Amaç
Preeklampsinin şiddeti ile plazma homosistein düzeyleri arasındaki ilişkinin araştırılması.
Yöntem
Fırat Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği`ne başvuran 8 hafif preeklampsi, 9 ağır preeklampsi ve 10 sağlıklı gebeden kan örnekleri alındı. Gebelerin hematolojik, biyokimyasal ve demografik parametreleri ile yeni doğanların ağırlıkları not edildi. Plazma homosistein seviyeleri enzyme linked-immunosorbent assay (ELİSA) yöntemi kullanılarak ölçüldü, ELX800 ile okundu.
Bulgular
Çalışmaya katılan gebelerin demografik özellikleri benzerdi. Hafif ve ağır preeklamptik gebelerin plazma homosistein düzeyleri sağlıklı gebelerden daha yüksekti (p<0.05). İlave olarak ağır preeklamptik gebeler hafif preeklamptiklerden daha yüksek plazma homosistein düzeylerine sahipti (p<0.05). Preeklamptik gebelerin yeni doğanlarının ağırlıkları sağlıklı gebelerinkinden düşük bulundu (p<0.05). Aynı zamanda, plazma homosistein düzeyleri ile yeni doğan ağırlıkları arasında negatif korelasyon tespit edildi (r=-0.48, p<0.05, n=27).
Sonuç
Çalışmanın sonuçları, plazma homosistein düzeylerinin preeklampsinin şiddeti ile ilişkili olduğunu ve artmış plazma homosistein düzeylerinin, fetal gelişimi olumsuz etkileyebileceğini düşündürmektedir
Anahtar Kelimeler
Preeklampsi, sağlıklı gebelik, homosistein, preeklampsi şiddeti
Giriş
Homosistein metionin metabolizmasında ara ürün olan ve sülfür ihtiva eden bir aminoasittir (1). Homosistein metabolizması folat, kobalamin, piridoksin ve riboflavini içeren B grubu vitaminlerle yakından ilişkilidir. 1969 yılında McCully ve arkadaşları homosisteinin vasküler lezyonların gelişmesinde rol aldığını postmortem olarak tespit etmişlerdir (2). Daha sonra yapılan araştırmalarda homosistein seviyelerindeki hafif yükselmelerin bile vasküler hastalık riskini arttırdığı anlaşılmıştır (3). Homosisteinin vasküler toksisiteye neden olduğu birden fazla mekanizma önerilmektedir. Bunlar trombosit agregasyonu, artmış koagülasyon veya azalmış tromboliz, endotelyal disfonksiyon ve damar duvarlarındaki etkiler olarak belirtilmektedir (4). Total homosisteindeki hafif yükselmelerin bile endotelyal disfonksiyonla ilişkili olduğu gösterilmiştir (5). Hiperhomosisteinemi ateroskleroz için bağımsız bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir (6). Preeklamptik hastalardaki plasental vasküler değişikliklerin aterosklerotik hastalardakilere benzerlik göstermesi nedeniyle (7), preeklampsi ve homosistein ilişkisi son zamanlarda üzerinde sıkça araştırma yapılan bir konu haline gelmiştir. Preeklamptik hastalarda normotansif gebelerden daha yüksek plazma homosistein düzeylerinin olduğu pek çok güncel çalışmada gösterilmiştir (8, 9,10). Homosistein ile preeklampsi şiddeti arasında ilişki olup olmadığı konusunda ise daha sınırlı sayıda veri mevcuttur. Var ve ark., preeklamptik hastalarda artmış homosistein düzeylerinin vasküler patolojinin de artışı ile birlikte olduğunu tespit etmişlerdir (11). Noto ve ark., preeklamptik gebelerde, artmış homosistein düzeylerinin daha yüksek kan basıncı için risk faktörü olduğunu bildirmişlerdir (12). Böylece, plazma homosistein seviyesinin, preeklampsinin şiddeti ile ilişkili olabileceği akla gelmektedir. Yukarıdaki bilgilerin ışığında, mevcut çalışma, hafif ve ağır preeklampsi olgularında plazma homosistein düzeylerinin farklı olup almadığını araştırmak amacıyla planlandı.
