Amaç
Erken düşüklerin kromozomal temelini belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmada materyel, 1.2.1992 -1.9.1992 tarihleri arasında SSK Ankara Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi`ne başvuran riskli gebelik vakalarından missed abortus ve blighted ovum tanısı nedeniyle gebeliklerinin tahliyesine karar verilenler arasından oluşturulmuştur. 27`si missed abortus, 8`i blighted ovum olmak üzere toplam 35 gebe izinleri alınmak suretiyle araştırmaya dahil edilmişlerdir.
Yöntem
Vakaların 18`ine transabdominal, 17`sine transvajinal yolla koryon villus biyopsisi uygulanmış olup hiç birinde biyopsi işlemine bağlı herhangi bir komplikasyon gözlenmemiştir. 35 vakadan 21`inde sitogenetik analiz yapılabilmiş, 14`ünde ise çalışmalar başarısız kalmıştır
Bulgular
Bu çalışmada missed abortus ve blighted ovum vakalarının etiyolojisine yönelik ülkemize ait sitogenetik sonuçlar sağlamış ve bazı yabancı grupların bildirdikleri sonuçlar ile karşılaştırmıştır..
Sonuç
Sonuç olarak vaka sayısının artmasıyla toplumumuza ilişkin daha ayrıntılı bilgilerin sağlanacağı düşünülmüştür
Anahtar Kelimeler
Missed abortus, Blighted ovum, CVS
Giriş
Geçmiş yıllarda sebepleri yeterince anlaşılamayan malformasyonlu birçok doğum ve terme bile ulaşamayan fetal kayıplar oldukları gibi kabul edilmiş, çoğunda etiyo-patojenik mekanizmalar bulunamamıştır. Son yıllarda kusurlu fetal gelişmenin etiyopatogenezinin aydınlatılması amacıyla birçok çalışma yapılmış, hatta bunlardan bazıları için tedavi metodları gündeme gelmiştir. Yapılan incelemeler, gebeliğin ilk yarısında meydana gelen fetal kayıpların büyük bir kısmını spontan abortusların oluşturduğu nu göstermiştir. Bu grup içinde ise missed abortus ve blighted ovum olguları önemli bir yer işgal etmekte dir. "Missed abortus" gebeliğin 20. haftasından önce fetusun intrauterin ölümüne rağmen takip eden haftalar ya da aylar süresince gebelik kesesini terk etmediği olguları anlatmaktadır. Gebeliğin erken dönemlerinde vajinal bir kanama varken ultrasonografi ile fetus ve fetus ekleri olmaksızın boş bir gebelik kesesi nin saptanması veya gebelik tarihine göre oldukça küçük bir fetal eko tespit edilmesi "blighted ovum" (blind ovum) olarak değerlendirilir.
Her gebelikte ilk trimestr içinde spontan düşük oranı % 15 olup, bunların % 60 kadarında çeşitli kromozomal düzensizlikler söz konusudur. Yenidoğan bebeklerin ancak % 0.5'inde major kromozom anomalilerinin gözlenmesi intrauterin devrede bu tür düzensizlik gösteren embriyonların büyük bir kısmının düşük olarak atıldıklarını belgeler niteliktedir. Gebeliğin çok erken dönemlerinde meydana gelen bazı düşüklerin de tespit edilememesi gözönünde tu tulursa konsepsiyon sırasındaki kromozom anomalisi ensidansının gerçekte daha yüksek olduğu anlaşılır.
Gebeliğin belirli dönemlerinde bazı tip fetal kayıplar farklı oranlarda gerçekleşirler. Buna göre missed abortuslar ile daha çok 7-12. gebelik haftalarında karşılaşılırken blighted ovum vakalarına ise 5-10. haftalarda daha sık rastlanmaktadır (Şekil 1). Missed abortus ve blighted ovum vakaları üzerinde yapılan etiyolojik çalışmalar 18, 16, 21 ve 13. kromozomlara ait trizomiler, X monozomisi ve triploidi olgularının sıklıkla bulunduğunu ve bunları tetraploidiler ile yapısal kromozomal bozuklukların izlediğini göstermektedir.
