Amaç
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dah'nda 1986-1992 yıllarına ait 7 yıllık dönemde meydana gelen perinatal ölüm vakaları (1228 vaka) irdelendi. Perinatal mortalite oranları daha önceki yıllarda kliniğimizde yapılan çalışmalar ile kıyaslandı. Perinatal ölümler sınıflandırılarak değerlendirildi ve mortalite üzerine etkili faktörler belirlendi. Bu tarihler arasında kliniğimizin fetal mortalite oranı %o 24.39, erken neonatal mortalite oranı %o 19.30, perinatal mortalite oranı %o 43.22 ve düzeltilmiş perinatal mortalite oram %o 35.73 olarak bulundu.
Yöntem
Çalışma dönemindeki perinatal mortalitenin 1956-70 çalışmasına göre anlamlı olarak azaldığı (p<0.001), 1971-80 çalışmasına göre anlamlı olarak arttığı (p<0.001) ve 1981-85 çalışmasına göre değişmediği (p>0.05) belirlendi.
Bulgular
Fetal mortalite nedenlerine bakıldı-ğında maternal risk faktörü saptanmayan olguların en yüksek oranda olduğu ve bunu preeklampsi ve anomalilerin izlediği saptandı. Erken neonatal mortalite nedenlerinde prematürite ve respiratuar distres sendromunun ön planda olduğu ve bunu asjiksi ve anomalilerin izlediği saptandı.
Sonuç
Perinatal ölümlerin % 54.47'sinin antepartum veya intrapartum asfiksiye bağlı olduğu tesbit edildi. Perinatoloji kavramı içinde antenatal takibin yapılması ve yaygınlaştırılmasının perinatal mortalitenin istenilen seviyeye indirilmesinde ana faktör olduğu sonucuna varıldı
Anahtar Kelimeler
Erken neonatal mortalite, Fetal mor-talite, Perinatal mortalite
Giriş
Günümüzde obstetrik uygulamanın temel amacı perinatal mortaliteyi mümkün olan en düşük seviyeye indirmektir. Bu amaç ülkenin genel sağlık politikasının ayrılmaz bir parçası olup, perinatal mortalite oranı, toplumda ana çocuk sağlığı hizmetlerinin etkinliğinin değerlendirilmesinde ve diğer ülkeler ile kıyaslanmasında kullanılan önemli bir ölçüdür. Perinatal mortalitenin irdelenmesi, fetus ve yenidoğan ölümlerinde rol alan faktörlerin belirlenerek, bunlara yönelik tedbirlerin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır. Sağlık hizmetinde rol alan kurumlar da kendi perinatal mortalitelerini tesbit ederek ve irdeleyerek, yıllar içindeki gelişimini ortaya koymalı, perinatal mortaliteye neden olan ana faktörleri belirleyerek eksikliklerini düzeltme yönüne gitmelidir.
Perinatal mortalite oranları dünyanın değişik ülkelerinde büyük farklılıklar göstermekle birlikte, gelişmiş ülkelerde 1000 doğumda 10'un altına düşürülebilmiştir (1) İsveç, Finlandiya ve Japonya perinatal mortalite oranı en düşük olan ilk üç ülkedir (2). Avrupa ülkelerindeki perinatal mortalite oranları %o 7.3 ile 16.5 arasında değişmektedir ve özellikle İskandinav ülkelerinde düşüktür (3). Antenatal bakım ve intrapartum yönetim, fetal ölümler üzerinde belirleyici faktör iken, neonataloji konusundaki teknik ve bilgi birikimindeki gelişmeler ise erken neonatal ölümler üzerinde etkin rol oynamaktadır. Günümüzde perinatal mortalitedeki düşüş başlıca neonatal mortalitedeki düşüşe bağlıdır (4). Neonatal yoğun bakım ünitesindeki teknik ilerlemeler özellikle düşük doğum ağırlıklı yenidoğanların yaşatılabilmesine olanak sağlamıştır. Perinatal mortaliteyi mümkün olan en düşük seviyeye getirebilmek için günümüzde fetal mortaliteyi azaltıcı önlemler üzerinde durmak gerekmektedir.
