Amaç
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvuran önceki gebeliğinde sezaryen geçirmiş hastalarda vajinal doğum oranlarını incelemek.
Yöntem
Ocak 1999-Aralık 2001 tarihleri arasında kliniğimize yatırılan hastalardan önceki gebeliklerinde sezaryen geçirenler çalışmamıza alındı. Hastalar, elektif olarak sezaryene alınanlar (n=304) ve seksiyo sonrası vajinal doğuma bırakılanlar (n=126) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Daha önce 2'den fazla sezaryen olanlar, klasik seksiyolular, seksiyodan sonra geçen sürenin 2 yıldan az olması, iri bebek, malprezentasyon, BPU gibi obstetrik ve medikal kontrendikasyonu olanlar ve vajinal doğumu kabul etmeyen hastalar vajinal doğuma bırakılmadı. Vajinal doğuma bırakılanlar rüptür belirtileri açısından yakın takibe alındı.
Bulgular
Daha önce sezaryen olan hastaların 86'sına (%68) başarılı bir şekilde vajinal doğum yaptırıldı, doğum sonrası uterin kaviteye girilip insizyon hattı palpe edilerek rüptür kontrolü yapıldı. Doğumu vajinal yoldan yaptırılan hastaların hiçbirinde rüptür bulgusuna rastlanmadı. 40 hastada ise fetal distres, sekonder arrest, rüptür tehdidi gibi nedenlerle sezaryene geçildi. Bu hastalardan intrauterin ölü fetusu olan bir gebe vajinal doğuma bırakılmışken rüptür şüphesi üzerine sezaryene alındı ve eski insizyon yerinde gelişen komplet rüptür primer tamir edildi. Elektif alınan gruptan ise 3 hastada rüptüre rastlandı. Bunlardan hiç travay çekmeyen bir hastada inkomplet rüptüre rastlandı, bebeğin 1. dk apgarı 7 idi, 2. hasta servise başvurduğunda serviksi 4 cm açıklıkta ve kol sarkması bulunan gebe idi, acil sezaryen uygulandı, apgarı 2 olan fetus daha sonra ex oldu. 3. hastada ise elektif sezaryen sırasında sessiz rüptüre rastlandı, bebeğin 1. dk apgarı 6 idi. 3 hastada da rüptür yerleri primer tamir edildi 1999-2001 tarihleri arasında sezaryen hikayeli hastalarda vajinal doğum oranlarına yıllara göre baktığımızda vajinal doğum oranlarının gittikçe arttığı görüldü (sırasıyla %16, 17.8, 23.4)
Sonuç
Sezaryen geçirmiş hastalar rüptür açısından riskli özellikler taşımıyorsa dikkatli kontrol altında vajinal doğuma bırakılabilir ve önemli bir kısmında vajinal doğum başarılı olabilir. Bu başarı görüldükçe vajinal doğuma bırakılacak hasta sayısı artacak ve son yıllarda artan sezaryen oranları düşürülebilecektir.
Anahtar Kelimeler
-