Doğum eyleminin aktif yönetimi

Doğum eyleminin aktif yönetimi ilk kez 1960 da İrlanda uygulanmış ve nullipar doğumlarda uzun süren ağrıların, korkuların ve anksietenin azaltılması ile sezaryen oranının düşürülmesi amaçlanmıştır. Doğum eyleminde özellikle primipar hastalar uzun süre doğum ağrısı ile birlikte acı çekmekten korkmaktadırlar. Bu yüzden doğum eyleminin anne ve bebek için en güvenilir şekilde ve kısa sürede sonlandırılması gereklidir. Bunun için pek çok klinikte oksitosin indüksiyonu kullanılmaktadır ancak uygulanabilirliği için bishop skorunun 6 ya eşit ve üzerinde olması istenmektedir. Doğum eyleminin hızlandırılması için uygulanan diğer bir yöntem ise eylem aktif faza girdikten sonra amniotomi uygulanmasıdır. Ancak erken yapılan amniotominin latent fazı uzatacağı, enfeksiyon riskini ve kord prolapsusu gibi komplikasyonlara yol açacağı düşünülmektedir. Biz bu çalışmada doğum kararı alınan 50 tane term gebede erken amniotomi, yüksek doz oksitosin indüksiyonu uyguladık. 50 kontrol grubunda ise öncelikle spontan eylemi takip edip gerekirse oksitosin indüksiyonu başlayarak aktif eylemin başladığı düşünüldüğünde amniotomi yapılmasının doğum eylemi süresi ve komplikasyonlar üzerindeki etkisini karşılaştırdık. Doğum eyleminin primipar hastalarda 3,9 saat multipar hastalarda ise 2,4 saat kısaldığı görüldü. Çalışma grubundaki hastaların sadece 12 (%24) tanesi hastaneye yatışından ve medikal girişimde bulunulmasından 8 saat sonra doğum yaparken bunlardan 2 (%4) tanesi 12 saat üzerinde doğum yaptı. Bunun aksine kontrol grubu olarak takip edilen hastaların 14 (%28) tanesinde maksimum 8 saat oksitosin indüksiyona ara verilerek ikinci kez indüksiyon başlanmış bunların eylem süreleri 12 saati geçmiştir. Her iki grup arasında maternal sonuçlar açısından C/S oranında, enfeksiyon, postpartum atoni ve kanamada fark izlenmemiştir. Fetal sonuçlar açısından 1 ve 5 apgar skorları, mekonyum aspirasyonu, oksijen gereksinimi ve yoğun bakımda takip açısından fark bulunamamıştır. Özellikle özel hastanelerde hasta yatış maliyetinin azaltılması açısından aktif doğum yönteminin emniyetli ve kısa sürede doğumun sonlandırılması açısından uygulanır olabileceğini düşünmekteyiz.