Ara

Bu bölümde sistem içerisindeki makaleler arasında arama yapabilirsiniz.

Dergi Kimliği

Online ISSN
1305-3132

Yayın Dönemi
1993 - 2021

Editor-in-Chief
​Cihat Şen, ​Nicola Volpe

Editors
Daniel Rolnik, Mar Gil, Murat Yayla, Oluş Api

Künye

Gebelikte pulmoner arterial hipertansiyona multidsipliner yaklaşım. Perinatoloji Dergisi 2011;19(2):121-122

Yazar Bilgileri

Demet Terek1,
Meral Kayıkçıoğlu2,
Hakan Kültürsay2,
Mete Ergenoğlu3,
Mehmet Yalaz1,
Oktay Musayev2,
Nesrin Moğulkoç4,
İlkben Günüşen3,
Mete Akısu1,
Nilgün Kültürsay1

  1. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı İzmir TR
  2. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı İzmir TR
  3. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı İzmir TR
  4. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı İzmir TR
Yazışma Adresi

Demet Terek, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı İzmir TR,

Yayın Geçmişi
Çıkar Çakışması

Çıkar çakışması bulunmadığı belirtilmiştir.

Giriş
Gebelikte pulmoner arteriyal hipertansiyon (PAH) varlığında maternal mortalite çok yüksektir (%30-56). Bu hastalara gebeliğin önlenmesi, gebelik gelişmişse de kesinlikle en erken dönemde sonlandırılması önerilmektedir. Literatürde ciddi PAH’lı bir gebenin sağlıklı bebek sahibi olduğu az sayıda olgu bildirilmiş olmasına rağmen bebeklere ait ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Mevcut özette, gebelikte PAH tedavisi ile sağlıklı bebeği olan annenin izlemi sunulmuştur.
Olgu
Otuz yaşında, ilk gebeliğinde 26. haftada PAH tanısı alarak gebelik sonlandırılması önerilmesine rağmen gebeliğin devamını isteyen Rus asıllı gebe Ege Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’na başvurdu. Fonksiyonel sınıf 3-4 olan ciddi PAH’lı gebenin kardiyolog, pulmonolog, kadın doğum ve yenidoğan uzmanlarından oluşan ekip tarafından tedavisi düzenlenerek iloprost (inh), sildenafil (P.O.) ve düşük moleküler ağırlıklı heparin başlandı. Oksijen desteğine karşın annenin arteriyal oksijen saturasyonu %80 civarlarında seyretti. Otuz birinci gebelik haftasında 5 gün IV-iloprost ardından antenatal steroit şeması uygulandı ve epidural anestezi kullanılarak elektif sezaryan ile doğurtuldu. Yenidoğan yoğun bakım ünitesine alınan prematüre bebeğin izleminde kısa süreli nazal CPAP ardından kuvöz içi oksijen uygulandı. Ciddi sinuzal taşikardi dışında kardiyak sorun olmadı ve patent duktus arteryozus (PDA), postpartum 1. haftada kapandı.Annenin genel durumunun kötü olması, iloprost tedavisine devam etmesi; bunların bebekteki yan etkilerinin net bilinmemesi nedeni ile bebek, anne sütü yerine hazır mama ile beslendi. Yaşamının 31. gününde (36 haftalık) akciğer grafisinde bulgusu olmamasına rağmen oksijen ihtiyaçları devam eden ve enfeksiyon ölçütleri negatif saptanan olguya intravenöz deksametazon tedavisi başlandı ve 48. saatte oksijen gereksinimi kalmaması üzerine steroit kesildi. Bebek 35. gününde 2360 g olarak taburcu edildi. Bebekteki açıklanamayan taşikardi ve oksijen ihtiyacının annenin kullandığı ilaçlarla ilişkili olabileceği düşünüldü. Anne ise doğum sonrası ikinci ayında oksijen desteğinde taburcu edildi.
Sonuç
Gebelik sonlandırılması önerisine karşın ısrarla doğum yapmak isteyen ciddi PAH’lı anne adayı multidisipliner yaklaşım ile izlenmiştir. PAH tedavisinde kullanılabilecek teratojen etkili ilaçlardan sakınılmış, anne ve bebeğin çok yakın izlemi ile tolere edilebilecek en uygun zamanda ve en uygun yöntemle doğum yaptırılması sonucunda preterm doğan fakat sağlıkla taburcu edilen bebeğe ulaşılabilmiştir. PAH tedavisindeki gelişmeler, daha önce yüksek mortalite nedeniyle sağlıklı bebek şansı olmayan PAH’lı genç kadınlar için ümit ışığı olabilir.
Anahtar Kelimeler

-