Bu çalışma, missed abortus ve blighted ovum ön tanısı almış gebeliklerin etiyolojilerinin sitogenetik yönünü araştırmak ve ülkemize ait verileri yabancı ülkelerden elde edilenler ile karşılaştırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın diğer bir amacını da koryon villus biyopsi tekniklerinin uygulanması ve elde edilen materyallerin sitogenetik laboratuvar yöntemleri ile değerlendirilmesi konusundaki geçmiş tecrübe lerimizin arttırılması teşkil etmiştir.
Yöntem
Araştırmamıza 1/2/1992 - 1/9/1992 tarihleri arasın da SSK Ankara Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastane si'ne başvuran riskli gebelik vakalarından missed abortus ve blighted ovum tanısı nedeniyle gebelikle rinin tahliyesine karar verilen 35 gebe dahil edilmiştir. Bunlardan 27'si missed abortus ve 8'i blighted ovum olgusu olup her birinden gerekli izin alınmıştır. Elde edilen sonuçların istatistiksel değerlendirmelerinde "Fisher-Exact testi" kullanılmıştır.
Biyopsi işlemleri plasentanın uterus fundus ön duvarında lokalize olan vakalarda transabdominal, arka duvar yerleşimli olgularda ise transvajinal yolla gerçekleştirilmiştir. Buna göre 35 vakadan oluşan serimizde 17 (% 48) transvajinal, 18 (9 52) transabdominal uygulama vardır. Biyopsi sırasında veya öncesin de hiçbir hastaya sedatif veya lokal anestezik uygulanmamıştır. Elde edilen materyallerin sitogenetik analizlerinde direkt yöntem ve kısa süreli kültür yöntemi kullanılmıştır. Yeterli metafaz plağı elde etmek ve emniyetli bir sitogenetik analiz yapabilmek için gerekli minimal doku miktarı 5-10 mg'dır. Bu miktar doku mümkün olduğunca az girişim ile yani kateter ile plasentaya tek ya da iki kez girilmesi ile alınmıştır. Üç ve daha fazla girişimden maternal enfeksiyon ve kanama riskini arttırabileceği için kaçınılmış, hiçbir vakada 4'den fazla girişim uygulanmamıştır.
Alınan doku örnekleri içlerinde 5 mi Hank'ın steril transport solüsyonu bulunan kapaklı plastik tüplere aktarılarak 1-2 saat içinde sitogenetik laboratuvarına ulaştırılmıştır. Koryon villus doku örnekleri ilk olarak inverted ışık mikroskopu altın da ince uçlu pensler ve pastör pipetleri kullanılarak maternal dokulardan ayıklanmış ve sadece fetal villöz dokular bırakılmıştır. Ayrılan bu fetal koryonik villuslar Hank solüsyonu ile 2 kez yıkanıp serumsuz RPMI 1640 solüsyonuna aktarılmıştır. Bu aşamadan sonra doku örneklerine direkt yöntem uygulanmıştır. Ancak 20-30 mg kadar doku alınabilen bazı hastalarda direkt metoda simültane 48 saatlik kısa süreli inkübasyonlar yapılarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Elde edilen metafaz plaklarına giemsatripsin (G-band) tekniği uygulanmıştır. Metafaz plaklarının değerlendirmeleri ışık mikroskobu altında göz ile analiz edilerek ve kromozomların iyi dağıldığı metafazlarda karyotipleme yapılarak gerçekleştirilmiştir.
