Giriş
Prematurite başta akciğer dokusunun gelişmemesine bağlı ortaya çıkan respiratuvar distress sendromu (RDS) nedeni ile neonatal morbidite ve mortaliteden sorumlu primer faktördür. Preterm doğum açısından yüksek riskli grupta, fetal akciğer matürasyonunun amniosentez ile alınan amnion sıvısından biofizik ve biyokimyasal yollarla değerlendirilmesi yaygın kullanılmakta ise de invaziv bir yöntemin bütün sakıncalarını da beraberinde getirmektedir. Fetal akciğer matürasyonu belirlenmesi açısından ideal, non-invaziv uygulanması kolay ve tekrarlanabilir bir yöntemin geliştirilmesidir.
Yöntem
Bu amaçla 1993-1995 yılları arasında ultrasonografi ve amniosentez sonuçlarının birlikte değerlendirildiği ve uygulamadan sonraki ilk 72 saat içinde doğum yapan gebelik haftası 28-37 arasında değişen, 40 hastayı (43 fetüsü) kapsayan prospektif bir çalışma yapıldı. Değerlendirmede ultrasonografik olarak fetal akciğer ve fetal karaciğer dokularının ortalama maksimum ve minimum frekansları esas alınarak akciğer dokusunun ortalama maksimum ve minimum frekansları, karaciğer dokusunun ortalama maksimum ve minimum frekanslarına oranlandı Q (ortalama) Q (maksimum) Q (minimum). Amnion sıvıları TDx-FLM ile değerlendirildi.
Bulgular
43 hastanın 8 'inde RDS gelişti. Gebelik haftalarına göre ultrasonografik değerler aşağıdaki gibidir. TDx testinin matüriteyi belirleyebilmesi %100 (19/19) immatüriteyi belirleyebilmesi %53.3 (8/15) olarak bulundu. 9 hastada TDx sonucu ara bölgede idi.
Sonuçlar
35 hafta sonrasında RDS gelişmediği varsayılır ve TDN 'in %40.7 yalancı pozitifliği gözönüne bulundurulursa Q ort. değerinin 1.1 'in altında bulunmasının akciğer matürasyonunun tayininde yol gösterici olabileceği tip 1 hata payının varlığı gözönünde bulundurularak söylenebilir.
Anahtar Kelimeler
-