Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Preeklampside tiroid fonksiyon değişiklikleri ve fetal prognostik değeri

İsmail Yılmaz, Erdal Aktan, Ferit Soylu, Süleyman B. Tosun

Künye

Preeklampside tiroid fonksiyon değişiklikleri ve fetal prognostik değeri. Perinatoloji Dergisi 1993;1(4):236-240

Yazar Bilgileri

İsmail Yılmaz,
Erdal Aktan,
Ferit Soylu,
Süleyman B. Tosun

  1. İzmir Atatürk Devlet Hastanesi 2. Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği İzmir TR
Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Amaç
Preeklampside tiroid fonksiyonları değişikliklerini incele­mek amacı ile 27preeklamptik, 24 normotansif gebe çalış­ ma kapsamına alındı 
Yöntem
Preeklamptik gebelerde serum T3, T4 ve plazma albumin değerleri normotansif gebelerinkinden anlamlı olarak düşük, serum TSH ve ürik asit değerle­ ri ise anlamlı olarak yüksek bulundu. 
Bulgular
Düşük serum T4 ve yüksek serum TSH düzeyleri bulunan preeklamptik gebelerde düşük doğum ağırlıklı bebek do­ğurma sıklığı artmış olarak gözlendi 
Sonuç
Serum TSH düzeyi yüksek gözlenen preeklamptik gebelerde prematür doğum sıklığı da artmış olarak gözlendi. Serum T3, T4 ve TSH düzeyleri ile doğumda gebelik hafta­sı ve bebek doğum ağırlıkları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon saptanmadı.
Anahtar Kelimeler

