Amaç
Sonografik olarak konan fetal abdomende kitle tanısı ile postnatal bulgular arasındaki korelasyonun karşılaştırılması amaçlandı.
Yöntem
1992-1994 yılları arasındaki 2 yıllık sürede ultrasonografik olarak fetal intraabdominal kitle tanısı konan 31 olgu retrospektif olarak değerlendirildi. Ultrasonografik incelemelerde Kretz Combison 320/5 (Kretz Teknik Zimpf, Austria) 3.5-4 MHz ve Toshiba SSH-140 A(Toshiba Cooperation, Tokyo, Japan) 3.75-5 MHz konveks problar kullanıldı. Ultrasonografik fetal intraabdominal kitle tanısı olguların 17'sinde II. trimesterde, I4'ünde III. trimesterde kondu. Fetal intraabdominal kitlelerin 20'sinin ürogenital sistemden (8 Tip II multikistik displazik böbrek, 5 Tip I infantil polikistik böbrek, 4 konjenital hidronefroz ve 1 mesane çıkış obstrüksiyonu ve 2 över kisti olgusu), 9'unun gastrointestinal sistemden (intestinal obstruksiyon 7, mekonyum ileusu 2), birinin hem ürogenital ve hem de gastrointestinal sistemden (Meckel Sendromu), birinin nöröektodermden (Tip III teratom) köken aldığı saptandı. Fetal intraabdominal kitlelerle birlikte 4 hastada ventral indüksiyon defekti, 5 hastada intrauterin gelişme geriliği, 4 hastada club-foot deformitesi, 2 hastada nöral tüp defekti, 2 hastada iskelet displazisi, 1 hastada situs inversus totalis, 1 hastada atrial septal defekt ve 2 hastada hidrops fetalis bulguları mevcuttu. Polihidramnios 7 olguda, oligohidramni-os 13 olguda mevcuttu.
Bulgular
20 ürogenital sistem kökenli fetal abdominal kitlenin 18'inde, 9 gastrointestinal sistem kökenli fetal abdominal kitlenin 7'sinde, Meckel Sendromu'nda ve Tip III teratomda lokalizasyon ve kitle natüru belirlendi. Hemo-rajik över kisti ve iskelet displazisi olan tanımlanan bir olguda postmortem incelemede resessiv geçişli mukometro-kolpos ve Ellis van Creveld Sendromu, mesane çıkış obstrüksiyonu tanısı alan bir diğer olguda megasistitis mikroko-lon intestinal hipoperistaltizm sendromu saptandı. Mekomyum ileusu ve intestinal atrezi ayrımı iki olguda yapılamadı.
Sonuç
Ultrasonografi fetal abdominal kitlelerde kitlenin lokalizasyonu ve natürünü dolayısı ile de fetal prognozu belirler; hastaya uygun danışma verilmesini sağlar. Yenidoğana uygulanacak acil cerrahi girişimlerin önceden planlanması ve yapılabilmesinde son derece yararlı bir yöntemdir.
Anahtar Kelimeler
-