma glukoz ve insülin konsantrasyonu gibi kardiyovasküler hastalıklara yol açan faktörlerle ilişkili olduğunu göstermişlerdir (25). Sattar ve ark, çalışmalarında İUGR’li fetusları olan annelerin kan örneklerinde LDL düzeyinin azaldığını ve bunun İUGR’ye sebep olabileceğini belirtmişlerdir (26). Çalışmamızda doğum ağırlığı, hafif preeklampsi ve ağır preeklampsi grubunda kontrol grubuna göre ileri derecede düşük bulundu (p< 0.01). Ancak korelasyon analizinde lipid profili ile fetal ağırlık arasında anlamlı bir ilişki gösteremedik. Anormal lipid konsantrasyonlarının, bozulmuş karaciğer fonksiyonu ile ilişkili olabileceği öne sürülmüştür (27). Fakat bizim çalışmamızda karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT ve LDH) ile lipid profili arasında anlamlı bir ilişki saptanamadı . Artan lipid sentezinin, Tromboksan A2 : Prostoglandin I2 (TXA2 / PGI2) oranını arttırarak gebeliğin indüklediği hipertansiyon patogenezinde etkili olduğu düşünülmektedir(7).Çünkü hipertrigliseridemi bu sayede hiperkoagülabiliteye meyil oluşturur (28). Çalışmamızda lipid profili ve koagülasyon parametreleri arasında yapılan korelasyon analizinde kolesterol düzeyi ile PT arasında ters yönde bir ilişki saptandı(p< 0.05). Diğer lipid düzeyleri ile PT arasında ise herhangi bir ilişki saptanamadı. Ancak kolesterol, TG ve VLDL ile PTT arasında ters yönde bir ilişki bulundu (p< 0.01).
Sonuç
Sonuç olarak; lipid profilindeki değişiklikler preeklampsi ve özellikle ağır preeklampsi ile ilişkili bulundu. Yapılan korelasyon analizinde preeklampsi tanısında iki önemli kriter olan kan basıncı yüksekliği ve proteinürinin lipid profilinde değişikliklerle ilişkili olduğu görüldü. Daha önceki çalışmalarda da erken gebelik döneminde dislipidemisi olan hastalarda preeklampsi riskinin daha fazla olduğu saptanmıştı (13,14). Çalışma sonuçlarımız bu literatür verileriyle birlikte yorumlandığında, günümüzde hala aydınlatılmamış olan preeklampsi etiopatogenezinde dislipideminin de önemli olabileceği düşünülebilir.
Kayanaklar
1) Goode GK, Miller JP, Heagerty AM.Hyperlipidemia, hypertension, and coronary heart desease.Lancet 1995;345:362-4. 
2) Flavahan NA.Atherosclerosis or lipoprotein induced endothelial dysfunction: Potential mechanism underlying reduction in EDRF/nitric oxide activity.Circulation 1992; 85: 1927-38. .
3) Stewart DJ, Monge JC.Hyperlipidemia and endothelial dysfuntion.Curr Opin Lipidol 1993; 4: 319-24..
4) Dutta, DC.Textbook of Obstetrics.Kolkata-New Central Book Agency:2001; 234-55..
5) Fitzgerald DJ, Entman SS, Mulloy K, FitzGerald GA.Decreased prostacyclin biosyntesis preceding the clinical manifestation of pregnanvy-induced hypertension.Circulation 1987; 75: 956-73. .
6) Redman CWG.Immunolgy of preeclampsia.Semin Perinatol 1991; 15: 257-262 .
7) Robson SC.Dewhurst’s Textbook of Obstetrics and Gynaecology for postgraduates.New York-Blackwell Science Ltd :1999; 167- 9. .
8) American College of Obstetricians and Gynecologists (ACOG, practice bulletin).Diagnosis and management of preeclampsia and eclampsia.Washington: 2002.Int J Gynaecol Obstet 2002 ; 77: 67-75.
9) Sattar N, Bendomir A, Berry C, Shepherd J, Greer IA, Packard CJ.Lipoprotein subfractions in pre-clampsia: pathogenic parallels to atherosclerosis. Obstet Gynecol 1997; 89: 403–8 .
10) Hubel CA, McLaughlin MK, Evans RW, Hauth BA, Sims CJ, Roberts JM.Fasting serum triglycerides, free fatty acids, and malondialdehyde are increased in preeclampsia, are positively correlated, and decrease within 48 hours post-partum.Am J Obstet Gynecol 1996; 174: 975–82 .
