Perinatal izlem sırasında hidrosefali saptanan olgularda doğum sonrası pediatrik nöroşirurji yaklaşımında bazı faktörler etkindir. Bunlardan birincisi bebeğin vücut ağırlığıdır. Uygulanacak olan cerrahilerde günümüzün pediatrik nöroşirurji pratiğinde 3 kg'in altında bir vücut ağırlığına sahip olmak ayrı girişimleri gerektirmektedir. Bebeğin doğum sonrasında olabildiğince erken dönemde yapılan kranial ultrasonografisinde korteks kalınlığı ve ventrikül boyutları değerlendirilmelidir. Ventrikül yapısında olan asimetri veya ventrikül içi yer işgal eden lezyonların varlığı önemlidir. Bu aşamada "ventriküler size indeks" 'in ölçülmesi önemlidir. Vücut ağırlığı 3 kg'in altında olduğu zaman uygulanabilecek bir şant cerrahisi sonrasında periton boşluğuna boşaltılan beyin omurilik sıvısının absorbsiyonunda ciddi sıkıntılar olmaktadır. Bu nedenle 3kg'ın altında olabildiğince şant cerrahisi uygulamamaya gayret etmekteyiz. Ventrikül içi basıncın parankine olumsuz etki etmemesi için bu hastalara rezervuar takılmakta ve yeni doğan ünitesinde izlenen bebekten günlük negatif basınç uygulamaksızın rezervuardan beyin omurilik sıvısı direne edilmektedir.
Bebeğin vücut ağırlığı 3 kg'in üzerinde olduğu zaman bebeğe cerrahi öncesi mutlaka MR yapılmalıdır. Buradaki amaç hidrosefalinin etyolojisi, ventriküler sistemin anatomik yapısının görüntüsü ve olası ek anomali varlığının saptanmasıdır. Salt aquaductus sylvii stenozu olan olgularda günümüzde standart yaklaşım endoskopik 3.venrikülostomi uygulamasıdır. Buna karşın diğer etyolojik faktörler sonucunda oluşan hidrosefali varlığında hastanın ventrikül boyutu ve korteks kalınlığına göre seçilecek uygun basınç ayarlı şant takılması standart tedaviyi oluşturmaktadır
Bu cerrahi girişimler sonrası hastanın özellikle ilk 1 yıl içinde gerek radyolojik, gerekse klinik açıdan yakın izlemi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler
-