Amaç
Çalışmamızda, hastanemizde yıllar içerisinde sezaryen ile doğum oranındaki değişimleri belirlemeyi ve bunun nedenlerini irdelemeyi amaçladık.
Yöntem
Retrospektif bir tarama ile 1983-1996 yılları arasında hastanemizde doğum yapan kadınlara ait kayıtlarla, neonatal bebek kayıtları incelendi. Elde edilen veriler kullanılarak doğum şekilleri, obstetrik müdahaleler ve sezaryen endikasyonları dökümante edildi. Sezaryen endikasyonları; 1. eski sezaryen, 2. fetal distres, 3. distosi, 4. makat geliş ve 5. diğer endikasyonlar olmak üzere 5 başlık altında gruplandınldı. İstatistiksel analiz için yüzdeler arasındaki farkın önemlilik testi kullanıldı.
Bulgular
İncelenen dönem içerisinde hastanemizde 12 306 sezaryen, 117 890 vajinal olmak üzere toplam 130 196 doğum olduğu belirlendi. Sezaryen doğum oranı 1983 yılında % 1.76 iken izleyen yıllarda sürekli artarak 1996 yılında % 23.86 ya ulaştığı görüldü. Sezaryen oranındaki bu artış istatistiksel açıdan da önemli idi (p<0.05). Sezaryen endikasyonları irdelendiğinde; aynı zaman diliminde toplam sezaryen ile doğum oranındaki bu artışın % 28.81' inin eski sezaryen olgularına, % 21.04 ünün fetal distres, % 20.36 sının distosi, % 6.97 sinin makat gelişe, % 22.83 ünün ise diğer endikasyon grubuna ait olduğu saptandı. 1983-1986 yılları arasında erken neonatal mortalite 1.86 iken, 1992-1996 yılları arasında bu oranın 6.18 e yükseldiği görüldü. Erken neonatal ölüm oranındaki bu artış da istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0.05). Perinatal mortalite oranı ise 1993-1996 yılları arasında 16 iken, 1192-1996 yılları arasında 17.34 e çıktığı belirlendi. Perinatal mortalite oranındaki değişim istatistiksel açıdan anlamlı bulunmadı (p>0.05).
Sonuç
Sezaryen ile doğum oranlarımız 1983-1996 yılları arasında önemli oranda artış göstermektedir. Sezaryen oranındaki bu artış eğilimi önlenemez ve hatta azaltılamaz ise önümüzdeki yıllarda sezaryen ile doğum oranının daha ciddi boyutlara ulaşacağı öngörülebilir. Bu nedenledir ki, öncelikle sezaryen ile doğum oranındaki artışın nedenleri belirlenmeli ve yeni kavramlar dikkate alınarak doğum şekli belirlenmelidir. Eski sezaryen olgularına klasik yaklaşımdan vazgeçilmelidir. Bazı serilerde bildirilen eski sezaryenli olgulara % 70 lere kadar ulaşan oranlarda vajinal doğum yaptırılması bizleri de cesaretlendirmelidir ve uygun olgularda vajinal doğum şansı denenmelidir. Aynca fetal distres ve distosi tanısı koymada daha titiz davranmanın sezaryen oranlarının aşağı çekilmesinde olumlu katkı sağlayacağı unutulmamalıdır.
Anahtar Kelimeler
-