Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Perinatal dönem bebek ölümlerinde intrakranyal kanamaların değerlendirilmesi: Otopsi çalışması

Mahmut Aşırdizer, Hüseyin Sarı, F.Nuray Cansunar, Faruk Aşcıoğlu, Mustafa Okudan, M.Sunay Yavuz

Künye

Perinatal dönem bebek ölümlerinde intrakranyal kanamaların değerlendirilmesi: Otopsi çalışması. Perinatoloji Dergisi 1996;4(2):102-106

Yazar Bilgileri

Mahmut Aşırdizer,
Hüseyin Sarı,
F.Nuray Cansunar,
Faruk Aşcıoğlu,
Mustafa Okudan,
M.Sunay Yavuz

  1. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İSTANBUL TR
Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Çalışmamızda perinatal dönem bebek ölümlerinde intrakranyal kanamalara rastlanma sıklığı, bu kanamaların lokalizasyonu ve etyolojisinde yer alan faktörleri belirlemeyi amaçladık.
Yöntem
Bu amaç çerçevesinde otopsisi Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi'nde yapılmış 246 perinatal dönem bebek ölümüne ait otopsi raporunu inceledik. İçlerinden intrakranyal kanaması bulunan 40 (% 16.3)'ına ait tıbbi ve adli belgeleri tetkikettik.
Bulgular
Bunlardan 8'inin (% 20) ölü, 32'sinin (% 80) canlı doğduğu otopsiler sırasında belirlenmiş olup, belgelerin tetkiki sonucu 1'inin intrauterine olarak, 7'sinin travay sırasında, 9'unun postnatal dönemde travmaya maruz kaldıklarını, 8'inde travay uzamasının, 7'sinde anne ve/veya bebeğe ait patolojik etkenlerin intrakranyal kanamanın nedenini oluşturduklarını tespit ettik. Kesin etyolojik faktörü belirleyemediğimiz 8 olguda diğer bulguları değerlendirerek 2'sinin intrauterin, 6'sının ise postnatal olarak uğradıkları travmaların intrakranyal kanamalarını sebebi olabileceğini düşündük.
Sonuç
Elde ettiğimiz veriler, ülkemizde doğum hizmetlerinin mutlak suretle sağlık kurumlarında ve daha özenli şartlarda yapılması gerekliliğini ortaya koyarken, infansitid olarak Türk Ceza Kanunu'nda yeralan kanun maddesinin yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağını göstermiştir.
Anahtar Kelimeler

Perinatal ölümler, intrakranyal kanamalar, otopsi.

Giriş
Perinatal dönem, çocukluk evreleri içerisinde morbidite ve mortalite oranın en yüksek olduğu dönem olup, bu dönem içerisindeki bebek ölümlerinin sebeplerinden biri olarak da intrakranyal kanamalar gösterilmektedir (1,2).
Bu dönemde görülen intrakranyal kanamalar, erişkinlerde olduğu gibi epidural, subdural, subaraknoidal, periventriküler, intraventriküler, intraparankimal ve serebeller bölgelerde lokalize olabilirler (3,4). Etyolojilerinde, travmalar ve zehirlenmeler gibi dış etkenlerin yanısıra, bazı infeksiyonlar, respiratuar distress sendromu, travay uzaması, kan hastalıkları, asidoz, prematürelik gibi pek çok etmen sayılmaktadır (3,5).
Perinatal dönemdeki intrakranyal kanamalar travmatik kökenli olduklarında ayrı bir önem arzeder. Otopsi sırasında bebeğin soluk alıp almadığının tespiti, miad tayini, doğum şekli, ölüm zamanı, ölüm sebebi ve bebeğin yaşama fonksiyonlarını yerine getirip-getiremeyeceği araştırıldığında elde edilen bulgular, doğumun oluş şekli, doğum olayının görgü şahitlerinin ifadeleri ve hastane kayıtları bir arada değerlendirerek elde edilen verilerle karşılaştırıldığında travmanın intrauterin mi, travay sırasında mı ya da postnatal dönemde mi meydana geldiğini söylemek mümkün olabilir (6,7).
Bu çalışmada, 1990-1994 yılları arasında Adli Tıp Kurumu, Morg İhtisas Dairesi'nde otopsisi yapılan, perinatal dönem içerisinde ölmüş 246 bebeğe ait otopsi raporları incelenerek, intrakranyal kanama insidensi, bu kanamaların lokalizasyonu ve etyolojilerinde yer alan faktörlerin belirlenmesi amaçlanmış, etyolojik faktörlerin belirlenmesi sırasında, adli tahkikat evrakında yer alan kayıtlardan ve hastane belgelerinden yararlanılmıştır.