Bulgular
Çalışmaya dahil edilen 35 olgu dan 21'inde analiz yapmaya uygun metafaz plakları elde edilebilmiş olup tüm olgulara ait tanı, yaş, uygulanan biyopsi yöntemi ve sitogenetik sonuçlar Tablo l'de. verilmiştir. 14 vakada laboratuvar yöntemlerinin başarısızlığı veya biyopsi materyalinin yetersizliği nedeniyle sonuç elde edilememiştir. Bunların 12'si missed abortus, 2'si blighted ovum vakasıdır. Sitogenetik sonuç elde edilebilmiş kalan 21 vakanın 15'ini missed abortus, 6'sını blighted ovum olgusu oluşturmuştur. Bu vakalara ait setogenetik sonuçlar değerlendirildiğinde, 10'u (% 48) missed abortus, 4'ü (% 19) blighted ovum örneği olmak üzere toplam 14 vakada normal kromozom kuruluşu saptanmış, geriye kalan 7 vakada (5'i missed abortus, 2'si blighted ovum) çeşitli kromozomal düzensizlikler gözlenmiştir (Tablo 2). Bunlar arasında triploidi ve tetraploidi ol guları yanısıra "multiple kromozomal düzensizlik" olarak değerlendirdiğimiz ve tam anlamıyla sınıflandırılamayan, stabil olmayan, yapısal ve sayısal kromo zomal düzensizlikler yer almıştır. Ultrasonografik inceleme ile missed abortus tanısı almış gebelerde 2 triploidi, 2 tetraploidi ve 1 adet multiple kromozom düzensizliği vakası ortaya konurken, blighted ovum tanık gebeliklerde 1 tetraploidi ve 1 adet multiple kromozom düzensizliği vakası gözlen miştir (Tablo 3), (Resim 1,2,3).
Araştırmaya dahil edilen gebelerin yaş dağılımı 19 ile 37 arasında değişirken 35 yaş ve üzerindekilerin sayısı 8'dir. bunların üçünde (% 37) patolojik sitogenetik sonuç saptanmıştır (Tablo 1). Bu oranın (% 37) diğer yaş gruplarındaki vakalara ait orandan (% 15) istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermemesi ileri yaş gebeliklerinin, missed abortus ve blighted ovum yönünden ek bir risk oluşturmadığını düşün dürmektedir, ancak örneklerin azlığı önemli bir değişken olarak gözardı edilemez (p<0.05).
Tartışma
Spontan abortus vakalarına yönelik etiyolojik araştırma yapmak için genellikle tercih edilen yol tahliye materyalinden sitogenetik araştırma yapılması şeklinde olup, tahliye öncesi koryonik dokulardan biyopsi yapılması da bazı gruplar tarafından tercih edilen bir yoldur. Yine biyopsi yöntemlerinin uygulanmasında tecrübe kazanmak amacıyla sonradan tahliye edilmeleri gereken bu tür vakaların seçilmesi bir çok merkez tarafından en çok başvurulan yöntemdir.
Koryon villus biyopsi yöntemi ile prenatal sitogenetik tanıda önemli problemlerden biri maternal doku kontaminasyonudur. Villus dokularından elde edilen metafaz plaklarında XX cinsiyet kuruluşu saptanan hemen her olguda maternal kontaminasyon dediğimiz anneye ait villus dokularınına analiz ettiğimiz fetal dokular arasına karışmış olma riski vardır, inverted ışık mikroskobu altında feto-maternal doku ayrımının iyi yapılması bu olasılığı büyük ölçüde azaltmakta fakat ortadan kaldıramamaktadır (19,20). Direkt metod ile çalışıldığı zaman maternal kontaminasyon riski minimale inmektedir. Bunun sebebi direkt metod ile sadece spontan mitoz gösteren fetal dokulara ait hücrelerdeki metafaz plaklarının elde edilebilmesidir .Oysa uzun süreli kültür yöntemi kullanıldığında mezodermal koryonik dokulara ait metafaz plakları elde edildiğinden maternal kontaminasyona daha sık rastlanmaktadır. Maternal fetal doku ayrımının kültür öncesi dönemde hassasiyetle yapılmasının maternal hücre kontaminasyonunu minimale indirmesine rağmen yine de birçok araştırmacı uzun süreli kültür metodunun fetusu daha doğru olarak yansıttığını savunmaktadır.Bazı araştırmacılar tarafından ise her iki yöntemin birlikte kullanımların en güvenilir yol olduğu öne sürülmektedir. Biz her vakada direkt metod ile çalıştığımız, sonuçlan kısa süreli kültür ile kontrol etti ğimiz ve her iki metoda ilişkin sonuçlar arasında uyumsuzluk saptamadığımız için hiçbir vakamızda maternal kontaminasyon bulunmadığı ve elde edilen sonuçların fetal dokuları yansıttığı kanaatindeyiz.