Yöntem
Çalışmaya 8 hafif, 9 ağır preeklampsi olgusu ile 10 sağlıklı gebe dahil edildi. Gebelerin demografik, hematolojik ve biyokimyasal parametreleri ile yeni doğanların ağırlıkları Tablo 1'de görülmektedir Gruplar yaş, kilo ve vücut kitle indeksi (VKİ) açısından karşılaştırıldıklarında aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılığın olmadığı tespit edildi (p>0.05). Hem hafif hem de ağır preeklamptik gebelerin gebelik haftaları ortalaması, sağlıklı kontrollerden daha kısa idi (p<0.05). Plazma homosistein düzeyleri (Şekil 1) her iki preeklampsi grubunda sağlıklı gebelerden daha yüksekti (p<0.05). Ayrıca ağır preeklampsi grubunun ortalama plazma homosistein düzeyleri hafif preeklampsi grubundan yüksek bulundu (p<0.05). Yenidoğan ağırlıkları, preeklampsi grubunda sağlıklı gebelerden daha düşük idi (p<0.05). Her iki preeklampsi grubunun gebelik haftaları benzer olduğu halde, istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte (p>0.05), yeni doğan ağırlıkları ağır preeklampsi grubunda hafif preeklampsi grubundan yaklaşık % 12 daha düşük bulundu. Yeni doğanların ağırlıkları ile plazma homosistein düzeyleri arasında orta dereceli ve anlamlı bir negatif korelasyon tespit edildi (r=-0.48, p<0.05, n=27).
Bulgular
Bu çalışma Fırat Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'ne Ocak 2001- Aralık 2001 tarihleri arasında başvuran, normotansif sağlıklı gebeler ile hafif ve ağır preeklampsi tanısı almış gebeler üzerinde gerçekleştirildi. Tüm hastalardan çalışmaya katılmak için gönüllü olduklarına dair onayları alındı. Hafif ve ağır preeklamptik gebeler çalışma, sağlıklı gebeler de kontrol grubu olarak sınıflandırıldı. Hafif ve ağır preeklampsi sınıflaması, Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Koleji'nin (ACOG) 2002 kriterlerine göre yapıldı (13) Hastalar kliniğe başvurduklarında rutin klinik ve obstetrik değerlendirmeler ile laboratuar incelemelerine ilave olarak homosistein analizi için EDTA'lı tüplere kan örnekleri alındı. Alınan kan örnekleri derhal kuru buz içerisine konularak soğutuldu ve 2500 rpm'de 10 dakika santrifüje edilerek plazmaları ayrıştırıldı, homosistein tayini yapılana kadar -20°C'da derin dondurucuda saklandı. Yeni doğanların ağırlıkları tartılarak not edildi. Plazma homosistein analizi enzyme linked-immunosorbent assay (ELISA) yöntemi ile tayin edildi, ELX800 (Bioteck Inc, GMBH, Germany) cihazı ile okundu. Elde edilen verilerin istatistiksel analizi için Tek yönlü varyans analizi ve gerektiğinde Tukey's HSD testi kullanıldı. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Korelasyon analizi için Pearson korelasyon analizi testinden yararlanıldı. Tüm istatistiksel değerlendirmeler SPSS 10.0 paket programı kullanılarak gerçekleştirildi.