Yöntem
Bu çalışmada; 1990 ile 1994 yılları arasındaki beş yıllık dönemde, Adli Tıp Kurumu, Morg İhtisas Dairesi'nde yapılan otopsisilere ait raporlar retrospektif olarak incelenmiş ve içlerinden perinatal dönemde ölmüş bebeklere ait olan 246'sı seçilmiştir. 246 rapor yeniden incelenerek bunlardan intrakranyal kanama bulunanlar belirlenmiş, bunlara ait adli tahkikat bilgileri ve tıbbi antesedan araştırılmış, elde edilen veriler otopsi raporlarındaki bilgiler ile birlikte değerlendirilerek, intrakranyal kanamaların etyolojik nedenleri tespit edilmiştir.
Bulgular
Adli Tıp Kurumu, Morg İhtisas Dairesi'nde, 1990-1994 yılları arasındaki beş yıllık dönemde toplam 246 perinatal dönem-de ölen bebek otopsisi yapılmış olup, bun-lardan 40'ında (%l6.3) intrakranyal kanama bulunmakta idi. Bu 40 otopside makroskobik ve mikroskobik incelemeler ile hidrostatik deneyler uygulanarak, bunlardan 8'inin ölü olarak (%20) doğdukları, 32'sinin canlı olarak (% 80) doğup, doğum anından doğumu izleyen ilk hafta sonuna kadar öldükleri tespit edilmişti.
Ölü olarak doğan 8 olgunun 5'i hastane veya özel polikliniklerdeki, 1'i evdeki ölü doğum olayları olup, 1'i inşaat arkasına, 1'i bir evin arkasına ölü olarak terkedilmişti. Bunlardan birinin göbek kordonu koparılmış, birinin ise plesenta ile birlikte olması bunların hastane dışı doğumlar olduğuna işaret eder nitelikteydi.
Canlı olarak doğan 32 olgunun 10'nun doğdukları gün, 4'ünün doğumun ertesi günü, 5'inin ise daha sonraki günlerde ölmüş oldukları bildirilmiş olup, 13'ünde ise böyle bir bilgi olmamasına rağmen, otopsi sırasında tanımlanmış göbek kordonu incelemeleri gözönüne alındığında bunların hepsinin doğumdan sonra en çok bir hafta yaşamış olgulara ait olduğu anlaşılmaktaydı. Ölümlerden 13'ü hastanelerde, 6'sı evlerde meydana gelmişti. Hastanede ölen bebeklerin 8'i hastanede doğanlara, 5'i evde doğanlara ait iken, evde ölen bebeklerin hepsi ev doğumlarına aitti. Onüç bebek ise park, otoyol kenarı, hastane tuvaleti, mezarlık, çöplük, çöp bidonu, deniz kenarı, sokak, işyeri gibi değişik mahallerde ölü bulunmuş olup, bunların doğdukları yer belli olmamakla birlikte 4'ünde göbek kordonunun uygun olmayan biçimde bağlı diğerlerinde koparılmış ve bağsız oluşu hastane dışı doğumlar sonucu meydana geldiklerine işaret ediyordu (Tablo-1).
Ölü olarak doğduğu belirlenmiş 8 olgudan 7'sini kızlar, l'ini erkek oluştururken, canlı olarak doğduğu belirlenmiş 32 olgudan 16'sını kızlar, 16'sını erkekler oluşturmakta idi. Bebeklerin otopsiler sırasında yapılan ölçümler ve kemikleşme noktalarının değerlendirilmesi ile tespit edilmiş intrauterin gelişimleri ve otopsideki ağırlıkları Tablo-2'de ayrıntılı olarak gösterilmiştir.