Perinatal mortalite oranlan istatistiksel değerler olup, ölümlerin nedenleri ve önlenebilirlikleri konusunda fikir vermezler. Perinatal ölümlerin nedenlerini ortaya koyabilmek ve bunları önleyici tedbirleri oluşturabilmek için, perinatal ölüm nedenlerini belirli bir sınıflama içinde ele almak gerekmektedir. Wigglesworth'a göre sınıflama basit ve uygulanabilir olmalı, ölüm nedenlerini net olarak ortaya koyabilmeli ve perinatal mortaliteyi azaltıcı tedbirlerin alınmasında yol gösterici olabilmelidir (5). Ancak perinatal ölümlerin sınıflanması konusunda çok çaba sarfedilmesine karşın günümüzde bile tam bir fikir birliği sağlanamamıştır. Perinatal mortalite konusunda önerilen sınıflamalardaki ana problem ölüm nedeni olarak tek bir faktörün gösterilmesi, buna karşılık gerçekte fetal ve neonatal ölümlere değişik faktörlerin bir arada etki etmesidir.
Çalışmamızda kliniğimiz perinatal mortalite olguları irdelendi. Perinatal mortalite oranları daha önceki yıllarda kliniğimizde yapılan çalışmalar ile kıyaslandı. Perinatal ölümler sınıflandırılarak değerlendirildi ve mortalite üzerine etkili faktörler belirlendi.
Yöntem
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda 1986-1992 yıllarına ait 7 yıllık dönemde meydana gelen perinatal ölüm vakaları (1228 vaka) irdelendi. Doğumhane, Doğum Servisi, Yenidoğan servisi kayıtları çalışma materyalini oluşturdu. Fetal ve erken neonatal dönemde ölen vakaların büyük bir çoğunluğunu antenatal takibi tarafımızdan yapılmayan vakalar oluşturmaktadır.
Çalışma kapsamına 24 hafta ve üzerindeki doğumlar alındı. Fetal mortalite oranı, 1000 doğumda 24 hafta ve üzerindeki ölü doğum sayısı; erken neonatal mortalite oranı, 1000 canlı doğumda ilk 7 gün içinde olan bebek ölüm sayısı ve perinatal mortalite oranı, 1000 doğumda fetal ve erken neonatal mortalitenin toplamı olarak tanımlandı. Düzeltilmiş perinatal mortalite oranı ise perinatal ölümlerden anomalilere bağlı Ölümler çıkartılarak hesaplandı.
Doğumhane kayıtlarından tesbit edilen 693 fetal ölüm olgusunun 657'sinin hasta dosyasına arşiv araştırması ile ulaşılabildi. Bebek odası kayıtlan ve hasta dosyalarından tesbit edilen 535 erken neonatal ölüm olgusunun 511'inin bebek odası kayıtlarından ölüm nedenleri tesbit edildi. Ölüm nedeni saptanan 511 olgunun, ölüm nedenleri yenidoğan servisi bebek dosyalarından (454 dosyaya ulaşıldı) ve bebek odası kayıtlarından tesbit edildi. 1228 olgudan dosyalarına ulaşılabilen 1111 olgunun yaşlan, gravidaları, obstetrik anamnezleri, maternal risk faktörleri, doğum haftaları, doğum kilolan, doğum şekilleri, doğum apgarları Paradox database programına girildi. Perinatal mortalite olgulan Hey ve ark. (6) sınıflamasında maternal risk faktörleri de belirtilerek irdelendi.
Eldeki veriler ile 1986-1992 yıllarına ait fetal mortalite, erken neonatal mortalite ve perinatal mortalite oranları saptandı. Fetal ve erken neonatal mortalite nedenleri belirlendi. Kliniğimizde daha önceki yıllarda Topçuoğlu ve ark (7) Ocak ve ark (8) ile Şen ve ark (9) tarafından yapılan 3 ayrı perinatal mortalite çalışması ile kıyaslandı. İstatistiksel değerlendirmede Kikare testi uygulandı.