Missed abortus vakalarının etiyolojisi üzerinde yapılan çoğu araştırmada en sık rastlanan kromozomal düzensizlikler arasında otozomal trizomiler, x raonozomisi ve yanısıra triploidiler bildirilmiştir. Boue ve grubunun yaptığı bir çalışmada toplam 2085 missed abortus ve erken spontan abortus vakasına ait düşük materyellerinin sitogenetik analizleri sonucunda % 50-60 oranında kromozomal düzensizlik bildirilmiştir (3). Kendi çalışmamızda hem blighted ovum hem missed abortus vakaları birlikte ele alındığında kro mozomal üzensizlik bildirilmiştir. Kendi çalışmamızda hem blighted ovum hem missed abortus vakaları birlikte ele alındığında kromozomal düzensizlik bulunan olguların sitogenetik sonuç elde edilebilen tüm vakalar içerisindeki oranı % 33 olmuştur. Bunların içinde triploidiler (%9), tetraploidiler (%14) ve multible kromozomal düzensizlikler (%10) oranlarında saptanmıştır. Elde ettiğimiz sonuçlar ile Boue ve grubuna ait sonuçlar Tablo 4'de karşılaştırılmıştır.
Sonuç
Sonuçta otozomal monozomiler ve triploidi-tetraploidi olgularının oranları her iki çalışmada nispeten uyumlu ancak otozomal trizomilerin oranların da oldukça büyük fark dikkati çekmektedir. Bu farklılıklar iki araştırma grubuna dahil vakaların miktarından kaynaklanıyor olabilir. Ancak kullanılan metod, araştırma olanakları ve diğer faktörlerin de göz önün de tutulması gerekir. Hiç kuşku yok ki etiyopatogeneze araştırmaları, çalışmaya dahil edilen vaka sayısı arttıkça istatistiksel olarak doğruya daha yakın ve net sonuçlar verecektir. Bu çalışmanın daha geniş hasta grupları üzerinde yapılmasıyla toplumumuza ait daha kesin verilerin elde edilmesi mümkündür.
Kaynaklar
1. Dybaıı AD and Baranov VS: Cytogenetics of Mammalian Embriyo nic Development. Clarendon Press. Oxford pp. 230, 1987.
2. Benirschke K: Normal Development, In: Creasy RK, Resııik R: Ma ternal Fetal Medicine: Pinciplcs and Practice; Second ed. WS Saun der Co. PA, pp 116-27, 1989.
3. Boue A, Boue J, Gropp A: Cytogenetics of Pregnancy Wastage. In: Harris H, Hirschhorn K. Advances in human genetics. Vol. 14 New York: Plenum Press, pp 1-57, 1985.
4. Creasy MR,Crolla JA, Aberman ED: E cytogenetic study of human spontaneous abortions using banding techniques. Human Genet. 31: 177-196,1976.
5. Kayii T, Ferrier A, Niikawa N, takahora H, Ohama K, Avirachan S: Anatomic and chromosomal anomalies in 639 spontaneous aborti ons. Human Genet. 55: 87-98, 1980.
6. Hassold T: A cytogenetic study of repeated spontaneous abortions. Am. J. Hum. Genet. 32: 623-30, 1980.
7. Warburton D, Stein Z, Kline J, Susser M: Chromosome abnormali ties in spontaneous abortions: Data from the New York City study in: Human embriyonic and fetal death (Porter IH, Hook EB, eds.) pp. 261-287, Academic Press, New York, 1980.