Ölü doğan olguların 1'inde yalnız subdural, 4'ünde yalnız burakanoidal, 2'sinde subdural ve subaraknoidal, 1'inde ise intraparankimal ve intraventriküler kanama mevcut olup; canlı doğan olguların 16'sında yalnız sub araknoidal, l'inde yalnız periventriküler, 1l'inde yalnız intraparankimal, 7'sinde subdural ve subaraknoidal, 1'inde subaraknoidal ve intraserebellar, 1'inde subaraknoidal ve periventriküler, 1'inde subaraknoidal ve intraparankimal, 2'sinde subaraknoidal ve intraventriküler kanamalar, 1 olguda subaraknoidal kanamanın yanında beyin doku harabiyeti, 1 olguda subdural ve subaraknoidal kanamaya eşlik eden menenjit saptanmıştı (Tablo 3)-Ölü doğan 1 olguda ve canlı doğan 5 olguda olmak üzere, toplam 6 olguda kafatası kırığı mevcut iken, olguların hiçbirinde epidural kanamaya rastlanılmamıştı. Ayrıca canlı doğan 2 olguda kosta kırıkları, 1'inde larenkste bez tampon, l'inde batında kesici-delici alet yarası ve boyunda tırnak izleri, 5'inde boyunda bası ve elle boğma izleri tespit edilen diğer travmatik lezyonlardı.
Çalışma grubumuzdaki bu 40 olguya ait otopsi raporlarında ölüm sebepleri; 7'sinde ölü doğum, l'inde intrauterin ölüm, 5'inde kunt kafa travması ve amnion sıvısı aspirasyonu, 5'inde beyin kanaması, 6'sında kunt kafa travması, l'inde kunt kafa travmasının komplikasyonları, 2'sinde kunt kafa travması ve boyna bası tatbiki, 3'ünde kunt kafa travması ve elle boğma, l'inde kunt kafa ve batın travması, l'inde kunt kafa travması ve delici alet yaralanması, l'inde larinks tıkanması, 2'sinde amnon sıvı aspirasyonu komplikasyonları, 1'inde sepsis, l'inde hyalen membran hastalığına bağlı solunum yetmezliği, l'inde fetal atelektaziye bağlı solunum yetmezliği, l'inde renal ven trombozu ve lobüler pnömoni, l'inde ise boyna kordon dolanması ve anoksi komplikasyonları olarak kaydedilmişti.
Olguların hiçbirinin otopsisinde kan ve/veya iç organ parçalarında toksik madde tespit edilmemişti. Perinatal dönemdeki intrakranyal kanamaların etyolojisinde yer alan etyolojik faktörlerin neler olduğunu belirlemeye yönelik olarak çalışmamızı yönlendirdiğimizde; 32 olguda adli tahkikat dosyalarında verilmiş ifadeler, hastane kayıtları ve otopsi bulgularının değerlendirilmesi sonucu kesin etyolojik nedenlere ulaşmak mümkün olurken, 8 olguda ne yazık ki kesin bir sonuca varabilmek mümkün olmamıştır.
Kesin etyolojik faktör belirlenebilen 32 olgıınun 6'sı ölü olarak doğanlara, 26'sı ise canlı olarak doğduktan sonra ölenlere ait olup; ölü doğanlardan l'inde intrauterin travma, 2'sinde anne ve/veya bebeğe ait patolojik etkenler, 2'sinde travayın uzaması, l'inde travay sırasındaki travma; canlı olarak doğduktan sonra ölenlerden 6'sında travay sırasındaki travma,9'unda postnatal dönemdeki travma, 6'sında travayın uzamasına bağlı komplikasoynlar, 5'inde anne ve/veya bebeğe ait patolojik etkenler intrakranyal kanamalara yolaçan etyolojik faktörler olarak değerlendirilmiştir.
Kesin etyolojik faktör belirlenemeyen 8 olguda ise eldeki otopsi bulgularının yorumlanması ile diğer adli ve tıbbi bilgilerin değerlendirilmesi sonucu, ölü doğan 2 ol-guda intrauterin travmalar, canlı olarak do-ğup ölen 6 olguda ise postnatal dönemdeki travmalar olası etyolojik faktörler olarak düşünülmüştür.
Böylece ölü ve canlı doğanlara ait her iki grupta intrakranyal kanamaların kesin veya olası etyolojik nedeni olarak; 3 olguda intrauterin travma, 7 olguda travay travması, 8 olguda travay uzaması, 15 olguda postnatal travma, 7 olguda patolojik nedenler belirlenmiştir. Gerek saptanmış ölüm sebepleri ve gerekse etyolojik faktörler Tablo 4'te karşılaştırmalı olarak sunulmuştur.
Kesin etyolojik neden olarak postnatal travma saptanan 9 olgunun tamamı cinai orijinlidir. Olası etyolojik neden olarak postnatal travma saptanan 6 olguda orijin saptamak mümkün olmamakla birlikte, tümü bulundukları yer itibariyle cinayet orijinini akla getirmektedir.