Bulgular
Kliniğimizde 1986-1992 yıllan arasında gerçekleşen canlı doğum sayısı 27714, toplam doğum sayısı ise 28407 olarak tespit edildi. Bu süre içinde 693 fetal, 535 erken neonatal ölüm olmak üzere 1228 perinatal ölüm saptandı. Bu tarihler arasında kliniğimizin fetal mortalite oranı %o 24.39, erken neonatal mortalite oranı %o 19.30, perinatal mortalite oranı %o 43.22 ve düzeltilmiş perinatal mortalite oranı %o 35.73 olarak bulundu. Perinatal ölümlerin % 56'sının fetal, % 44'ünün erken neonatal ölümler olduğu ve fetal mortalitenin erken neonatal mortaliteye oranının 1.26 olduğu belirlendi. Perinatal mortalite olgularının yıllara göre dağılımı, total ve canlı doğum sayılan Tablo I'de gösterildi.
Kliniğimizde 1956-1970 yılları arasında Topçuoğlu ve ark, 1971-1980 yıllan arasında Ocak ve ark ve 1981-1985 yıllan arasında Şen ve ark tarafından yapılan üç ayn perinatal mortalite çalışması ile bu çalışmamızda tesbit ettiğimiz perinatal mortalite oranları ve çalışmamızdaki sonuçlar ile kıyaslanması Tablo Il'de gösterildi. Fetal mortalite oranının 1956-70 çalışmasına göre anlamlı olarak azaldığı (p<0.001), buna karşılık 1971-80 (p<0.05) ve 1981-85 (p<0.01) çalışmalarına göre anlamlı olarak arttığı saptandı. Erken neonatal mortalite oranını ise 1956-70 (p<0.001) ve 1981-85 (p<0.05) çalışmalarına göre anlamlı olarak azaldığı, 1971-80 çalışmasına göre ise anlamlı olarak arttığı saptandı (p<0.05). Bütün olarak perinatal mortaliteye bakıldığında, perinatal mortalitenin 1956-70 çalışmasına göre anlamlı olarak azaldığı (p<0.001), 1971-80 çalışmasına göre anlamlı olarak arttığı (p<0.001) ve 1981-85 çalışmasına göre değişmediği (p>0.05) belirlendi.
Fetal mortalite nedenleri daha önceki çalışmalardaki oranlar ile birlikte Tablo IU'de belirtildi ve kıyaslandı. Fetal mortalite nedenlerine bakıldığında maternal risk faktörü saptanmayan olguların en yüksek oranda olduğu ve bunu preeklampsi ve anomalilerin izlediği saptandı. Çalışmamızdaki fetal mortalite nedenleri 1981-85 yılındaki oranlar ile kıyaslandığında; dekolman, previa, sürmatürasyon, yan duruş, asfıksi ve diabet sıklığında anlamlı bir değişiklik olmadığı (p>0.05), konjenital anomali ve preeklampsi sıklığında anlamlı artış (p<0.01, p<0.001) ve Rh izoimmünizasyonu ile kordon komplikasyonlarında anlamlı azalış olduğu (p<0.001) saptandı. Erken neonatal mortalite nedenleri ise daha önceki çalışmalardaki oranlar ile birlikte Tablo IV'de belirtildi.
Erken neonatal mortalite nedenlerinde prematürite ve respiratuar distres sendromunun (RDS) ön planda olduğu ve bunu asfıksi ve anomalilerin izlediği saptandı. Erken neonatal mortalite nedenleri 1981-85 yılındaki oranlar ile kıyaslandığında; prematürite ve RDS de anlamlı azalma (p<0.001), asfiksi+doğum travması, anomali ve sepsis de anlamlı artma belirlendi (p<0.001).
