Amniotik sıvı embolisi gebeliğin nadir, katastrofik bir komplikasyonudur. Amniotik sıvı ile maternal dolaşım arasındaki bariyerin bozulması sonucu oluşur. Dissemine intravasküler koagülasyon ve akut respiratuar distres sendromu görülebilir. Gebeliğinin 38. haftasında kordon sarkması nedeniyle acil olarak sezaryene alınan hastanın operasyon sonrası soğuk terleme, taşikardi ve hipotansiyonu oluşmuş. Kan ve taze donmuş plazmaya rağmen kan değerlerinde yükselme görülmemesi üzerine ilk operasyondan yaklaşık 12 saat sonra relaparotomi yapılmış. Batın içinde herhangi bir kanama odağı bulunamayıp sadece multifokal kanama odakları görülmüş. Hastanın kan değerlerinin düşmeye devam etmesi, siyanoz gelişmesi, cilt döküntülerinin ortaya çıkışı, dispne ve takipnenin ortaya çıkması üzerine yoğun bakım bölümüne alındı. Kan gazı değerlerine göre hipoksemik olan hastaya mekanik ventilasyon başlandı. Akciğer grafisinde bilateral yaygın alveolar infiltrasyon saptandı. Endotrakeal aspirasyonda hemorajik köpüklü sekresyon olduğu görüldü. Hasta DIC ve ARDS tanısıyla gerekli olan tedavisi düzenlendi. Ondördüncü günde hasta ekstübe edildi. Amniotik sıvı embolisi gebeliğin anafilaktik sendromu olarak bilinmektedir. İlk defa 1926'da Meyer tarafından tanımlanmıştır. Patogenezinde amniotik sıvı debrislerinin pulmoner dolaşıma karışarak mekanik obstrüksiyon oluşturması ve sonuçta kardiyovasküler kollapsa giden tablo olarak tanımlanmaktadır. Sıklığı 8000 ile 80000 gebelikte bir olarak hesaplanmaktadır. Maternal mortalitenin %6l, yaşayanların %15 inde nörolojik sekel bulunmuştur. Yönetim; oksijenizasyon, ventilasyon, dolaşım desteği sağlanması ve koagülopatinin düzeltilmesidir. Erken tanı, agresif resüssitasyon ve koagülopatinin düzeltilmesi ile yoğun bakım şartlarında bu tür hastalarda iyi sonuçlar almak mümkün olabilmektedir.
Anahtar Kelimeler
-