Tartışma
Perinatal dönemdeki intrakranyal kanamalar, erişkinlerde olduğu gibi, epidural, subdural, subaraknoidal, periventriküler, intraventriküler, intraparankimal ve serebeller bölgelerde bulunabilir (1,5).
Epidural kanamalar, genellikle kafatası kırıkları ile birliktedir. Arteria meningicia media yırtılır. Ancak perintaal dönemde, adı geçen arter erişkinlerde olduğu gibi kemik içersine gömülmeyip, hareketli olduğundan, yırtılmaları oldukça güç ve nadir olup, bu nedenle epidural kanamalara oldukça az rastlanılmaktadır (2,8). Bu bilgiler, bizim olgularımızdan 6'sında kafatası kırıkları bulunurken, hiçbirinde epidural kanama tanımlanmamış oluşunu destekler niteliktedir.
Subdural kanamalar, serebral konveksite üzerindeki yüzeyel venler ile korteks ve süperior sagital sinüs arasındaki venlerin, bazen de tenterium ve falks serebri'nin birleştiği alandaki venlerin yırtılmaları ile meydana gelmektedirler ve sıklıkla beyinin kaide kısmında lokalize olurlar (8). Basınç sırasında kemiklerin üstüste binmesi ile süperior sagital sinüste, makat gelişlerinde ise oksipital sinüste yırtılmalar, subdural kanamalar ile sonuçlanabilmektedir (9). Sinüslerde ve galenik venlerde yırtılma olduğunda, subdural kanama arka çukurluğa doğru yaydım gösterir. Subdural kanamalar geç yaşta doğum yapan annelerin bebek-lerinde, primiparların iri çocukları ve hızlı travaylarında (partus presipitatus), makat doğumlarında, forseps uygulamalarında, hidrosefali, makrosefali, pelvis darlığı gibi pelvis-baş uyumsuzluğuna neden olan tablolarda ve diğer doğum travmalarında sık rastlanılan bir kanama şeklidir. Hemofili benzeri kan hastalıkları, infeksiyonlar ve zehirlenmeler de subdural kanamalara neden olabilmektedirler. Travay uzamasının oluşturduğu anoksilerde küçük ve lokal subdural kanamalar meydana gelebilmektedir. Miadında doğan bebeklerde, prematür doğan bebeklere göre subdural kanama görülme olasılığı fazla olup, bunun sebebi, miadında doğan bebeklerin kafa çapları itibariyle prematürelere göre doğum travmasına uğrama riskinin yüksek oluşudur. Subdural kanamaların % 20'sinde kafatası kırıkları eşlik eder (3,10). Perinatal dönemde görülen subdural kanamaların bir başka ve en önemli nedenlerinden biri ise, postnatal olarak meydana gelen kafa travmalarıdır. Bu travmalar, doğum sırasında bebeğin yere düşürülmesi ile meydana gelebileceği gibi, be-beğin öldürülmesi amacıyla ya da kazaen kucak veya beşikten düşürülmesi ile de meydana gelmiş olabilirler (11).
Bizim olgularımızdan da, ölü doğan 3 olguda ve canlı doğan 8 olguda olmak üzere toplam 11 olguda subdural kanamalara rastlanmıştır. Bu 11 olgunun 10'unda subaraknoidal kanamalar da eşlik etmekte idi. Bunlardan 1 olguda kafatası, kırığı, 1 olguda kafatası ve kosta kırığı, 3 olguda elle boğma bulguları, 1 olguda delici alet yaralanması da bulunmakta olup, olguların biri hariç tümü travmatik olarak değerlendirilmiş veya düşünülmüştür. Nontravmatik ve ölü doğan olguda ise fetal kalp hipertrofisi mevcuttur.
Subaraknoidal kanamalar, subaraknoidal alandaki arterlerin ve yüzeyel seyreden venlerin yırtılmaları ile meydana gelmekte olup; etyolojik nedenleri arasında fetal anoks veya hipoksi, serebro-arterio-venöz malformasyonlar, respiratuar distress sendromu (hyalen membran hastalığı), bazı infeksiyonlar ve zehirlenmeler, doğum travmaları ve postnatal dönem travmaları sayılmaktadır (8,10).
