Amaç
Kliniğimizde gerçekleştirilen sezaryen oranını, endikasyonlarını ve birlikte yapılan diğer operasyonları retrospektif olarak incelemektir.
Yöntem
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde 1 Ocak 1983 ile 31 Mayıs 2002 yılları arasında gerçekleştirilen 18343 doğumdan, 5665 sezaryen olgusu ve sezaryen sırasında yapılan diğer operatif girişimler retrospektif olarak incelendi. Bunların yıllara göre dağılımı, oranı ve endikasyonları irdelendi.
Bulgular
Yıllara göre toplam doğum dağılımı 573 ile 1430, sezaryen dağılımı ise 125 ile 637 arasında değişmektedir. Sezaryen oranlarına bakıldığında en düşük 1986 yılında (%l6.92), en yüksek ise 2002 yılında (%50.98) gerçekleştiği gözlenmektedir. Genel olarak sezaryen oranında yıllara paralel bir artış izlenmektedir. Sezaryen endikasyonları içinde artış, en sık eski sezaryen, elektif ve fetal distreste olmuştur. Eski sezaryen oranı 1994 yılına kadar %20'nin altında iken, 1995 yılından itibaren artarak %29.38'e çıkmıştır. Aynı şekilde elektif sezaryen oranı %1.63'ten %14.09'a, fetal distres %5.89'dan %l6.29'a çıkmıştır. Sezaryen sırasında yapılan diğer operasyonlara bakıldığında; en sık tüp ligasyonu (%18.18), sırasıyla histerektomi (%2.77), uterus rüptürü (%0.47), myomektomi (%0.42), ovarial kist ektirpasyonu (%0.21), mesane onarımı (%0.17) ve diğer operasyonlar (%0.33) izlemektedir.
Sonuç
Kliniğimizde sezaryen oranında yıllara paralel bir artış gözlenmektedir. Son yıllarda tekrarlayan sezaryen operasyonlarının artması, antenatal tanı yöntemlerinin yaygın kullanımı, gebelerin ve hekimlerin elektif sezaıyene eğilim göstermesi, yenidoğan ünitelerinin ve ameliyathane şartlarının gelişmesi gibi nedenler sezaryen oranını arttırmıştır.
Anahtar Kelimeler
-