Çalışmamızdaki perinatal mortalite nedenleri Hey ve ark. sınıflamasına göre, maternal risk faktörleri de belirtilerek irdelendi (Tablo V). Perinatal ölümlerin % 54.47'si antepartum veya intrapartum asfiksi, % 17.34'ü konjenital anomali, % 13.27'si hyalin membran hastalığı veya immatür akciğer, % 7'si antepartum veya postpartum enfeksiyon ve % 7.92'sinin diğer nedenlere bağlı meydana geldiği saptandı.
Perinatal ölümlerin yansının nedeni olan asfiksi grubundaki (669 olgu) maternal risk faktörleri incelendiğinde; olguların % 37.2 (249/669)'sinde maternal risk faktörü bulunmadığı, % 27.4 (183/669) ünde preeklampsi, % 7 (47/669) sinde dekolman, % 2.2 (15/669) sinde kordon komplikasyonları veya yan duruş ve % 26.2'sinde diğer faktörlerin bulunduğu tesbit edildi. Perinatal ölümlerin diğer bir sınıflama şekli olan Wigglesworth (5) sınıflamasına göre grubumuzu incelediğimizde, masere ve malformasyonlu olmayan (Grup 1) 511 olgu, konjenital malformasyonlu (Grup 2) 213 olgu, immatürite (Grup 3) 163 olgu, intrapartum ve neonatal ölüme neden olan asfiksi (Grup 4) 162 olgu ve diğer spesifik nedenlere bağlı ölümler (Grup 5) ve nedeni bilinmeyenler 179 olgu olarak saptandı.
Tartışma
Perinatal mortalite oranı 1000 doğumda fetal ve erken neonatal ölümlerin toplamı olarak tanımlanmaktadır (10). Obstetrik uygulamanın temel amacı perinatal mortaliteyi mümkün olan en düşük seviyeye indirebilmektir. Gebelik takip yöntemlerinin gelişmesi, bu konuda bilgi birikiminin artması, sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması ve yeni doğan bakımındaki teknik gelişmeler perinatal mortalite oranının dünyada azalmasına olanak sağlamıştır.
Çalışmamızda 1986-1992 yıllan arasında kliniğimizdeki perinatal mortalite oranı %o 43.22 bulunmuştur. Bu oranın, gelişmiş ülkelerdeki perinatal mortalite oranları ile kıyaslandığında oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Burada üzerinde durulması gerekli bir nokta, kliniğimizde doğum yapan olguların, antenatal takibi kliniğimizde yapılan olgular olduğu kadar, tarafımızdan antenatal takipleri yapılmayan gebelerin de kliniğimizde doğum yapmalarıdır. Perinatal mortaliteyi oluşturan vakaların büyük bir çoğun-luğunu da tarafımızdan izlenmeyen vakalar oluşturmaktadır. Bu oran, bu bakış açısı ile kliniğimizin perinatal mortalitesi olmakla birlikte, daha geniş anlamda yöremizdeki perinatal mortalite oranını yansıtmaktadır. Kliniğimizde daha önceki yıllarda yapılan çalışmalar ile kıyaslandığında 1981-1985 yılına ait oran ile arasında anlamlı bir fark olmadığı 1956-1970 yılına ait değerden ise anlamlı olarak düşük olduğu tesbit edilmiştir. Sonuç olarak son 10 yılda perinatal mortalitede önemli bir gelişme kaydedilmemiştir. Fetal ve erken neonatal mortaliteye ayrı ayrı bakıldığında, önceki 5 yıla kıyasla fetal mortalitenin (%o 24.39) arttığı, erken neonatal mortalitenin (%o 19.30) ise azaldığı tesbit edildi. Fetal mortalite oranı antepartum takibin önemli bir göstergesidir. Çalışma grubumuzda fetal mortaliteyi oluşturan vakaların çok büyük bir kısmını kliniğimize in utero mort de fetus olarak gelen vakalar oluşturmak-tadır. Dolayısıyla fetal mortalitedeki bu artış antepartum takibin yaygınlaşmamasından, eğitim eksikliğinden kaynaklanmaktadır ve genel sağlık politikasındaki sorunları yansıtmaktadır. Finlandiya'da yapılan karşılaştırmalı bir çalışmada; antenatal takipte 16 ile 20 gebelik haftası arasında gebelere uygulanan ultrason taramasının fetal mortaliteyi % 49.2 oranında azalttığı bildirilmiştir (11). Bu çalışma gebelik takibinde yalnızca ultrason uygulamasının bile fetal mortaliteyi yarı yarıya azaltabileceğini göstermektedir.