Çalışmamızda ölü doğan 6 olguda ve canlı doğan 30 olguda olmak üzere toplam 36 olguda subaraknoidal kanama saptanılmış olup; subaraknoidal kanamalara 10 olguda subdural, 2 olguda intraventriküler, 1 olguda periventriküler, 1 olguda intraparankimal, 1 olguda intraserebellar kanamalar eşlik etmekteydi. Ayrıca bu 36 olgunun 4'ünde kafatası kırıkları, l'inde kostra kırıkları, l'inde kunt batın travmasına bağlı karaciğer yırtılması, l'inde larinks'in bezle tıkanması, 2'sinde boyna bası tatbiki bulguları bulunmaktaydı. Bu grupta yer alan ve subdural kanamalar ile birlikte anlatılan 10 olgu dışındaki diğer 26 olgunun 3'ünde hyalen membran hastalığı, sepsis, fetal anoksi, gibi patolojik nedenler, 2'sinde intrauterin travma, 8'inde travay uzaması, 4'ünde travay travmaları, 9'unda postnatal travmalar kesin ya a olası etyolojik faktörler olarak belirlenebilmiştir. Perinatal dönemdeki bebekler arasında intraserebellar, intraventriküler, periventriküler, intraparankimal alanlarda da kanamalar görülebilmektedir (4,12).
Periventriküler ve intraventriküler kanamalar bu kanamalar arasında daha sık rastlanılanları olup, 20 haftalığın altında intrauterin gelişim gösteren ve/veya 1500 g'ın alündadoğan prematüre bebeklerin % 50'sinde görülebilmektedirler. Bunlar periventriküler alanda küçük noktacıklar şeklinde bulunabilecekleri , gibi tüm ventrikül içini de doldurabilir, hatta serebellum içine ve sumbaraknoidal aralığıa yayılabilirler. Kanama germinal matriks ve pleksus korioideus'dan kaynaklanmakta olup; genellikle doğumu izleyen ilk ikiüç gün içersinde, bazen beşinci güne kadar olan dönemde meydana gelebilirler ve hiçbir klinik bulgu vermeyebilirlerb Bazen beyaz cevher içersinde kapiler kaynaklı intraparankimal kanamalar ile de karşılaşılmaktadır. Periventriküler, intraventriküler, intraparankimal ve serebellar kanamaların etyolojik nedenleri arasında; prematürelik başta olmak üzere, uzayan doğumlar, makat gelişi, primiparın hızlı doğumu (partus presipitatus), bazı infeksiyonlar ve zehirlenmeler, respiratuar distress sendromu, asidoz, apne esnasında uygulanan mekanik ve ventilasyonlar sıralanmaktadır (12,13).
Çalışma grubumuzda yer alan olgulardan 2'sinde periventriküler , 2'sinde intraparankimal, 2'sinde intraventriküler, l'inde hem intraparankimal, hem de intraventriküler ,l'inde intraserebellar kanamalar tesbit edilmişti. Bunlardan 5'inde ayrıca subaraknoidal kanama da bulunduğundan, etyolojik nedenleri subaraknoidal kanamalar bölümünde anlatılmış olan bu 5'inin haricindeki diğer 3 olgudan l'inin etyolojik nedeni lobüler pnömoni ve renal ven trombozu, l'inin etyolojik nedeni ise fetal atelektazi ile ilişkilendirilirken, 1 olguda kordon dolanması mevcuttu.
Çalıştığımız 40 intrakranyal kanamalı perinatal ölüm olgusunun 15'inde etyolojik neden olarak travay travmalarının ve travay uzamasının belirlenmiş olması ve ev doğumlarındaki yüksek sayı dikkate alındığında travay travmalarında ölen çocukların sayılarının düşürülmesi için, daha etkin gebelik takiplerine ve doğum olayının mutlak surette sağlık kurumlarında gerçekleşmesine yönelik tedbirlerin alınmasını gerekli kılmaktadır.