Tartışma
Mevcut çalışmanın sonuçları plazma homosistein düzeylerinin hafif ve ağır preeklampsi olgularında sağlıklı gebelerden daha yüksek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İlave olarak eldeki çalışma ile, ağır preeklamptik gebelerin hafif preeklamptiklerden daha yüksek plazma homosistein düzeylerine sahip olduğu tespit edildi. Plazma homosistein düzeyi, nedeni henüz tam anlaşılamamış olmakla birlikte sağlıklı gebeliklerde azalmaktadır (14,15). Azalışın nedeni ile ilgili yaygın kanaat, gebeliğin fizyolojik bir proçesi olan hemodilüsyona, fetusun artmış metionin ihtiyacı sonucu homosisteinin remetilasyonuna ve fetus tarafından homosisteinin artmış kullanımına bağlı olabileceğidir (16,17). Preeklamptik hastalardaki plazma homosistein düzeyindeki artış, bizden önce de bazı çalışmalar ile ortaya konulmuştur (8-10). Preeklamptik gebelerde plazma homosistein düzeylerinin artmış olmasının nedeninin, preeklampside ortaya çıkan patofizyolojik bir proçes olan, plazma volümü azalmasına bağlı olabileceği düşünülmektedir (18). Hiperhomosisteinemi ve preeklampsi arasında bir ilişki olduğu birkaç yıldır bilinmekle birlikte (19,20), bu ilişkinin ayrıntıları tam olarak anlaşılabilmiş değildir (21). Bu gün için preeklampsinin patofizyolojisinde endotelyal hasarın anahtar rol oynadığı düşünülmektedir (22). Welch ve ark, hiperhomosisteineminin endotelyal ve vasküler hasara yol açtığını belirtmişlerdir (23). Yükselmiş homosistein düzeylerinin preeklamptik hastalarda vasküler endoteli oksidatif strese daha duyarlı hale getirebileceği düşünülmektedir (24). Çalışmamızda, hafif ve ağır preeklampsi grupları kendi aralarında karşılaştırıldığında ağır preeklamptik hastaların plazma homosistein düzeylerinin hafif preeklamptik hastalardan daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu sonuçlar preeklampsi ve homosistein ilişkisi ile ilgili öngörüler ile uyumludur (19,20) ve plazma homosistein düzeylerinin hastalığın şiddeti ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Plazma homosistein düzeyleri ile yenidoğan ağırlıkları arasında korelasyon bulunmasını önemli bir bulgu olarak değerlendirmekteyiz. Bu durumun iki nedeni olabileceğini düşündük. Birinci neden, gebelik haftalarının preeklamptik gebelerde kontrollerden daha düşük olması olabilir. İkinci neden ise, hastalığın şiddeti nedeniyle, gelişme geriliğinin ortaya çıkmış olabileceği ve homosistein ile yeni doğan ağırlıkları arasında hastalığın şiddetinden dolayı bir ilişki olabileceğidir. Bizim ikinci önerimizi destekler nitelikte, Var ve ark., preeklamptik hastalarda artmış homosistein düzeylerinin, artmış vasküler patoloji ile birlikte olduğunu tespit etmişlerdir (11). Noto ve ark., artmış homosistein düzeylerinin daha yüksek kan basıncı için risk faktörü olduğunu bildirmişlerdir (12). Sonuçta, hastalığın şiddeti ile birlikte yükselen plazma homosistein düzeylerinin, fetal gelişimi de olumsuz etkileyebileceğini düşünmekteyiz.
Sonuç
Eldeki çalışmanın sonuçları plazma homosistein düzeylerinin preeklampsinin şiddeti ile ilişkili olduğunu göstermektedir. İlave olarak, sonuçlarımız, artmış plazma homosistein düzeylerinin, fetal büyümeyi olumsuz etkileyerek intrauterin gelişme geriliğine neden olabileceğini düşündürmektedir. Plazma homosistein düzeylerinin preeklamptik ve sağlıklı gebelerde, benzer gebelik haftalarında ölçülmesinin ve fetal biyometri ile ilişki olup olmadığının araştırılmasının konunun tam olarak anlaşılabilmesine katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Kaynaklar
1. Finkelstein JD. Methionine metabolism in mammals. J Nutr Biochem 1990; 1: 228-337 2. McCully KS. Vascular pathology of homocysteinaemia: implications for the pathogenesis of arteriosclerosis. Am J Pathol 1969; 56: 111-28
3. Refsum H, Ueland P, Nygard O, Vollset SE. Homocysteineand cardiovascular disease. Ann Rev Med 1998; 49: 31-62