Kliniğimizdeki erken neonatal mortalite oranındaki azalma yenidoğan bakımındaki gelişmeleri yansıtmaktadır. Erken neonatal mortalite oranımız yine de gelişmiş ülkelerdekinden yaklaşık 5 kat daha yüksektir. Ülkemizde bu konuda yapılan çalışmalarda Zeynep Kamil Hastanesi için 1987-1991 yılların için fetal mortalite %o 21.11, erken neonatal mortalite %o 19.17 ve perinatal mortalite %o 40.29 olarak bildirilmiştir (12). SSK Tepecik hastanesi için 1987 yılında fetal mortalite %o 17, perinatal mortalite %o 45 (13), Süleymaniye Doğumevi için 1984-1989 yıllan için fetal mortalite %o 15.5, erken neonatal mortalite %o 7.4 ve perinatal mortalite %o 22.9 (14) ve diğer bir çalışmada Etimesut'ta %o 26.5, Narlıdere de %o 44.2, Ulaş'ta ise %o 54.6 perinatal mortalite oranlan tesbit edilmiştir (15). Ülkemizde bildirilen perinatal mortalite oranlan, kliniğimiz sonuçlan ile uygunluk içindedir.
Fetal mortalite nedenleri maternal risk faktörleri açısından irdelendiğinde, birinci sırada herhangi bir maternal risk faktörü içermeyen gebelikler yer almaktadır (%o 9.26), bunu sırasıyla preeklampsi (%o 5.49) ve konjenital anomaliler izlemektedir (%o 3.84). Maternal risk faktörü içermeyen gebeliklerdeki yüksek oran, tüm gebeliklerin antenatal takibinde dikkatli ve sistemli olmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Çahşmamızdaki fetal mortalite nedenleri 1981-85 yılındaki oranlar ile kıyaslandığında; dekolman, previa, siirmatürasyon, yan duruş, asfiksi ve diabet sıklığında anlamlı bir değişiklik olmadığı saptandı. Konjenital anomali ve preeklampsi sıklığındaki artış, hastanemize bu tür gebeliklerin sevk edilmesindeki ve otopsi oranındaki artışlardan kaynaklandığı düşüncesindeyiz. Rh izoimmünizasyonu ile kordon komplikasyonlarında anlamlı azalış kliniğimizdeki antepartum ve intrapartum yaklaşımların gelişiminden kaynaklanmaktadır. Erken neonatal mortalite nedenlerinde ise prematürite ve RDS nin ön planda olduğu ve bunu asfiksi ve anomalilerin izlediği belirlendi. Erken neonatal mortalite oranının 1981-85 yılına göre anlamlı olarak azaldığı saptandı (p<0.05). Erken neonatal mortalite nedenleri 1981-85 yılındaki oranlar ile kıyaslandığında; bu azalmanın prematürite ve RDS oranındaki anlamlı azalmadan kaynaklandığı görülmektedir. Prematürite ve RDS oranındaki azalma ise yenidoğan bakım kalitesindeki gelişmelerden dolayıdır. Perinatal ölümlerin nedenlerini ortaya koyabilmek ve bunları önleyici tedbirleri oluşturabilmek için perinatal ölüm nedenlerini belirli bir sınıflama içinde ele almak gerekmektedir. Perinatal mortalite nedenleri Hey ve ark. sınıflamasına göre, maternal risk faktörleri tarafımızdan ayrıca belirtilerek irdelendi (Tablo V). Perinatal ölümlerin % 54.47'sinin antepartum veya intrapartum asfiksiye bağlı olduğu tesbit edildi. Brans ve ark (16) ABD'de yaptığı bir çalışmada bu oran % 20, Parsons ve ark (17) İngiltere’de 51547 doğumu içeren bir çalışmasında % 49.26, De Walls ve ark. (3). Belçika’da yapılan çalışmasında ise % 33.7 olarak bildirilmektedir.