8. Goldberg JD and Golbus MS: Chorionic villus sampling Chapter 1, San Francisco, California, 1986.
9. Vekemans MJJ, Perry TB: Cytogenetic analysis of chorionic villi: A technical assessment. Hum. Genet. 72: 307-310, 9186. 10. Baltacı V, Gül D, Soğukpınar A, Şaylı BS: A t (2q;15q) translocati on in a family with habitual abortion, and prenatal diagnosis of in a recent pregnancy. Gazi Medical Journal, 5: 91-93,1994.
11. Tcrzoli G, Simoni G: First trimester fetal karyotyping by direct met hod. Contr Gyncc Obstet 15: 61-69,1996.
12. Elias S, Simpson JL, Martin AO, Sabbagha RE, Gerbie AB, Keith LG: Chronic villus sampling for first trimester prenatal diagnosis: Northwestern University Program. Am. J. Obstet. Gynecol. 152 (2), 1985.
13. Romagnano A, Featherstone T, Sun L, Crane JP, Cheung SW: Direct preparations from chorionic villi relationship between villous morphologya nd mitotic index. Prenatal Diagnosis. 9: 385-91, 1989.
14. Simoni G, Terzoli G, Rosella F: Direct chromosome preparation and culture using chorionic villi.: An evaluation of the two techniques. American Journal of Medical Genetics. 35: 181-183, 1990.
15. Appleman Z, Rosenself J, Elchclcl U, Chemke J: Chorionic villus sampling for fetal karyotyping in missed abortions. Prcnat Diagn. Jan. 11 (1), 55-57, 1991.
16. Leschot NJ, Kanhai HHH, Van Asperen CJ, Wolf H, Boer K: An evaluation of 75 terminations of pregnancy based on abnormal labo ratory findings at first trimester CVS. Clinical Genetics. 38: 211- 217, 1990. 17. Aytaç R: Transservikal aspirasyon tekniği ile koryon villus biyopsisi teknik, yarar ve erken dönem komplikasyonları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Uzmanlık tezi. An kara, 1991.
18. Wapner RJ, Jackson L: Chorion villus sampling. IN: Clinical Obstetrics and Gynecology. 31: (2), 328-44, 1988.
19. Schlesinger C, Raabe G, Miller K: Discordant findings in chorionic villus direct preparation and long term culturc-mosaicism in the fe tus. Prenatal Diagnosis. 10: 609-612, 1990.
20. Cooke HMG, Penketh RJA, Delhanty JDA: An evaluation of mater nal cell contamination in cultures of chorionic villi for the prenatal diagnosis of chromosome abnormalities. Clin. Genet. 30: 485-93, 1986.
21. Breed A, Mantingh A, Beekhuist JR, Kloosterman MD, Ten Bols cher H and Anders GJPA: The predictive value of cytogenetic diag nosis after CVS: 1500 cases. Prenatal Diagnosis. 10: 101-110, 1990.
22. Crane JP, Cheung SW: An embryogenic model to explain cytogene tic inconsistencies observed inchorionic villus versus fetal tissue. Pre natal Diagnosis 8,119-129, 1988.
|
Dosya / Açıklama |
|
Şekil 1 Missed abortus, blighted ovum ve diğer bazı anormal gebeliklerin sık saptandıkları gebelik haftaları (Berirske,1989) |
|
Resim 1
|
|
Resim 2
|
|
Resim 3
|
|
Tablo 1. Çalışmaya Dahil Edilen 35 Gebelik Vakasına ait Obstetrik ve Genetik Ayrıntılar |
|
Tablo 2 35 Vakaya Ait Sitogenetik Sonuçlar |
|
Tablo 3 Missed Abartus ve Blighted Ovum Örneklerinde Sitogenetik Sonuçlar |
|
Tablo 4 Kendi Sitogenetik Sonuçlarımız ile Boue ve Grubunun Sonuçlarının Karşılaştırılması |