Sonuç
Yine canlı doğduktan sonra ilk hafta içersinde ölen ve intrakranyal kanaması bulunan 32 olgudan 9'unda kesin, 6'sında olası etyolojik neden postnatal travmalar olarak belirlenmiştir. Postnatal travmalar kaza veya cinayet sonucu meydana gelebilmekte olup, yaptığımız çalışmada intrakranyal kanamaların kesin etyolojik nedeni postnatal travma olarak belirlenen 9 olgunun tamamının cinai orijinli oluşu itibariyle ve diğerlerinde de bulguların daha çok cinai orijini akla getirmesi, ülkemizde namus saikiyle yeni doğan çocuğunu öldüren annenin ceza indiriminden yararlanmasını sağlayan, T.C.K.'nunun 453'üncü maddesinin günümüzde gelişmiş olan doğum kontrol yöntemleri ve daha erken gebelik teşhisleri ile istenmeyen gebeliğin erken dönemde sonlandırılmasına yönelik tıbbi yöntemler ve buna olanak tanıyan kanunlar da dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmesinin ve belki de İngiltere'de olduğu gibi (14), ancak annenin loğusalık ve laktasyon dönemlerinde psişik durumunda bozulma ihtimaline karşın bunun psikiyatri raporu ile belgelenmesi durumunda ceza indiriminin uygulanması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
 
Kaynaklar

1. Swenningsen NW, Can G, Çoban A, Gedikoğlu G, Tanman F, Öneş Ü: Nconatolojiyc Giriş, in: Ncyzi O. ve Ertuğrul T (Ed): Pe- diatri-1. İstanbul: Fatih Gençlik Vakfi Matbaası İş., 151-69, 1979.
2. Yalçın E: Perinatoloji in: Ulukutlu L ve Aydın A (Ed): Pediatri Ders Notları, cilt-1. İstanbul: İ.Ü. Basımevi ve Film Merkezi, 145-54, 1991.
3. Behrmaıı RE, Kleigman RM: Nelson's Essentials of Pediatrics, In ternational edition. Philadelphia-London-Toronto-Montreal: WB Saunders Company, 153-8 and 203-4, 1990.
4. Cooke RWI: Trends in preterm survival and incidence of cerebral haemorrhage. Arch Dis Child, 66 (4): 403-5, 1991.
5. Morris JH, Robins SL ve Kumar V'nin Basic Pathology'sinden çevi ri. Patoloji (Çcv: Uluoğlu Ö). Ankara: Can Ofset, 256-62,1990.
6. Sözen Ş, Tuzun B, Ağır G, Akkay E: Infantisid. in: Kolusayın Ö ve Yavuz F (Ed): 8. Ulusal Adli Tıp Günleri Poster Sunuları, istanbul: Dilek Ofset, 1-4,1995.
7. Camps FE: Gradwohl's Legal Medicine, 3th Ed. Bristol: John VVright and Sons Ltd., 308-13 and 409-18,1975.
8. Anderson VVAD'nin Synopsis of Pathology'sinden çeviri Kısa Pato loji (Çev: Aykan TB ve ark.). İstanbul: Fatih Gençlik Vakfı Matbaa İşi., 885-9,1986.
9. Gürgüç CA, Doğum Bilgisi, 4'üncü baskı. Ankara: Yargıcıoğlu Mat baası, 615-27,1978.
10. Fanaroff AA, Martin RJ: Neonatal-Perinatal Medicine, 5 th ed. St Luis-Baltimore-Boston-Chicago-London-Philedelphia-Sydney- Toronto: Mosby Year Book, 703-23,1993.
11. Gök Ş: Adli Tıp, 5'inci Baskı. İstanbul: Fatih Gençlik Vakfi Matbaa İş., 344-56, 1991.
12. Nakamura Y, Harada K, Hashimato T, Fukuda S, Okudera T et al: A Statistical Study of Autopsicd Cases of Nenoatal Intravcntricular Hemorrhage. Pathol Lab Mcd., 114 (%): 966-9, 1991.
13. Montt J: Mechanical Vcntilation of Nevvborn infants in Punto Are- nas. Rev Child Pediatr, 62 (4): 247-51,1991.
14. Knight B: Simpson's Forcnsic Medicine, lOth Ed. London- Melbourne-Auckland: Edward Arnold A division of Hoddle and Stoughton, 92-4, 1991.
Dosya / Açıklama
Tablo 1
İntrakranyal Kanaması Olan, Perinatal Dönemde Ölmüş 40 Bebeğin Doğdukları ve Öldükleri Yerler
Tablo 2
Çalışma Grubundaki 40 Bebeğin İntrauterin Gelişimi ile Otopside Tesbit Edilmiş Ağırlıkları
Tablo 3
Perinatal Döneme Ait 8 Ölü Doğan ve 32 Canlı Doğum Ölen Bebekteki İntrakranyal Kanamaların Lokalizasyonu
Tablo 4
Çalışma Grubundaki 40 Bebeğin Otopside Saplanmış Ölüm Sebepleri ve İntrakranyal Kanamanın Etyolojik Nedeni Olarak Belirlenen Faktörler