Tiroid hormonları, preeklampsi

Giriş
Preeklampside etyolojik faktörler ve oluşum meka­ nizması tam olarak tespit edilememiştir. Bu yönde yapılan birçok araştırmada preeklampsi fizyopatolojisinde immünolojik olayların etkin bir role sahip ol­ duğu ileri sürülmüştür [1], [2], [3], [4]. Tiroid bezi hastalıkları incelendiğinde, bu bezi ilgi­lendiren birçok hastalığın otoimmun olayların ilgili olduğu, birçok sistemik otoimmun hastalığa eşlik et­tiği ve immünolojik olayların bu bezin fonksiyonu üzerine etkili oldukları saptanmıştır [5], [6].
Gebelikte bazal metabolik hızda % 15-25 arasında bir artış olmaktadır. Bu artışın primer sorumlusunun tiroid hormon akitvitesindeki relatif yükselme oldu­ ğu belirtilmiştir [2], [4], [7].
Normal bir gebelikte gözlenen ve fizyolojik kabul edilen bu değişikliklerin preeklampside daha az be­lirgin olduğu belirtilmektedir. Bu yönde yapılan ça­ lışmalarda, daha da ileri gidilerek "Düşük T3 Sendromu" adıyla bir sendrom da tanımlanmıştır [5], [8].
Bu konudaki literatür bilgilerinden yola çıkarak pre­ eklamptik gebelerdeki T3, T4 ve TSH hormon dü­ zeylerinin bazı fetal prognostik parametrelerle ilgisi­ni araştıran bu tespit çalışmasını planladık.
Yöntem
 10 Ocak 1993 ile 12 Ağustos 1993 tarihleri arasında İzmir Atatürk Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine başvuran 27 preeklamptik gebe araştırma grubuna alındı. Preeklampsi tanısı için şu kriterler kabul edildi:
1. Gebeliğin ikinci yarısında arterial kan basıncının ez az 6 saat ara ile iki kez 140/90 mmHg veya üzerinde olması.
2. Beraberinde 300 mg/24 saat veya daha fazla proteinürinin saptanması ve/veya gode bırakan +2 veya daha belir gin bir ödemin saptanması.
Yine aynı dönemde, kontrol grubu olarak gebeliğinin ikinci yarısında olan 24 normotansif gebe çalışma kapsamına alındı. Her iki gruptaki gebelerin hiçbirinde böbrek hastalığı öyküsü, kalp hastalığı, guatr, hipertiroidi ve diabetes mellitus saptanmadı.
37. gebelik haftasından önce olan doğumlar prematür, 2500 gm altında doğum ağırlığına sahip olanlar ise düşük doğum ağırlıklı doğumlar olarak gruplandı. 24 normotansif gebeden oluşan kontrol grubundan elde edilen laboratuvar değerleri normal sınır olarak kabul edildi. Preeklamptik gebelerden elde edilen laboratuvar değerleri normal değerler ile karşılaştırıldı. T3, T4 ve albumin değerleri için normalin altında olanlar, TSH ve ürik asid değerleri için normalin üstünde olanlar belirlendi. Böylece araştırma grubu bu veriler yardımıyla alt gruplara bölündü. Daha sonra bu alt gruplar, bebek doğum ağırlığı ve doğumda gebelik haftası parametreleri ile karşılaştırıldı. Gebelerin herbirinden, başvurularını takiben ilk 24 saat içinde 10 mi venöz kan örneği alındı ve hemen santrüfüje edilip (5000 rpm-10 dakika) plazmaları ayrıldı. Plazmalar +4 C de saklandı. Total T3, total T4 ve TSH hormon konsantrasyonları ölçümleri DPC Gamma Counter'da Radioimmunassay yöntemi ile yapıldı. Plazma albumin ve ürik asid konsantrasyonları ise, Beckman Synchron CX-S analizörü ile yapıldı.
Sonuçların istatistiksel değerlendirmesi Ege Üniversitesi Bilgisayar Uygulama ve Araştırma Merkezinde IBM VM/ CMS Computer Network yardımı ile yapıldı. Bulguların değerlendirilmesinde, basit istatistiksel yöntemler, ki-kare testi, Fisher kesin ki-kare testi, student t testi, korelasyon katsayısı tespit testi, korelasyon katsayısı önem kontrolü testi kullanıldı.
Bulgular
Çalışma kapsamına alınan toplam 51 olgunun (16-40 yaş) araştırma (n=27) ve kontrol (n=24) grubu olarak yaş, parite, doğumda gebelik haftası, bebek doğum ağırlığı, serum tiroid hormonları düzeyleri ve plazma albumin ve ürik asid düzeyleri karşılaştırmalı olarak incelemeye alındı.
Araştırma grubundaki olguların yaş ortalaması 26.9 SD 1.1 ve kontrol grubundaki olguların yaş ortala-ması 28.3 SD 1.2 olarak bulundu (p>0.05). Primipar olgular araştırma grubundaki olguların % 59.3'ünü (n=16) oluştururken, kontrol grubunda ise % 58.3'ünü (n=14) oluşturmakta idi (p>0.05); multi-par olguların oranı ise araştırma ve kontrol grupla-rında sırası ile % 40.7 (n=11) ve % 41.7 (n=10) ola-rak saptandı (p>0.05). Olgularımızın doğumda gebelik haftalarının ortala-maları, araştırma grubunda 34.7 SD 3.5 iken kontrol grubunda 38.0 SD 1.5 (p<0.01); bebek doğum ağırlıkkları ortalamaları ise araştırma ve kontrol gruplarında sırası ile 2676 gm SD 881 ve 3320 gm SD 399 idi (p<0.01).
Araştırma grubumuzda 5 perinatal mortalite saptandı, kontrol grubunda ise hiç görülmedi. Bu olguların, elde edilen laboratuvar bulgularına göre dağılımları ise Tablo 4'de gösterilmiştir. Tablo 4'de görülen değerler küçük olduğu için istatistiksel analiz çalışması yapılmamıştır. Preeklamptik gebelerde serum T3, T4, TSH düzeyleri ile doğumda gebelik haftası, bebek doğum ağırlığı, maternal plazma albumin ve serum ürik asid düzeyleri gibi fetal prognoz ile ilişkili değerler arasında korelasyonun varlığı araştırıldı. Bulgular Tablo 5'de gösterilmiştir.