Perinatal ölümlerin yansının asfiksiye bağlı olması, antenatal takibin önemini ortaya koymaktadır. Asfiksiye bağlı bu ölümlerin % 37.2'sinde maternal herhangi bir risk faktörünün bulunmaması, tüm gebeliklerin aynı titizlik ve sistem dahilinde takip edilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır. Preeklampsi de asfiksiye bağlı ölümlerde, % 27.4 oranı ile çok önemli bir yer tutmaktadır. Antenatal takip ile preeklampsinin erken tesbiti, önlenebilmesi ve doğumun zamanlanması ile, bu faktöre bağlı ölümlerinde azaltılabileceği kanısındayız.
Çalışmamızda perinatal mortalitenin %o 7.34'ün konjenital anomalilere bağlı olduğu ve yaşama bağdaşmayan konjenital anomali oranının 1000 doğumda 7.4 olduğu saptandı. Literatürde yaşama bağdaş-mayan konjenital anomali oranı %o 1.96-4.89 arasında değişmektedir (18,11). Konjenital anomalilerin perinatal mortalitedeki oranı değişik çalışmalarda % 12.3 ile 32 arasında bildirilmektedir (3,17) Ölümcül konjenital anomaliler içinde santral sinir sistemi anomalileri ön planda yer tutmaktadır ve çalışmamızda konjenital anomalilerin %o 40.84'ü santral sinir sistemi anomalisi olarak bulunmuştur. Konjenital anomalilere bağlı ölümler önlenebilir ölümler olmamakla birlikte, ultrasonografi ile erken tanınmaları (12-13 gebelik haftasında erken ultrasonografi ile) ve yaşamla bağdaşmayan gebeliklerin 20. gebelik haftasından önce sonlandınlması, perinatal mortalite oranın düşmesine olanak sağlayacaktır.
Hyalin membran hastalığı veya immatür akciğer, perinatal ölümlerin % 13.27'sinde saptandı. Çalışmamızda hyalin membran hastalığına bağlı ölümlerin % 83.5'unun başkaca bir maternal risk faktörü içermeyen erken doğuma bağlı oluşması, erken doğum eyleminin, erken tanınıp engellenebilmesinin önemini vurgulamaktadır. Hyalin membran hastalığı veya immatür akciğere bağlı perinatal ölüm oranı Süleymaniye Doğumevine ait bir çalışmada % 24.6 (14\ yurt dışındaki merkezlere ait çalışmalarda ise % 10.7, % 18.6, % 21 olarak (3,17) bildirilmektedir. Neonatal yoğun bakım imkanlarındaki teknik gelişmeler bu oranın düşmesine katkıda bulunacaktır.
Sonuç
Günümüzde antenatal takipte ultrasonografi ile fetal anomalilerin erken tesbiti ve bu gebeliklerin 20. gebelik haftasından önce sonlandırılmaları anomalilere bağlı fetal mortalite oranını azaltacaktır. Aynca ultrasonografi ile fetal gelişimin izlenmesi amnios sıvının değerlendirilmesi kronik hipoksik fetuslann tanınmasına olanak sağlayacaktır. Antepartum dönemde fetal iyilik halinin belirlenmesi için kullanılan kardiyotokografi ve doppler uygulamaları ile antepartum dönemde hipoksiye bağlı fetal ölümlerin minumuma inmesi ve hatta morbiditenin önlenmesi ile neonatal mortalitenin düşürülmesi sağlanmalıdır. P-rinatoloji kavramı içinde antenatal takibin yapılması ve yaygınlaştırılması perinatal mortalitenin istenilen seviyeye indirilmesinde ana faktördür.
Kaynaklar
1. Kirkup B: Perinatal mortality and associated morbidity. Curr Opinion Obstet Gynecol 3:769-801,1991.
2. Kishi GY: Neonatology and infant development, including pe rinatal mortality. Curr Opinion Obstet Gynecol 2:795-801, 1990.