4. McKinley MC. Nutritional aspects and possible pathological mechanisms of hyperhomocysteinaemia: an ndependent risk factor for vascular disease. Proc Nutr Soc 2000; 59: 221-337
5. Chao CL, Kuo TL, Lee YT. Effects of methionine-induced hyperhomocysteinaemia on endothelium-dependent vasodilatation and oxidative status in healthy adults. Circulation 2000; 101: 485-90
6. Harpel PC, Zhang X, Borth W. Homocysteine and hemostasis: Pathogenetic mechanisms predisposing to trombosis. American Institute of Nutrition 1996; 1285-9
7. De Wolf F, Robertson WB, Brosens I. The ultrastructure of acute atherosis in hypertensive pregnancy. Am J Obstet Gynecol 1975; 123: 164-74
8. Lopez-Quesada E, Vilaseca MA, Lailla JM. Plasma total homocysteine in uncomplicated pregnancy and in preeclampsia. Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol 2003; 1: 45-9
9. Sanchez SE, Zhang C, Rene Malinow M, Ware-Jauregui S, Larrabure G, Williams MA. Plasma folate, vitamin B(12), and homocyst(e)ine concentrations in preeclamptic and normotensive Peruvian women. Am J Epidemiol
2001; 5: 474-80
10. Rajkovic A, Mahomed K, Malinow MR, Sorenson TK, Woelk GB, Williams MA. Plasma homocyst(e)ine oncentrations in eclamptic and preeclamptic African women postpartum. Obstet Gynecol 1999; 3: 355-60
11. Var A, Yildirim Y, Onur E, Kuscu NK, Uyanik BS, Goktalay K, Guvenc Y. Endothelial dysfunction in preeclampsia. Increased homocysteine and decreased nitric oxide levels. Gynecol Obstet Invest 2003; 4: 221-4
12. Noto R, Neri S, Noto Z, Cilio D, Abate G, Noto P, et al. Hyperhomocysteinemia in preeclampsia is associated to higher risk pressure profiles. Eur Rev Med Pharmacol Sci 2003; 3: 81-7
13. ACOG practice bulletin. Diagnosis and management of preeclampsia and eclampsia. Int J Gynaecol Obstet 2002; 77: 67-75
14. Kang SS, Wong PVK, Zhan J, Cook HY. Total homocysteine in plazma and amniotic fluid in pregnant women. Metabolism 1986; 35: 889-91
15. Anderson A, Hultberg B, Brattsström L, Isakssen A. Decreased serum homocysteine in pregnancy. Eur J Clin Chem Clin Biochem 1992; 30: 337-9
16. Chesley LC. Plasma and red cell volumes during pregnancy. Am J Obstet Gynecol 1972; 112: 440-50
17. Roberts JM. Endothelial dysfunction in preeclampsia. Semin Reprod Endocrinol 1998; 16: 5-15
18. Malinow MR, Rajkovic A, Duell PB, Hess DL, Upson BM. The relationship between maternal and neonatal umblical cord plasma homocysteine suggests a potential role for maternal homocysteine in fetal metabolism. Obstet Gynecol 1998; 178: 228-33
19. Raijmakers M, Zusterzell P, Steegers E, Hectors M, Demacker P, Peters W. Plasma thiol status in preeclampsia. Obstet Gynecol 2000; 95: 188-94
20. Lachmajer AM, Amgrimsson R, Bastioons EJ, Pals G, ten Kate LP, de Vries JI, et al. Mutations in the gene for methylenetetrahydrofolate reductase, homocysteine levels, and vitamin status in women with a history of preeclampsia. Am J Obstet Gynecol 2001; 184: 394-402
21. Raijmakers M, Zusterzell P, Steegers E, Peters WH. Hyperhomocysteinemia: a risk factor for preeclampsia? Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol 2002; 95: 226-8
22. Gonzalez-Quintero VH, Jimenez JJ, Jy W, Mauro LM, Hortman L, 'Sullivan MJ, Ahn Y.Elevated plasma ndothelial microparticles in preeclampsia. Am J Obstet Gynecol 2003; 2: 589-93
23. Welch Gn, Loscalzo J. Homocysteine and atherothrombosis. N Eng J Med 1998; 338: 1042-50
24. Powers R, Evans R, Majors A, Ojimba J, Necs R, Gromblcholme W, et al. Plasma homocysteine concentration is increased in preeclampsia and is associated with evidence of endothelial activation. Am J Obstet Gynecol 1998; 179: 1605-11
|
Dosya / Açıklama |
|
Şekil 1. Grupların plazma homosistein konsantrasyonları
SG: Sağlıklı gebe, HP: Hafif preeklampsi, AP: Ağır preeklampsi
a: p<0.05, SG ile HP ve AP karşılaştırıldığında
b: p<0.05 HP ile AP karşılaştırıldığında |
|
Tablo 1. Grupların demografik, hematolojik ve biyokimyasal parametreleri ile yenidoğan ağırlıkları |