Tartışma
27 gebeden oluşan araştırma ve 24 gebeden oluşan kontrol grubumuz arasında gerek yaş gerekse parite açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Preeklamptik gebeler normotansif olanlara göre daha erken gebelik haftalarında doğum yaptılar, bu durum preeklamptik gebeliklere daha erken bir dönemde müdahale edilmesi olasılığının yüksekliği ile açıklanabilir. Preeklamptik olgular, normotansif olgulara göre daha düşük doğum ağırlıklı bebekler doğurdular. Bu durum, preeklamptik gebelerin daha sık olarak SGA, dismatür bebek doğurduklarına dair literatürde rastlanan bilgilerle uyumlu (1,2,3,9,10,11). olsa da, çalışmamızdaki gruplar arasındaki bu farkın nedeni, her iki grubun doğumda gebelik haftaları ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel anlamlılığı nedeniyle, açık değildir.
Preeklamptik gebelerde ortalama serum T3 düzeyi, normotansif gebelere göre daha düşük bulundu. Bu sonuçla uyumlu bulgulara literatürde rastlanmaktadır (5,8,12,13). Osathanondh, Tolino ve Lao bu durumu "Düşük T3 Sendromu" olarak tanımlamışlardır (5,8,13,14).
Yine araştırmamızda, ortalama serum T4 değerinin preeklamptik olgularda, kontrol grubuna göre daha düşük olduğu gözlendi. Bu sonuç, bazı araştırmacıların (5,8) bulguları ile uyumlu iken, diğer bazılarınınkiler ile çelişkilidir, bu çelişkinin ise değişik ticari kitlerin kullanımı ile ilgili olduğuna dair açıklamalar getirilmektedir (14). Bizim serimizde, preeklamptik olguların ortalama serum TSH değerinin kontrol grubununkinden daha yüksek olduğu gözlendi. Bu sonuç literatür ile uyumludur (5,8,13,14). Bu durum, azalan T3 ve T4 düzeylerine bir yanıt olarak düşünülebilir (5,6,9).
Araştırmamızda, preeklamptik olgulardaki ortalama plazma albumin düzeyi kontrol grubununkinden daha düşük; ortalama ürik asid değeri ise preeklamptik olgularda kontrol grubundan daha yüksek bulundu. Her iki bulgu ile uyumlu literatür bilgisine rastlanmaktadır (1,9,14,15,16). Preeklamptik gebelerden oluşan araştırma grubumuzda, T4 değeri normalin altında bulunan olgularda düşük doğum ağırlıklı bebek doğum sıklığı fazla idi ve bu bulgumuzun Lao ve ark.'nınki ile uyumlu olduğu gözlendi (14); T3 düzeyi düşük bulunan olgularda ise düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma sıklığının arttığı gözlenmedi. Fakat, aynı grupta TSH değeri normalin üzerinde olan olgularda düşük doğum ağırlıklı veya prematür bebek doğurma sıklığının arttığı gözlendi, bu bulgu Lao ve ark.'nın bulguları ile uyumlu bulunmuştur (14). Bu bulgularımızdan yola çıkarak preeklamptik gebelerde düşük tiroid hormon düzeyleri ve buna sekonder yüksek TSH düzeylerinin, dismatürite ve/veya prematüritiye bağlı olarak, düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu riskinde artışa işaret ettiğini ileri sürebiliriz.
Araştırmamızda 5 perinatal ölüm olayı gözlendi, sayının az olması nedeniyle istatistiki analiz uygulanarak perinatal ölüm sıklığının serum T3, T4 ve TSH düzeyleri ile ilişkisi incelenemedi.
Serum T3 değerleri ile plazma albumin ve ürik asid değerleri arasında, ayrıca serum T4 değerleri ile plazma albumin ve ürik asid değerleri arasında anlamlı korelasyonlar tespit edildi. Bu bulgular literatür ile uyumludur (14). Serum TSH değerleri ile serum ürik asid değerleri arasında da anlamlı korelasyon tespit edilmiştir.
Araştırmamızda, her ne kadar preeklamptik grubun ortalama plazma albumin değeri kontrol grubununkinden düşük tespit edildi ise de, plazma albumin düzeyleri ile gerek doğumda gebelik halfası gerekse bebek doğum ağırlığı arasında anlamlı bir korelasyon tespit edilmedi. Ayrıca hipoalbuminemi saptanan preeklamptik gebelerdeki düşük doğum ağırlıklı ve prematür bebek doğurma sıklıkları da diğer preeklamptik gebelerdekinden farklık bulunmadı. Bu bulgular, Studd ve ark.'nın "preeklamptik gebelerde, düşük doğum ağırlığı düşük plazma albumin düzeyi ile ilişkilidir" görüşü (15) ile çelişkilidir.
Preeklamptik grubun ortalama serum ürik asid düzeyinin kontrol grubununkinden daha yüksek olduğunu gözledik; ayrıca preeklamptik gebelerde serum ürik asid değerleri ile bebek doğum ağırlığı arasında anlamlı negatif korelasyon tespit edildi. Bu sonuçlar literatür ile uyumludur (14,16).Preeklamptik gebelerde serum ürik asid düzeyindeki artışın fetal prognostik önemi olduğu görüşüne biz de katılıyoruz. Buna dayanarak, preeklamptik^ gebelerde fetal prognostik önemi kabul edilen serum ürik asid düzeyleri ile tiroid hormonları ve TSH düzeyleri arasındaki anlamlı korelasyonlar, bizce preeklamptik gebelerde T3, T4 ve TSH düzeylerindeki normalden sapmaların da fetal prognostik önemi olduğuna işaret etmektedir.
Sonuç
Sonuç olarak, araştırmamızda preeklamptik gebelerde düşük serum T4 ve yüksek serum TSH düzeylerinin fetal prognostik öneme sahip olabileceğine işaret eden bulgulara rastlanıyorsa da, bu konuda kesin yargının ancak benzerik çalışmalar sonucunda oluşabileceği görüşündeyiz.
 