3. De Wals P, Bertrand F, Verlinden M, Beckers R: Perinatal mortality in belgium. Biol Neonate 55:10-18, 1989
4. Morrison I: Perinatal mortality: basic considerations. Semin Perinatol 9:144-150, 1985.
5. Wigglesworth J: Monitoring perinatal mortality: a pathophysi ological approach. Lancet ii:684-686,1980.
6. Hey EN, Lloyd DJ, Wigglesworth JS: Classifying perinatal death: fetal and neonatal factors. Br J Obstet Gynecol 93:1213- 23, 1986.
7. Topçuoğlu S, Atasü T, Saner S: Perinatal mortalite. istanbul Tıp Fakültesi Mecmuası 34:751, 1971.
8. Ocak V, Ünal O, Atasü T, Kalyoncu C, Topçuoğlu S: Cer rahpaşa Tıp Fakültesi Doğum ve Kadın Hastalıkları Kliniğinde perinatal mortalite oranları. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dergisi 13:316,1982. .
9. Şen C, Ocak V, Ilıcalı A, Erez S, Atasü T: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde Perinatal Mor talite oranının değişimi. Jinekoloji ve Obstetrik Dergisi 2:153- 159, 1988.
10. Chiswick ML: Commentary on current World Health Organi zation definitions used in perinatal statistics. Br J Obstet Gynecol 93:1236-1238, 1986.
11. Kemppainen AS, Karjalainen O, Ylöstalo P, Heinonen OP: Ultrasound screening and perinatal mortality: controlled trial of systematic one-stage screening in pregnancy. Lancet 336:387- 391,1990. 12. Amaç A, Sarper N, Güven F, Tanuğur O: Zeynep Kamil Hastanesinde üç aylık dönemde perinatal mortalite.9. Jineko- patoloji kongresi, Zeynep Kamil Hastanesi, İstanbul 1992.
13. Uran B: Neonatal morbidite ve mortalitedeki etkili maternal ve obstetrik faktörler. İzmir Çocuk Hastanesi Tıp Bülteni 6:3-9, 1989.
14. Yener C, Şengün Y: Süleymaniye Kadın Hastalıkları ve Doğum hastanesinde fetal, neonatal ve perinatal mortalite oranla rını etkileyen faktörler. Jinekoloji ve Obstetrikte Yeni Görüş ve gelişmeler 3:73-76, 1992. 15. Bertan M, Güriş D: Türkiye'de çocuk sağlığı, Türkiye'de ço cuğun durumu. Unicef, Ankara, 1989.
16. Brans YW, Escobedo MB, Hayashi RH, Huff RW, Kagan- Hallet K, Ramamurthy RS: Perinatal mortality in a large perina tal center: Five-year review of 31000 births. Am J Obstet Gyne col 148:284-289,1984.
17. Parsons L, Duley L, Alberman E: Socio-economic and eth nic factors in stillbirth and neonatal mortality in the NE Thames Regional Health Authority (NETRHA) 1983. Br J Obstet Gyne col 97:237-244, 1990.
18. El-Shafei AM, Sandhu AK, Dhaliwal JK: Perinatal morta lity in Bahrain. Aust NZ J Obstet Gynecol 28:293-298, 1988.
19. Buckell EWC, Wood BSB: Wessex Perinatal mortality sur vey 1982. Br J Obstet Gynecol 92:550-558,1985.
|
Dosya / Açıklama |
|
Tablo 1 Perinatal mortalite olgularının yıllara göre dağılımı |
|
Tablo 2 Kliniğimizde yapılan çalışmalardaki fetal,erken neonatal ve perinatal mortalite oranları |
|
Tablo 3 Fetal mortalite nedenleri |
|
Tablo 4 erken neonatal mortalite nedenleri |
|
Tablo 5 Hey ve Ark., perinatal mortalite sınıflaması ( maternal risk faktörleride belirtilerek) |