11) Sibai BM, Gordon T, Thom E, Caritis SN, Klebanoff M, McNellis D et al.Risk factors for preeclampsia in healthy nullipars women: A prospective multicenter study . The Natioanal Institute of Child Helath and Humen Development Network of Maternal-Fetal Medicine Units.Am J Obstet Gynecol 1995; 172: 642-8.
12) Bodnar LM, Ness RB, Harger GF, Roberts JM.Inflammation and triglycerides partially mediate the effect of prepregnancy body mass index on the risk of preeclampsia.Am J Epidemiol 2005; 162: 1198-206 .
13) Lorentzen B, Endersen MJ, Clausen T, Henriksen T.Fasting serum free fatty acids and triglyserides are increased before 20 weeks of gestation with who later develop preeclampsia.Hypertens Pregnancy 1994; 13: 103-9.
14) Gratacos E, Casals E, Sallehy C,Cararacj V, Alonso P, Fortuny A.Variation in lipid levels during pregnancy in women with different types of hypertension.Acta Obstet Gynecol Scand 1996; 75: 896-901.
15) S. Ware-Jauregui, S. E. Sanchez, C. Zhang, G. Laraburre, I. B. King, M. A. Williams.Plasma lipid concentration in preeclamptic and normotensive Peruvian women.Int J Gynaecol Obstet 1999; 67: 147-55 .
16) Sattar N, Bendomir A, Berry C, Shepherd J, Greer IA, Packard CJ.Lipoprotein subfraction concentrations in preeclampsia: Pathogenic parallels to atherosclerosis.Obstet Gynecol 1997; 89: 403-8.
17) Hubel CA, Shakir Y, Gallaher MJ, McLaughlin MK, Roberts JM.Low-density lipoprotein particle size decreases during normal pregnancy in association with triglyceride increases.J Soc Gynecol Investing 1998; 5: 244-50 .
18) Karl Winkler, Bright Wetzka, Mıcheal M. Hoffmann, Isolde Friedrich, Martina Kınner, Mannfred W et al.Triglyceride-Rich lipoproteins are associated with hypertension in preeclampsia.J Clin Endocrinol Metab 2003; 88: 1162-6.
19) James T M, Muzykanskiy E, Taylor R N.Maternal and fetal modulators of lipid metabolism correlate with the development of preeclampsia.Metabolism 1997; 46: 963-7.
20) Ray JG, Diamond P, Singh G, Bell CM.Brief overview of maternal triglycerides as a risk factor for pre-eclampsia.BJOG 2006; 113: 379-86.
21) Mikhail MS, Basu J, Palan PR, Furgiuele J, Romney SL, Anyaegbunam A.Lipid profile in women with preeclampsia: relationship between plasma triglyceride levels and severity of preeclampsia.J Assoc Acad Minor Phys 1995; 6: 43-5.
22) Baksu B, Baksu A, Davas I, Akyol A, Gülbaba G.Lipoprotein(a) levels in women with pre-eclampsia and in normotensive pregnant women.J Obstet Gynaecol Res 2005; 31: 277-82.
23) Cunningham FG.Williams Obstetrics.New York-Appleton & Lange:2001; 567-618.
24) Roberts JM.Maternal-Fetal Medicine: Principles and Practise.Philadelphia-WB Saunders Co:2004; 43:859-99.
25) Fall CHD, Osmond C, Barker DJP, Clark PMS, Hales CN, Stirling Y et al.Fetal and infant growth and cardiovascular risk factors in women.BMJ 1995; 310: 428-32.
26) Sattar N, Greer IA, Galloway PJ, Packard CJ, Shepherd J, Kelly T et al.Lipid and lipoprotein concentrations in pregnancies complicated by intrauterine growth restriction.J Clin Endocrinol Metab 1999 ; 84: 128-30.
27) Marceau P, Biron S, Hould FS, Marceau S, Simard S, Thung SN et al.Liver pathology and the metabolic syndrome X in severe obesity.J Clin Endocrinol Metab 1999 ; 84: 1513-7.
28) Kokia E, Barkai G, Reichman B, Segal P, Goldman B, Mashiach S.Maternal serum lipid profile in pregnancies complicated by hypertensive disorders.J.Perinat. Med (Germany) 1990; 18: 473-8.
Dosya / Açıklama
Tablo 1.
Demografik özelliklerin gruplarda dağılımı (Ortalama ± standart hata).
Tablo 2.
Gruplar arasında preeklampsi belirteçleri ve lipid profilinin dağılım.
Tablo 3.
Gruplar arasında neonatal sonuçların dağılımı.
Tablo 4.
Lipid profili ile diğer parametreler arasındaki korelasyon değerleri (r değerleri).