Kaynaklar
1. Pritchard JA, MacDonaltl PC: Williams Obstetrics. New York, Appleton-Century-Crofts pp:7O2-758, 1989.
2. Mable WC, Sibai BM: Hypertensive states of pregnancy. In: Pernoll ML (ed). 7th Ed. Connecticut. Prentice-Hall International Inc, pp:373-387, 1991.
3. Sibai BM, Tashimi M, El Nazar A, et al: Maternal-perinatal outcome of conservative management of severe preeclampsia in mid-trimester. Am J Obstet Gynecol 64:319. 1984.
4. Sibai BM, Tashimi M, el Nazar A, et al: Maternal-perinatal ocutcome of conservative management of severe preeclampsia in mid-trimester. Am J Obstet Gynecol 152:32, 1985.
5. Tolino A, de Conciliis B, Montamaqeno U: Thyroid hormo nes in the human pregnancy. Acta Obstet Gynecol Scand 64:557, 1985.
6. Larsen PR: The thyroid. In: Wyngaorden JB, Smith LH (eds). Cecil Textbook of Medicine. 17th Ed. Philadelphia, pp:l275- 1300, 1985.
7. Wallach J: Endocrine diseases. In: Interpretation of diagnostic tests. 3rd ed. Boston, Little Brown Company, pp:383-384, 1983.
8. Osathanondh R, Tulchunsky D, Chopra IJ: Total and free thyroxine and triiodothyronine in normal and complicated preg nancy. J Clin Endocrin Metab 42:89, 1976.
9. Sibai BM: Preeclampsia-Eclampsia In: Sciarra JJ, Preston DV (eds). Gynecology and Obstetrics, Revised ed. Philadelphia, Lip- pincott Company, Chapter 51, 1989.
10. Ansan K: Doğum Bilgisi. Cilt 2, 3. Baskı, İstanbul. Çeltiit Matbaası, 970-1001, 1989.
11. Khong TV, Devvolf F, Robertson WB, et al: Inadequate ma ternal vascular response to placentation in pregnancies complica ted by preeclampsia and by small for gestational age infants. Br J Obstet Gynaecol 93:1049, 1986.
12. Cavalieri RR, RApoport B: Impaired peripheral conversion of thyroxine to triiodothyronine. Ann Rew Med 28:57. 1977.
13. Lao TT, Chin RK, Swaminathan R: Thyroid function in preeclampsia. Br J Obstet Gynaecol 95:880, 1988.
14. Lao TT, Chin RK, Swaminathan R, Lam YM: Maternal thyroid hormones and outcome of preeclamptic pregnancies. Br J Obstet Gynaecol 97:71. 1990.
15. Studd JWW, Blarney JD, Bailey DE: Serum protein chan ges in the preeclampsia-eclampsia syndrome. J Obstket Gynaecol Br Common W 77:796, 1970.
16. Redman CWG, Beilin LJ, Bonnar .1, Wilkinson RH: Plas ma urate measurements in predicting fetal death in hypertensive pregnancy. Lancet 1370, 1976.
Dosya / Açıklama
Tablo 1
Olguların serum hormon (T3, T4, TSH) düzeyleri
Tablo 2
Olguların plazma albumin ve ürik asid düzeyleri
Tablo 3
Preeklamptik gebelerde T3, T4, TSH, plazma albumin ve ürik asid düzeylerinin düşük doğum ağırlığı ve prematürite ile ilişkisi
Tablo 4
Perinatal mortalite gözlenen olguların laboratuvar verilerine göre dağılımı
Tablo 5
Serum T3, T4, TSH düzeyleri ile doğumda gebelik haftası, bebek doğum ağırlığı, maternal plazma albumin ve serum ürik asid düzeyleri arasındaki korelasyon katsayıları
Tablo 6
Preeklamptik gebelerde plazma albumin, serum ürik askı düşeyleri ile doğumda gebelik haftası, bebek doğum ağırlığı arasındaki korelasyon katsayıları
Tablo 7
Normotansif (kontrol grubu) gebelerde plazma albu-min, serum ürik asid düzeyleri ile doğumda gebelik haftası, bebek doğum ağırlığı arasındaki korelasyon katsayıları